Her nicel artışın veya azalışın bu artışın veya azalışın sınırına denk düşen bir nitelik değişimiyle zorunlu bir ilişkisi vardır. Hiçbir şeyin niceliğini, niteliğini değiştirmeden sonsuza dek artıramayız ve azaltamayız. Sorunuz, eğer bugün bilebildiğimiz en "küçük" ya da en "büyük" şeylerin ötesine ne kadar gidilebiliceği ise, bu şeylerin niteliğinin kuramsal içeriğinin köklü bir biçimde aşılması ve yeni kuramsal ilişkilerin, yasaların, ilkelerin vb tanımlanmasına bağlıdır. Bu da, gündelik dilde kullandığımız "büyük" ve "küçük" kavramlarının betimlediği şeylerin niteliğinin köklü bir şekilde farklılaşması anlamına gelir. Bu ise, "büyüklüğü" ve "küçüklüğü" değiştirebilme olanağımızın bir sınırı olması gerektiğini ve bu sınırın ötesinde bambaşka bir yasalar ve kuramsal ilişkiler alanına geçmemizi zorunlu kılar.