"Kuasar" sözde yıldız anlamına gelmektedir. Yıldıza çok benzediklerinden bunların gökadamızdaki yıldızlar olduklarını düşünmüştük doğal olarak. Ancak spektroskopik araştırmalar bunların çok uzaklarda bulunabileceğini göstermiştir. Kuasarların evrenin genişlemesinde çok önemli rol aldıkları sanılıyor. Bunlardan bazıları bizden ışık hızının %90'ına eş bir hızlı uzaklaşmaktadırlar. Eğer kuasarlar çok uzaktaysalar, bu mesafelerden görülecek kadar içleri parlak olmalı. Aralarında bin süpernovanın bir defada patlamasının çıkardığı ışık kadar parlak olanları var.
Kuğu X-1 için söz konusu olduğu gibi, bunların hızlı dalgalanmaları, o müthiş parlaklıklarının küçük bir hacim içinde (başka bir deyişle, Güneş Sistemi hacmine yakın) kaldığını gösteriyor. Bir kuasardan büyük miktarda enerji yayıldığına bakılırsa, bunu çok ilginç bir süreç doğruyor olmalı. Bunun nedenine ilişkin olarak ortaya atılan fikirleri şöyle özetleyebiliriz: (1)Kuasarlar, güçlü bir manyetik alana bağlantılı olarak hızla dönen olağanüstü kütleli dev-atarcalardır; (2)kuasarlar, galaksinin göbeğinde yoğun birikimli milyonlarca yıldızın çok yanlı çarpışmalarından ileri gelmektedir. Bu çarpışmalar sonucunda, büyük kütleleri yıldızların dış katmanları yırtılarak, iç kesimlerinin milyarlara varan derecedeki ısısı ortaya çıkıyor; (3) bir önceki savın benzeri bu sava göre, kuasarlar öylesine yoğun birikimli yıldız galaksileridir ki, yıldızların birinde ki süpernova patlaması başka bir yıldızın dış katmanını yırtarak onu da bir süpernova yapar ve zincirleme tepkimeyle yıldızlarda patlamalar meydana gelir; (4) kuasarlar maddeyle madde-karşıtının (anti-madde) birbirine şiddetle yok etmesinden güç kaynağı alıyor ve her nasılsa bu gücü koruyor; (5) böylesi bir gökadanın göbeğindeki kara deliğe gaz, toz ve yıldızların düşmesiyle çıkan enerji bir kuasardır; ve (6) kuasarlar "beyaz delik"lerdir. Yani kara deliklerin arka yanları. Evrenin öteki yanlarında, hatta belki de başka evrenlerde kara deliklere hortum gibi emilen maddenin görüntüye dönüşmesidir.