Kara deliklerin galaksi oluşturmasına dair bahsettiğiniz yazıyı henüz okumadım ancak bu sanıyorum Kara delik kütle çekimi ile yani kara deliğin kütle çekiminde toplanan yıldız ve gezegen sistemleri ile mümkün olabilir diye düşündüm. Başka türlü olması bana pek olası gelmedi.
Çünkü kara deliklerin bu evrenle etkileşimi sadece kütle çekimleri iledir. Bir de Stephen Hawkingin keşfettiği Kara delik ışıması denen ve kara deliklerin trilyonlarca belki daha uzun sürelerde yavaş yavaş buharlaşmasına neden olan durum. Bunun dışında kara deliklerin içine yuttuğu madde ve enerji ile etkileşim mümkün değildir. Kara delik içleri görülemez. Oraya giren ışık bile bize geri dönemez ve asla içini göremeyiz. Kara delikleri bu nedenle evren içi pratik açıdan ayrı ve bize kapalı evrenler diye adlandıranlar bile var bu nedenle.
Ayrıca kara delikler geri dönüşüm bacaları olarak görülebilir. Çünkü kara delik buharlaşması ile kara delikler yuttukları madde ve enerjiyi uzun vadede yavaş yavaş dışarı geri bırakmış olurlar ancak sıfırlamış olarak. Yuttukları madde ve enerjiye dahil olan bilgi ve enformasyon da dahil olmak üzere hepsi bu şekilde sıfırlanmış olur. Yani bir nevi bu durum geri dönüşüm sürecine benziyor. Ancak bu süreçler çok yavaş ve kara deligin kütlesine göre çok çok çok uzun vadeli süreçlerdir. Öyle ki genişlemeye dayalı artan entropi ile tüm maddenin evrende yok olduktan sonra sadece kara deliklerin kalacağı ve onların da çok çok uzun sürelerde buharlasacakları tahmin ediliyor.
Kara deliklerin boyutu derken de yine Stephen Hawkingin hesaplandığı ve keşfettiği bir durum olarak şunu bilmek gerekir ki kara deliklerin entropisi hacimleri ile değil yüzey alanları ile uyumlu. Yani kara deliklerin entropisi üç boyutlu hacimleri ile değil iki boyutlu yüzey alanları ile uyumlu çıktığı belirtiliyor. Bu da kara deliklerin hacmi yok mu iki boyutlu alanlar mi gibi sorularla birlikte bazı bilim insanları icin evrenin kendisinin de hologram olabileceğine dair görüşler geliştirmesine neden oluyor. Daha doğrusu kara delik entropisinin yüzey alanı ile uyumlu çıkmış olması holografik evren görüşlerini kimi bilim insanı açısından destekleyici bir durum olarak görülüyor. Holografik evren görüşlerinin temelini ise evren ve içindeki herseyin iki boyutlu yüzeye kodlanmış bilgi olabilir mi sorusuna dayanıyor. Bu durumda ilginç olan şey ise gözlem yapmak demek tıpkı bir holograma lazer tutunca üç boyutlu görsellerin oluşması gibi kuantum fiziği de gözlem yapmanın da benzer şekilde dalga olan elektrona ışık çarpınca parçacık durumuna geçmesi ile aradaki çağrışı yapan benzerlikler. Çünkü şuan bilinen kullanılan sıradan hologramlarda da iki boyutlu yüzeye bilgi dalga gibi görünen desenlerle kodlanmış haldedir ve lazer ışını bu yüzeye yansıtılınca ışınlar geri yansır ve bizim gördüğümüz üç boyutlu görüntüler ortaya çıkar.
Evren bir hologram olabilir en gizemli sorulardan biri budur. Bilim geliştikçe bakalım daha hangi sorulara aradığımız yanıtlar bulabileceğiz.