merhabalar Meryem Nur Çam
bu soruyu tamamen Türkiye için cevaplayacağım, başka ülkeleri karıştırmayacağım ve Türkiye şartlarında cevap vereceğim.
Türkiye 11 mayıs 2011 yılında imzaladığı, 14 Mart 2012 de onayladığı, 1 Ağustos 2014 de yürürlüğe soktuğu İstanbul sözleşmesinden bu yana her yıl kadın cinayetlerinin arttığı doğrudur. ama bunu İstanbul Sözleşmesi işe yaramıyordu diye yorumlamak tamamen yanlış bir düşünce olur. bunu fakirliğe, eğitimsizliğe yada hukukun azalmasına bağlayabiliriz. Türkiye'nin özellikle Doğu bölgelerinde, cinsiyet eşitsizlikleri Batı bölgelere göre daha fazla, kadınlar daha fazla eziliyor, polis ve hakimlerde kadınların aleyhine karar alabiliyor. Hacettepe Üniversitesi'nin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın desteği ile 2014 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye'de kadınların %36'sı eşleri tarafından fiziksel, %44 duygusal şiddete maruz kalıyor. sosyal anlamda, eğitim anlamında ve hukuksal olarak bazı şeylerin değişmesi gerek.
İstanbul Sözleşmesi ne işe yarıyordu? İstanbul sözleşmesi kanunlara mağdurların yanında olacak maddeler ekliyordu. hukukçu değilim hukuktan çok anlamamda ama hukukçularla konuştuğum kadarıyla şunu iyi bilirim ki, İstanbul sözleşmesinin, mağdur eden kişiye soruşturma açılmasında, mağdur olan kişiye karşı tedbir alınmasını ve koruma sağlanılmasını kolaylaştırır, işlem yapmayı kolaylaştırır. mahkemede ve mahkeme öncesinde mağdur olanı koruyabilmek için bir sığınak desek yanlış olmaz. bir çok dava ve kadın bu sözleşme sayesinde erken korumaya alınabildi, ama her yere ulaşıp bütün davaları doğru bir şekilde bitmesine sebep olmadı, hukukta düzeltilmesi gereken çok şey var. 1 anlaşma her şeyi düzeltemez zaten.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDEN KALDIRILDI VE SONUÇLARI NELER OLACAK?
öncelikle şunu belirteyim ki buraya yazacaklarım siyasi amaçlı değildir tamamen soruya göre bir cevap vereceğim hiç kimseyi kötülemek haddime değildir. Türkiye başkanı RTE bu sözleşmeyi kaldırdıktan sonra bir açıklama yapmadı. Ak parti içerisinde de bu sözleşmeyi destekleyenler de vardı, fes edilmesini isteyenler de vardı. fes edilmesini isteyenlerin genel düşüncesi aile yapısını bozduğunu, LGBT desteklemek ve meşrulaştırmak, boşanmaları arttırdığı, geleneklere aykırı olduğu yönünde.
bu iddaaların yanlış olduğundan bahsetmek istiyorum, İstanbul Sözleşmesi cinsel kimlikten ötürü oluşabilecek ayrımcılıkları önlemek üzerinedir bu LGBT'yi meşrulaştırmak demek değildir ki LGBT'yi meşrulaştırmakta ta yanlış bir şey değildir, bir insanın eşcinsel olması onu zararlı yada ahlaksız biri yapmaz ama bir insan sırf eşcinsel diye dışlamak toplumsal olarak huzursuzluk yaratır. İstanbul Sözleşmesi kimsenin mağdur olmaması için var olan bir sözleşmedir, şiddet uygulamayan kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur.
bunun sonuçları ülke içinde çok olumlu olamayacak, şimdiden bir çok insan yürüyüş yapmaya, memluniyetsizliğini sosyalmedyada dile getirmeye başladı. bundan sonra oluşacak davalarda yada kadına şiddet olaylarında daha zorlu süreçler oluşabilir. ülke içinde cinsiyet eşitsizliği artabilir. ülke dışında, yabancı ülkelerde bu sözleşmeden çıkılması gazetelere kötü bir izlenim yarattı(Al Jazeera: muhafazakarların son başarısı diye bahsetmiştir!), Türkiye'ye bir önyargı oluşturabilir. Türkiye'ye bakış açısını kötüleyebilir. bu da göç ve turizmi kötü etkileyebilir, sosyal anlamda da güvensizlik ve mutsuzluğu artırabilir.
Kaynaklar
- Bilmiyorum. Link. (21 Mart 2021). Alındığı Tarih: 21 Mart 2021. Alındığı Yer: wiki | Arşiv Bağlantısı
- bilmiyorum. Link. (21 Mart 2021). Alındığı Tarih: 21 Mart 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- bilmiyorum. Link. (21 Mart 2021). Alındığı Tarih: 21 Mart 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı