Elbette gerçek, videonun tamamı burada. Ve çok haklı. Ben de istemezdim ve aklı olan hiç kimse istemezdi. Hatta bu tür bir toplumda yaşamak isteyen tek grup Naziler gibi faşistler ve faşizm-destekçileri olurdu.
Yaban hayat, son derece "vahşi" bir yer. Hayatta kalma mücadelesi, türlerin veya bireylerin gözünün yaşına bakan bir süreç değil. En ufak bir hatanızda, ne kadar yüksek uyum başarısına sahip olursanız olun, yok olabilirsiniz ve tüm soy hattınız da sizinle birlikte yok olabilir (bkz. genetik sürüklenme). Özellikle de değişken şartlar altında, sadece en uyumluların hayatta kaldığı, diğerlerinin açlık, sefalet, yaralanma ve ölüm ile yok olduğu, çok acımasız bir doğa*... Kimilerinin umduğu veya çizmek istediği gibi güzel kelebekler, şırıl şırıl akan nehirler olan bir yer değil doğa. İddiası bu olanın, tüm modern teknolojileri bırakıp, atalarımız gibi vahşi doğada 1 sene geçirmesini öneririm.
Ama kritik nokta da şu: Doğayla ilgili gerçek, bu. Yani doğanın vahşi ve ölümcül olmasını biz istemiyoruz ve seçmiyoruz. Ama biz ne istersek isteyelim, gerçek bu.
Şimdi, bunun sosyolojiye uyarlanmış hali, yani videoda "Darwinist bir toplum" denen şey, Sosyal Darwinizm olarak bilinen faşist bir politik ideoloji. Bunu burada anlatmıştım. Vahşi doğayı alıp, insanın evrimindeki diğer tüm dayanışma unsurlarını denklemden çıkarıp, indirgemeci bir gözü dönmüşlükle "lap" diye topluma uyarlarsanız, elde edeceğiniz şey faşist bir ucube olacaktır: Belirli güç erklerinin kimin üreyip kimin üremeyeceğini seçtiği, zayıf olarak görülen toplumların yok olmaya ve sefalete bırakıldıkları, güçlünün zayıfları ezerek onlardan istifade ettiği, vahşi bir toplum...
Bunu, aklı başına olan hiç kimse istemez. Dawkins de istemez. Sohbet ettiği yaratılışçı Wendy Wright da istemez. Ben de istemem. Siz de istememelisiniz (bence).
Atomun parçalanabilir olduğu gerçeğini de seçen biz değiliz; ancak o gerçeği alıp/anlayıp/öğrenip/kullanıp, atom bombası yapıp yüz binleri mi öldüreceğimizi, yoksa radyoloji ve radyografi gibi araçlarla milyonları mı kurtaracağımızı seçen biziz.
Dawkins'in dediği de bu: Gerçekleri değiştiremeyiz; ancak onları anlayarak, onları en iyi şekilde kullanmak veya "kötü" olduklarına kanaat getirirsek (zira bilim, bize neyin "iyi" veya "kötü" olduğunu doğrudan söyleyemez), onlardan uzak durmaya karar vermek en rasyonel tutum olur.
Tabii ki yaratılışçı kaynaklar, her zaman yaptıkları art niyetle, bu videoda "Darwinizm" ile "Darwinist toplum" kavramlarını eş anlamlı olarak kullanıyorlar ve izleyiciye bu görüşü dayatıyorlar. Darwinizm, bilimde pek kullanılan bir terim değil ama özünde, "doğal seçilim yoluyla evrim" ile eş anlamlı görülebilir. Biz buna basitçe "evrim" diyoruz artık. Sosyal Darwinizm, bu temel evrimsel kuralı, insan toplumlarının sosyolojisine uyarlayan, biyolojik değil, sosyobiyolojik ve politik bir uygulama. Biyolojik evrim ile sosyal Darwinizm arasındaki ilişki, parçacık fiziğiyle 2. Dünya Savaşı arasındaki ilişki ile aynı.
* Tüm bunlar, doğada dayanışma, işbirliği, şefkat, dostluk, vs. olmadığı anlamına gelmiyor; ancak bunların evrimleşebildiği şartlar, o vahşi hayatta kalma mücadelesinde avantaj sağladığı noktalar. Her türde bu türden dayanışma olmaması bundan; ancak olan türlerin, diğerlerine nazaran birçok zorlu durumda daha başarılı olduğu da bir gerçek - ki türümüzün soy hattının başarısının ardındaki temel faktörlerden biri de bu ölümcül doğada dayanışma.
Kaynaklar
- R. Dawkins. Richard Dawkins Interviews Creationist Wendy Wright (Full). (22 Mart 2013). Alındığı Tarih: 24 Nisan 2021. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı