TİCARET
Eski Çağlarda kervan sistemi bir ürünü bir yerden alıp başka bir yere satmak değildir. Böyle yaparsan direkt batarsın.
Mesela Yemenden çıkan bir kervan Mekkeye gidip geri dönerse zarara girer. Yemen, Mekke, Medine giderek "en az" batı anadolu kadar uzağa gitmesi gerekir. Ancak bu şekilde kara geçer. Yemenden aldığı ürünü Mekkeye satsa aynı coğrafya olduğundan kara geçmez ve çölde seyahat etmek için harcadıklarını cepten öder.
Daha fazla kar yapmak isteyen adam hazır Anadoludayken, Avrupaya geçer ve karını kat be kat arttırır. Gittiği hey yerde uzun durmaz fakat bazı temel bölgelerde en az bir gün durur, mallarını satar, yeni adam ve ürün alır, dinlenir. Kervanlarda öyle 3-5 kişilik değil en az 30-40 kişilik olur. Böylelikle çok uzak iki yerde ki insanlar birbirleriyle sürekli iletişim içinde olur.
Gemi ticaretine gelirsek bu kervandan da uzağa gider. Gemi yolculuğu tehlikeli, zor ve kervandan daha pahalıdır. Bu yüzden mallarını kervanla götüremeyeceği kadar uzağa götürerek daha pahalıya satar. Norveçten çıkan bir geminin Afrikaya gitmesi gibi. Veya Portekizden çıkan geminin Hindistana ulaşması.
SAVAŞLAR
Savaşlara gelirsek. Mesela Büyük İskender diyorsun şu kadar toprak fethetmiş. Peki bu adam ordusuyla ilerlerken herkesi öldürüp durmadan hareket mi ediyor? Hayır. Seferler yıllar sürer. Muharebeler ise saatler.
Büyük İskender Makedon. Adam Afganistana kadar fethetmiş. Yani hem Arap, hem Pers, hem de Yunanlar bu adamın askerleri ile konuşmuş. Bu adamın soyluları tarafından yönetilmiş. Bu adamın bayrağı altında yaşamış.
GÖÇLER
Bu konuda en iyi örnek göçebe halkar olur. Bulgaristan mesela (Bulgaria) türkçe bir kelime çünkü bulgar türkleri Orta Asyadan gelip Avrupa yerleşiyorlar. Sonra slavlar karışıp bugünkü hallerini alıyorlar. Böylelikle hem Slav hem de Türk mitolojileri, kültürleri karışıyor.
Son olarakta aklında tutmanda fayda var ki o zamanlar olağan üstü durumlar absürt değil. İnsanlar gerçekten de inanıyorlar.
Hatta büyülü hikaye anlatan kişileri dinlemek büyük bir zevk ve insanlar bu hikayelere para veriyorlar. Hanlarda maceracılar böbürlenerek efsanevi hikayelerini anlatıp beleş yemek yiyorlar. Ozanlar para karşılığı ateşin başında müzikle şarkıyla karışmış efsaneler söylüyorlar.
Böylelikle mitler kıtalarda yayılıyor.