Öncelikle kütle çekimi kavramını en basit haliyle açıklayacağım. Kütle çekimi uzay boşluğundaki her cismin birbirini kütleleri çarpımının aralarındaki mesafeye oranı büyüklüğünde çekmesi anlamına gelir. Yani matematiksel formülü m1.m2 / d kare.
Kütle çekiminin tamamen 0 olduğu bir yer yoktur. Ve uzaydaki her cisim birbirine Kütle çekimi uygular. Ancak biz en büyük oranda dünyanın çekimine maruz kaldığımız için diğerlerini hissetmiyoruz. Ama detaya bakacak olursak ben bile bu yazıyı okuyan herkese kütlelerimizin çarpımının aramızdaki mesafenin karesine oranı kadar çekim uyguluyorum.
Şimdi gelelim kütle çekim kuvvetinin nedenine.
Gergin bir masa örtüsü düşünelim. Bu masa örtüsünün ortasına ağır bir cisim koyalım ve masa örtüsünü yere doğru esnetsin. Daha sonra bu cisimden daha hafif bir cismi masa örtüsünün herhangi bir köşesinden ya da kenarından bırakalım. Bıraktığımız cisim masa örtüsü diğer ağır cismin etkisiyle esnediği için tabi ki masa örtüsünün ortasına doğru hareket eder. Yani ilk baştaki ağır cisim onu kendine çekmiş olur. Eğer hafif cismi küre biçiminde seçersek ağır cismin etrafında eliptik yörüngeler yaparak ve cisme yaklaştıkça hızlanarak ( girdap etkisi) en sonunda cisme çarpar.
Şimdi ağır cismi Güneş hafif küreleri de gezegenler olarak düşünelim.
Her cisim uzay zamanı büker. Aynı masa örtüsünü esneten ağır cisim gibi.
Kozmik Anafor sitesinden aldığım bir görseli de paylaşıyorum. Umarım anlamanıza yardımcı olmuşumdur