İki kavram arasında bir paradokstan bahsetmekle birlikte bu paradoksun hangi noktada meydana geldiğini belirtmediğiniz için, bir Teist olarak ortada bir paradoks da görmediğim için, İnternet'te karşıma çıkan ilk çelişki iddiasına cevap vereceğim. Az önce de belirttiğim gibi Teistim. Ancak vereceğim cevap sizin açınızdan en mantıklısı mıdır (veya mantıklı mıdır), onun garantisini veremem. İddia şu ki, her şeyi bilen Tanrı kötü birisi olacağımı da önceden biliyorsa ve beni tabiri caizse ayıplı bir şekilde yaratıyorsa, bilgi sorumluluk getireceğinden, benim kötülük yapıyor olmamın asli müsebbibi beni bu şekilde "ayıplı" yarattığını bilen (ve buna rağmen yaratan) Tanrı'dır. Bu da bir tanrının yapmayacağı bir şey olduğundan Tanrı kavramı ile özgür irade kavramı temelden çelişir. Bu iddiaya cevap vermeden önce bir ön hatırlatmada bulunmam lazım. "Kusursuz Tanrı inancını içeren bir Teizm, Tanrı'nın her şeyi bildiğini söylemekle henüz meydana gelmemiş, dolayısıyla ortada bilgisinin dahi bulunmadığı, bir olay veya olguyu bilebileceğini iddia etmez". Özgür irade kavramı üzerine düşündüğümüzde özgür irade sahibi olduğu iddia edilen bir varlık iradesini henüz ortaya koymadığı takdirde bunun önceden bilinememesi gerekir. Bu doğrudur. Zira iradesini henüz ortaya koymamıştır ve o ortaya koyduğunda var olacaktır. Öbür yandan genel ve soyut bir perspektife çıkacak olursak az önceki ön hatırlatmam da düşünülürse var olmayan hayali bir şeyin bilgisi var olanların yaratacağı olası etkiler dolayısıyla ancak olasılıklar çerçevesinde bilinebilir. Bu imkansız değildir. Yani "her şeyi bilir" iddiası "bilinebilecek her ne varsa onu bilir" şeklinde anlaşılmalıdır. Bunu bu şekilde anlamanın kusursuz Tanrı inancına istisna getirdiği iddia edilebilir. Ancak "kusur" kavramı üzerine düşündüğümüzde ortada "mantık çerçevesi içerisinde" yapılamayan bir şeyin, gerçekleşmesi "saçma" olan bir şeyin, yapılamıyor olması bir kusur olarak nitelenemez diye düşünüyorum. Söz gelimi varoluşu gereği yok edilmesi imkansız olan bir varlığın kendini öldürmesi beklenemez; böyle bir beklenti terminolojik olarak kendi içinde tutarsızdır. İddiaya gelecek olursak Tanrı özgür irade sahibi bir insan iradesini henüz ortaya koymamışsa (örneğin henüz yaratılmamışsa) ortada iradenin bilgisine yönelik bir bilgi olmadığından ancak olasılıkları bilir ki, bu da özgür iradeye ters değildir. Uygun bir olasılık ayarlaması yaparak ve o olasılıkları doğru-yanlış ekseninde eşit bir şekilde onun iradesine bırakarak her insanı sınayabilir. Netice itibarıyla Tanrı kavramıyla özgür irade kavramı arasında teorik bir uyuşmazlık yoktur yahut uyuşmazlık düşüncesi bu yolla çözülebilir.