Okumanın konunun içeriği veya anlaşılması bakımından eksta bir faydası olduğunu esasen söylemek zor. Görsel seyir çok daha kolaylaştırıcı bir şeydir içeriği anlamak için. Okumanın faydasının daha çok başka metaryalleri okuma-anlama noktasında insanı geliştireceği beklenir. Yoksa konu içeriğini anlamak bakımından izlemenin daha pratik ve kolaylaştırıcı olduğu ortadadır. İnsanlar farkında olmasa da karşılarında bir kurgu olduğunu bile bile bir filmi izlemeye onları yönlendiren keyif aldıran şeyin ne olduğu sorusunu çok fazla kişi sorgulamıştır muhtemelen ama bu ciddi ve ilginç bir sorudur. Çünkü neden kurgu olduğunu bile bile bir filmi izleyip keyif alıyoruz. Burada insan zihninin işleyiş biçimine dair temel bir özellik nedeniyle bu durumun ortaya çıktığını anlıyoruz. İnsan görsel bilgi (bazen ses yoluyla da olabilir bu mesela yazın susanıldığında koka kola reklamındaki gibi lakır lakır içme sesi) yoluyla gördüğü izlediği içerikteki öğeleri duygu durumunu ayna nöronları sayesinde belli ölçüde kendisi yaşar. Bu ayna nöronlara dair bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. (bir kitap okurken de beyin bunu yani görsellestirmeyi esasen belli ölçüde yapar bu sayede kitabın olay kurgusunda geçen duygu durumu vs kişide belli ölçüde yaşanmış olur. Bazen beyin okuma sırasında kelime görsellestirmesi de yapabilir. Çünkü konuşmaya dair beyjndeki ana dil şebekesi ile yazı dili beyin tarafından çok sıkı bir biçimde ilişkilendirilmiştir. Bu sayede beyin kelime görsellestirmesi de yapabilir. Yani kelimenin sesini işittiğiniz anda (ki kitap okurken kendi icinizde bu seslendirme yapılır) beyin bu kelimenin yazı diline dair görsellestirmeyi o an otomatik yapabilir bütünleşme nedeniyle. Burada Ses ve harf ve kelimlerin beyinde bir bütün hale gelmesi birleştirilmesi gibi bir durum söz konusudur. Ancak ayna nöronlar için esas olan şey kelimelerin veya seslerin aracılığı ile bile olsa içerikteki algıyı kişiye bizzat yaşatmasıdır. Bu nedenle doğrudan görsel seyir yoluyla içeriği izlemek bir film izleme mevzu bahis olunca daha iyi bir aynalamaya neden olur daha kolay ve daha etkin şekilde. Zaten beyin için esas olan şey ses veya kelime kodlaması yoluyla geri çağırma çerçevesinde bir mekanizmayla işleyerek veriyi temelde görselleştirmesidir. (bu kodlama başka bir şeyle örneğin bir cisimle eşleşme yoluyla da yapılabilir beyin bu temel çalışma şekline uygundur bu nedenle başka bir cisim veya hatırlama unsuru da beyin için aynı şeyi sağlayabilir. Buradan da anlıyoruz ki beyin örneğin bir koku veya başka bir nesneyi hatırlama bilgisi ile eşleştirebilir ve bütünleştirebilir. Bazen kokuların bizi direk geçmişe o kokuyu algıladığımız bir doneme olaya götürmesinin altındaki neden de budur)
Tüm bu bilgilere göre görsel izleme aslında beyin için temel işleyişine daha uygun ve dil veya kavramlar ise aslında görsel veri işleme bakımından daha çok bir araç olduğundan beyin için görsel tüketim daha kolay pratik ve verimli bir tüketim şekli olacaktır.