Güzel ve derin bir soru. Evrimin, yasaların ve daha genel olarak maddenin nesnel doğasına parmak basıyor.
Evrim nesnel bir süreçtir, öznesinden bağımsız olarak işler. Bu sürecin ürünleri elbette çok farklı ve yerel özgünlükler gösterebilir. Fakat evrim sürecinin de diğer nesnel süreçler gibi nesnel yasalarının olması, tıpkı genel görelilik, elektromanyetizma yasaları vb. gibi, bu yasaların doğasının başka "dünyalarda" da geçerli olmasını zorunlu kılar. Hele ki başka dünyalardaki "insanlar"dan yani bilinçli varlıklardan söz ediyorsanız, yasaların evrensel doğası, bu konudaki "hollywood" tarzı uçuk kaçık tasarımlarımızı sınırlamamızı zorunlu kılacaktır.
Öncelikle "bilinç", maddenin son derece özgün bir özelliğidir. Ortaya çıkabilmesi için gerekli olan parametrelerin çokluğu ve doğru oranları, başka dünyalardaki bilinçli varlıklara ilişkin yapacağımız tasarım bandımızı morfolojik olarak oldukça sınırlayacaktır. Bu varlıkların biyolojileri çok farklı işleyebilir; örneğin oksijen yerine azot ya da amonyak kullanarak biyolojik süreçlerini sürdürebilirler, bu, konunun özüne ilişkin sorun teşkil etmez. Fakat, bilincin ortaya çıkışının canlı kimyasına, biyolojisine indirgenemeyecek katı bir zorunluluğu var: Alet yapabilmek; en temel önemdeki nokta bu. Diğer bileşenlerin tümü ikincil. Yalnızca bu nokta üzerinden düşünürsek, alet yapabilmek için en az iki uzvun boşta olması gerekmektedir. Bu iki uzvun boşa çıkabilmesi için ise boştaki uzuvların ve gövdenin ağırlıklarının diğer iki ya da daha çok uzuv ile desteklenmesi ve boştaki iki uzva hareket serbestisi sağlanması gereklidir. Örneğin bu, karasal bir gezegeni ve belirli bir aralıktaki yerçekimi ivmesini zorunlu kılar. Bu ise gezegenin ortalama yoğunluğuna dair bir sınırlama getirir. Bunun sonucu olarak da "insan adaylarının" kendilerini çevreleyen doğa ve nesnelerle etkileşiminde belirli morfolojik zorunluluklar ve sınırlamalar ortaya çıkacaktır. Bu ise, uzuv ve çıkıntıların zorunlu olarak alet yapmaya uygun bir morfolojinin evrensel çizgilerini içermesi anlamına gelir. Hayali gezegenimizdeki bilinci olamayan diğer canlılar için morfolojik serbestlik elbette daha geniş olacaktır, fakat bu da nesnel evrim yasalarının izin verdiği ölçülerle sınırlanacaktır. Evrimin bugün henüz bilemediğimiz yasaları da vardır muhtemelen. Bu yasaları keşfettiğimizde bugün bildiklerimiz boşa düşmeyecek tam tersine bildiklerimizi daha derinden kavramış olacağız. Hayali gezegenimizde evrimin hiç bilmediğimiz yasaları işlese bile bugün bildiklerimizle uyum içinde olmak zorunda. Çünkü yasaların doğaları nesnel ve evrenseldir. Yukarıda yapmaya çalıştığım kaba akıl yürütmeyi bir tarafa koyarsak, eğer bir gün insanlık, dünya dışı uygarlıklarla karşılaşırsa Hollywood tasarımı olan konuşan ejderha ya da bilgelik taslayan balıklarla karşılaşmayacaktır. Sorunuzda vurguladığınız gibi, insana benzer “insanlar”la karşılaşmamız çok daha muhtemeldir.