Bu haliyle soru muğlak. "Neden varız?" sorusunu anlamamızın birden fazla yolu var. Tanrı'ya inanan birinin bu sorulara vereceği cevaplar farklı olurdu. Ben Tanrı'ya inanmayan biri olarak bu sorulara yanıt vermeye çalışayım.
İlk olarak bu soruyu bizi neyin ürettiği, yani Aristocu bir şekilde söyleyecek olursak "etken nedenimizin" (efficient cause) ne olduğu, şeklinde anlayabiliriz. Bu soruya verilebilecek birden fazla yanıt var: Anne ve babalarımız, daha "üst" bir düzeyde bakacak olursak evrimsel süreç ve evrimsel süreçteki rastlantısal denebilecek bir takım koşullar, daha da üst düzeyde bakacak olursak Büyük Patlama dahil evrendeki her türden fiziksel süreç bir şekilde var olmamızı nedensel olarak açıklayan şeyler arasında sayılabilir.
Soruyu anlamamızın bir diğer yolu "amacımızın ne olduğu" şeklinde. Eğer amacı bilinçli bir varlığın bizi yaratma amacı olarak görecek olursak bu türden bir amaca sahip olduğumuzu düşünmüyorum. Öte yandan amacı anlamanın bu tür bir yaratılış amacından bahsetmeden de mümkün olduğunu düşünüyorum. Aristo'nun son neden (final cause) dediği ve amaç olarak çevrilen, ancak amaçtan ziyade bir şeyin "doğrultusu ya da hedefi" olarak yorumlayabileceğimiz bir kavram var. Bir şeyin işlevi/fonksiyonu o şeyin son nedeni, hedefi, ya da doğrultusu oluyor, her ne kadar söz konusu şey "bilinçli olarak dışarıdan yüklenmiş" bir şey olmasa da. Söz konusu hedef/doğrultu bir varlığın sahip olduğu özden/doğadan kaynaklanıyor dışarıdan gelmesi gerekmeyen bir şekilde.
İnsanların özlerinin/doğalarının hedeflediği bir şey, yani bir "son neden" var mı? Her türden insani kapasitenin "açığa vurulması" ve "serpilmesi" bu türden bir amaç olabilir. Tıpkı bir baltanın "hedefinin" kesmek olması gibi insanlar da özleri itibariyle belli eğilimlere/yeteneklere sahipler ve bunları "açığa vurmaya" eğilimliler. Aristocu anlamda "amacımız" buymuş gibi görünüyor. Biyolojik varlıklar olarak doğamızdaki en merkezi eğilimse soyumuzu devam ettirmemiz, özellikle de evrimsel sürecin gidişatını düşünecek olursak. Dolayısıyla Aristocu anlamda, tekrar ediyorum bunun bilinçli bir amaç olması gerekmiyor, amacımızın soyumuzu sürdürmek olduğunu makul bir şekilde iddia edebiliriz gibi görünüyor. Ancak bu tür bir amaçtan bahsederken dikkat etmemizde fayda var. Söz konusu Aristocu amaçtan "öyleyse bu Aristocu amaca uygun şekillerde hareket etmeliyiz" türü normatif bir yargıya varabileceğimizi düşünmüyorum. Aristo'nun kendisi varabileceğimizi düşünürdü orası ayrı konu elbette.
Evrenin genel gidişatında bir şeye hizmet ettiğimiziyse düşünmüyorum. Çünkü evrenin genelinin bir amaca hizmet ettiğini düşünmüyorum. Kendi amaçlarımız her neyseler bireyler olarak o amaçlara hizmet ediyoruz. Kolektif, bütün insanlığın sahip olduğu ortak bir amaç yok gibi görünüyor.