Bilinen bir konudan bilinmeyen bir konuya benzetme yapılması, doğru bir düşünme hareketidir. Bilinmeyeni merak etmek, bildiklerimiz ile olur? Eğer bilinmeyen için vardığın "olabilir" sonuçlar için testler, denemeler yaparsan, merak ettiğin konuyu bilmeye yaklaşırsın. Önemli olan bilmediğin hakkında yaptığın bu düşünme egzersizinden, çıkardığın sonuca varmak için, bildiklerinle doğrulayabileceğin ve her defasında küçük adımlarla yapacağın doğrulama işlemi BİLİM'dir.
Eğer, sadece bildiklerinle, bir bilinmeyen için çeşitli varsayımlar yapıyorsan ve bunu doğrulamak için test yapmıyorsan o zaman bu BİLİM KURGU'dur.
Her ikiside değerlidir. Kendince önemlidir.
Ancak senin sorunun ikinci kısmında sorduğun, bilinmeyeni, bilinenlerden yola çıkarak çeşitli çıkarımsamalar yapıp bunu tüm bilinmeyen'e genellemen YANLIŞtır. (Ama eğer bir yazarsan, bilim kurgu yazıyorsan, ve biz senin romanı alıp ilk okuduğumuzda "ammada uçmuş" deriz, ama düşüncelerin milyonda bir tutarsa o zaman "vay bee" deriz. Ama unutma Jules VERNE gibi bilim kurgu yazarları bile uçuk kaçık olduğunu bildiği kurgularında bile bir tutar yol izlemiştir. Örneğin natilius denizaltısını yazdığında ufak tefek deniz altı denemeleri vardı, ama böyle büyük değildi. denizaltının suyun altından atış yapabileceği düşüncesi yoktu, su altında tüplü dalış yoktu, ama yazdı. Yosunları Çinlilerin, Japonların yediğini biliyordu, ama tamamı ile denizden beslenerek yaşanabileceğini bilmiyordu. Denizlerin altında batan gemilerden hazinelerin çıkartılabileceğini hayal etmişti. Motorların elektrikle çalışabileceğini tamamen hayal etmişti. Yaşadığı dönemde elektikli motoru geç, petrol ürünleri ile çalışabilecek motorlar bile fikir aşamasında idi). Örnekler çoğaltılabilir.