Çağrı Mert Bakırcı'nın yazısından alıntıdır. Tamamını okumak isterseniz aşağıda bağlantısı mevcuttur.
''Evrimsel biyoloji için “ırk”, bir türün izole olmuş ve olmayı sürdüren alt popülasyonlarıdır. Örneğin bir arı türünün Torosların güneyinde kalan bireyleriyle, Torosların kuzeyinde kalan bireyleri eğer ki birbirlerine artık hiçbir şekilde ulaşamıyor ve çiftleşemiyorsa, ayrı biyolojik ırklar olarak tanımlanırlar. Irk, evrimsel süreçte yeni türlere dönüşmenin (türleşmenin) ilk adımıdır. Irklar, ilk etapta ayrı türler değildirler; ancak aralarında bir izolasyon (bariyer) olduğu için, farklı seçilim baskıları altında kalırlar ve bu nedenle “türleşme potansiyeline sahip popülasyonlar” olarak görülürler. Ola ki bu izolasyon devam edecek olursa ve söz konusu popülasyonlar ayrı birer ırk olarak varlıklarını sürdürmeye devam ederlerse, binlerce ve milyonlarca yıl sonunda ayrı birer tür (veya kimi durumda farklı yönlere evrimleşme miktarına göre “alt tür”) evrimleşir. Kimi zamansa söz konusu bariyerler ortadan kalkar ve artık o gruplar ayrı birer “ırk” olmaktan çıkarlar; tekrar tek bir türün tek bir ırkı olarak görülürler. Dolayısıyla “ırk” sözcüğü artık gereksiz kalır ve o popülasyon için kullanılmaz.''
''Bu açıdan bakıldığında, günümüz koşullarında Dünya üzerinde neredeyse hiçbir biyolojik ırkın bulunmadığını görürüz. Çünkü bazı izole kabileler hariç, artık hiçbir insan grubu (popülasyonu) birbirinden coğrafi izolasyonla ayrılmamıştır. Bu durumda Alman, İtalyan, Kürt, Türk, Fransız, Ermeni, Japon, vb. biyolojik açıdan birer ırk değildir. Bunlar, belli bir kültürel tarihi paylaşan, belli siyasi sınırlara bağlı olarak bir arada yaşamayı tercih etmiş (veya buna muhtaç kalmış) insanlardır. Buna işaret etmek için “etnisite” ya da “ulus” gibi politik kavramlar bulunmaktadır. Bu kavramların sosyoloji açısından işlevi bulunuyorsa da, biyoloji açısından herhangi bir anlamı veya geçerliliği yoktur. Dolayısıyla teknik terimleri bilim dalları arasında kontrolsüz bir şekilde transfer edip, sonra bu sözcüklere çeşitli anlamlar yüklemek, sadece bilimi zedeleyici değil, toplumsal düzeni de bozan bir davranıştır.''
443 görüntülenme