Şeyler ve kavramlar aynı seyler değillerdir. Kavramlar temsil ilişkisini içerirler. Burada bir elma kelimesi ses olarak yani fonetik olarak anlamsız bir sesten başka bir şey değildir. Ancak anlamsal yani semantik olarak bir meyveyi temsil ettiği için anlam kazanmış olur. Zihninizde bu şekilde kavramlara dair bir anlam eşleşmesi kurulmuş olur. Yoksa ses olarak elma söyleyişinin hiç bir anlamı yoktur. Yabancı bir dil konuşan kişinin konuştukları nasıl size anlamsız sesler olarak geliyorsa aynı durum kendi diliniz için de ses olarak geçerlidir. Bu nedenle şeyler bilinç olmadan da var olur. Ancak şeylere dair anlam bilinç olmadan olamaz. Bilinç şeylere anlam verir onları bilgiye dönüştürür ve bu şekilde bilgiyi işler ve kullanır. Bilinç olmadan varlık var olmaya devam etse de anlam kazanamaz. Yani evrende bilinç olmadan bilgi denilen şeyi anlamlandırabilen bir şey olmayacağı için evrenin kendisi ve gözlemi hiç bir şekilde bilgiye dönüşemez. Bu nedenle evrenin bilgiye dönüştüğü tek ve yegane şey bilinç ve bilincin varlığıdır. Peki bilinc nasıl olur da kendine yönelir ve kendisini de bir bilgiye dönüştürür. İşte burası tam bir paradokstur. Burada anlamsal bir 'çember' oluşur çünkü bir şey kendi kendine yönelerek anlamsal sonsuz bir döngü veya kapalı bir halka olur. Burada esasen anlamsal bir sonsuzluk vardır. Çünkü kendi kendini ele alma durumu sonsuz bir iç içe geçmiş matruşka hali gibidir. Kendine yönelmekle kendini tanımlayan şey olmak halinde tanımlanan kendiniz ise tanımlayan ney yada kimdir. Ama kendinizi kendiniz tanımladınız ancak görüyoruz ki burada bir ikilem ortaya çıkıyor ki bu da paradoks yaratır. Çünkü kendimi tanımlarken ya kendim olmak zorundayım yada kendimin (anlamsal olarak) dışında olup kendimi tanımlayan olmak zorundayım ki ikinci halde tanımlayan kim sorusu cevapsız kalır. Tanımlayan da bensem tanımlanan da benim. Ama normalde tanımlanan tanıma tabi olduğu sürece tanımlama yapamaz. Ancak tanımın anlamsal olarak dışına çıkabilirse tanımlama yapabilecektir. Burada anlamsal olarak dışa çıkan ve herhangi bir şeye tabi olmadan tanımlama yapabilen şeyin adı bilinçtir. Yani bilinç bilgi ve anlam olarak anlıyoruz ki herhangi bir şeye tabi olmadan tanımlama yapabiliyor ve böylece kendi kendinin varlığının farkına da varmış oluyor. Farkındalık dediğimiz şey aslında önce kendi kendini fark etme hali ile varlık bulabilir. Yoksa diğer herhangi bir şeye dair de farkındalık oluşamazdı. Çünkü kendi kendine tabi olan şey kendinden tabiri caizse taşamaz ve anlam olarak kendi dışına çıkamaz ve dolayısıyla hiç bir şeye dair de tanımlama yapamazdı.