Hayır, kaybetmiyor. İlgili yazının başlığında herkes "Bilimin Temel Varsayımları Nelerdir?" kısmına takılmış. Olayı daha iyi anlamak için başlığın devamına bakmanız yeterli: "Bilimin Sınırları Var mı?". Yani "Bilimin temel varsayımları" bilimin sınırını belirlemek için vardır. Örneğin bilim, gerçek olanı yapabildiği en iyi şekilde modeller. Bu model, hiçbir zaman %100 olamayacaktır. Çünkü bilimin sınırı var. Çünkü bilimi yapan bizlerin bir sınırı var, bizim anlamamızın da bir sınırı var. Bunu burada ve şurada da anlatmıştım.
"Bilimde, "gerçek olan" her neyse, onu modellemeye ve izah etmeye çalışırız. Bu model veya izah ("teori"), neredeyse hiçbir zaman %100 isabetli olmayacaktır; çünkü gerçek olanı sadece zihnimiz ışığında algılayabilmekteyiz ve zihnimiz kusursuz bir araç değildir, hataya ve önyargılara açıktır. Ayrıca gerçeği açıklayan model ve teorilerimize temel olan verileri toplamakta kullandığımız araçlar da kusursuz değildir. Bu tür bariyerler, gerçek ile aramıza engeller koyar. Bilim, bu engelleri en aza indirerek, gerçek olana en çok yaklaşmayı hedefleyen bilgi türüdür.
Modeller ve teoriler hiçbir zaman %100 gerçek olamayacağı için, belirli hata payları ve hata aralıkları belirlememiz gerekir. Bu hata paylarının olasılıkçı doğası çerçevesinde, kimi zaman hatalı korelasyonlar ve hatalı nedensellikler tespit etmemiz kaçınılmazdır. Amacımız, daha fazla veri toplayarak, daha fazla tekrarlama yaparak, daha dikkatli incelemelerde bulunarak, bunları en aza indirmektir."
"Bir olguyla veya gerçekle ilgili ne kadar çok kanıt toplarsak, onun gerçekliğinden o kadar emin oluruz. Ancak o olguya dair eminlik seviyemiz hiçbir zaman %100'e ulaşmaz.
Bu demek değildir ki her şeye paranoyak bir kuşkuyla yaklaşmalıyız. Bu demek değildir ki gerçek diye bir şey yoktur. Bayes Teoremi'nin bize öğrettiği şey, kanıtlarımızı sonuçlarımıza doğru şekilde bağladığımızdan emin olmak ve her şeyi kesin olarak bildiğimiz yanılgısına düşmemektir. Gerçeklere belki hiçbir zaman %100 isabetle ulaşamayacağız; ancak elimizde %99'un üzerini zorlayan bir bilgi türü olarak bilim varken, buna sırt çevirmek en kibar tabiriyle türümüz için ahmaklık olacaktır."
Bizim yaptığımız deneylerin de bir sınırı var, bizim gözleyemediğimiz etkenler de olabilir, bunlar da bilimin sınırıdır. Belki yaptığımız testlerin sonuçlarını ya da doğadaki bazı olayları sürekli değiştiren şakacı bir cin vs olabilir. Sürekli değişirse bu bilimin sınırını aşar ve o konuyu bilimle anlayamayız, o konu bilimin alanının dışında demektir. Hepsi bu. Bilimin gerçekliğini ve bilimi sarsan çok bir olayı yok yani.
Ayrıca Uçan Spagetti Canavarı, bu tarz argümanlar ile bilim karşıtlığı yapanlarla dalga geçmek için de kurulmuş bir parodi din bu arada :)