Sonsuz küçüklük halinde elalı Zenonun paradoksu ortaya çıkar. Bu nedenle iki sayı arasında sonsuz sayı olduğuna dair matematiksel mantık evrene uymaz ve muhtemelen evrenle çelişir bu da kullandığımız matematiğin sorunlu, evrene uymayan ve bu nedenle keşif değil icat olduğunu ortaya koyar. Evrenin doğal matematiğinde iki sayı arasında sonsuz bir sayı dizisi yoktur. Evrende sonsuz küçüklük olabilse de nesne etkişimlerinin kurulmasını sağlayan bir etkileşim sınırı vardır. Bu sınırda nesneler arasında etki tepki oluşur. Bu da evren bakımından elalı zenonun paradoksunu çürütür. Çünkü iki nesnenin etkileşim sınırı vardır aksi halde paradokstaki gibi iki nesne asla etkileşim kuramazdı ve "temas" dediğimiz nesnel durum hiç bir zaman gerçekleşmezdi. Böylece hiç bir nesneye dokunamayabilirdik. Tabi gerçekte atom seviyesinde zaten dokunamıyoruz sadece dokunma hissi oluşuyor. Bir nesnenin atomlarının başka nesnenin atomlarına doğrudan temas edemiyor. Sadece dokununca elektromanyetik bir etki ile elimizdeki atomlar atom seviyesinde temas olmadan itme etkisiyle yada direnç ile karşılaşıyor ve biz bunu temas veya dokunma olarak algılıyoruz. Eğer gerçekten atomlar temas etse etkileşime girer ve radrasyondan ölürdük. Burdan bakınca yaşam mucize olur. Çünkü bir elmayı yerken elmanın atomlarındaki radrasyon vücudumuzda ölümcül etki yapabilirdi ama hiç bir zaman gerçek bir temas atom seviyesinde olmadığı için radyoaktif bir etkileşim olmaz ve bizde güzel güzel yaşamaya devam ederiz. Böyle bir evrende (herşeyin (kendimiz de dahil) özünde aslında radrasyondan oluştuğu bir evrende) yaşamın bilinen şekliyle var olması tam bir mucizedir. Çünkü çoğu atomdaki ölümcül radrasyon etkileşime kapalıdır. (Kolay bozunan örneğin düşük sıcaklıklarda bozunan bazı maddeleri saymazsak) Ve e=mc kare formülü bir atomdaki veya kütledeki inanılmaz boyuttaki yüksek enerji miktarını verir. Böyle bir tabloda uzayın ölümcül koşullarında dünya denen bir gezegen üzerinde can bulmak ve bir de bilinç kazanmış olmak tam bir mucizedir. Bir de işin canlılık nedir boyutunu bu yazılanlara göre düşünün. Vücudunuzdaki elektromanyetik etki ve tepkilerle bir sistem halinde var oldunuz. Vucudunuzdaki bütün etkileşimler bu elektromanyetik tabanlı bir ağ etkileşiminin gerçekte sonucu. Et kemik yağ vs bunlar bizim taktığımız isimler. gerçekte olan biten herşey atom seviyesinde elektromanyetik bir etkileşimin etki veya tepkinin sonucu. Manyetik bir boru içinden geçen bir metali düşünün. Manyetik etki tepki ile o borunun içinde o metal dengede durur ve manyetik etki ve tepki ile hareket eder. Benzer bir şey vücudunuzdaki sistemlerde de söz konusudur. Çünkü vücudunuzu kapalı bir sistem olarak alırsak herşey manyetik borudaki etki tepki ile benzer bir süreçle işler. Tek fark vücudunuzdaki sistemin çalışmasını sağlayan şey elektromanyetik etkileşimlerdir. Birşey birşeyleri iter ve diğer şeyler de diğerlerini böylece sistemler işler. Kısacası 'burdan manzara farklı'. Hem de algılanana göre çok çok farklı.