Olasılık? (Olabilir de olmaya bilir de)
Düşünün ki sonsuz bir evrendeyiz, sonsuz sistemler, galaksiler var ve sonsuz bir döngü.
Zaten sonsuz kavramının kendisi bile tek başına her olasılığı sonsuz olarak niteler. Bu, bu soruya yönelik kavramsal bir bakış.
Şimdi düşünelim; dünyamız evren nazarında bir kum tanesi. Evren dünya ölçeğinde bir kumsal. Şimdiye kadar gidebildiğimiz en yakın yer bitişiğimizdeki kum tanesi olan ay. Ve evren kesintisiz olarak yeni kumsallar üretmeye devam ediyor. Bu durumda bu sonsuz sayıda kum tanesinde bizdeki gibi bir evrimsel sürecin cereyan etme ihtimali yine sonsuzdur.
Bu matematiğin dili ve fakat matematikteki ihtimal (olasılık) maddi evrende illaki vücut bulacak anlamına gelmez. Genel eğilimimiz olasılıkları gerçekleşme olarak değerlendirme şeklinde iyimser bir eğilim. Oysa olasılık gerçekleşmeme ihtimalini de aynı oranda içerir.
Başka dünyalar ve başka insanlar meselesi de farklı değil.
İyimser olasılık: Bu denli muazzam bir evrende her olasılık sonsuz ise, bizim gibi dünyaların ve canlıların var olma olasılığı sonsuz. Yani mutlaka olmalı hem de evrenin her yerinde.
Karamsar olasılık: Bu denli muazzam bir evrende her olasılık sonsuz ise, bizim gibi dünyaların ve canlıların var olmama olasılığı da sonsuz. Yani korkarım ki yalnızız.
Burada sonsuz olasılık vesilesiyle, mutlaka dünyamızın oluşumuna benzer süreçlerin de olacağı üzerinden, başka dünya ve canlıların varlığına yönelik bir değerlendirme yapabiliriz ve fakat yanılırız. Çünkü aynı sonsuz olasılık, evrendeki (Gezegenler, sistemler, galaksiler vb.) her şeyin kendine özgülüğünün (başka hiçbir şey ile tıpa tıp benzeşmeyeceğinin) sonsuz olasılığını da içerir.
Ki dünyamızdan edindiğimiz tecrübeler ve bilim ile yaratıcısı felsefenin “aynı nehirde iki kez yıkanamayız” cümlesinde cisimleşen devinim ve evrim sanki yalnızız diyor. Fakat her iki ihtimal de hem muazzam heyecan verici hem de bir o kadar korkutucu…