Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Savaş Yücel
Savaş Yücel
24K UP
Yazar 12 Ocak 2021 30 dk.

Bir anlığına durup düşünün: Yaşadığınız kısacık ömür içerisinde bilim ve teknoloji ne kadar gelişti? 1980'lerde doğan birinin günümüzdeki yetişkinlik hayatına erişene dek IBM tarafından üretilen bilgisayarlar, Apple'ın Macintosh cihazları, dijital cep telefonları, dijital yanıtlama makinaları, web üzerinden televizyon izleyebilmemizi sağlayan teknolojiler, "segway" isimli ulaşım araçları, akıllı telefonlar, flash bellekler, Skype gibi görüntülü iletişim teknolojileri, Google gibi arama motorları, Google Maps gibi dijital haritalar, insan genomundaki 3.2 milyar baz çiftini tek tek tespit etmemizi sağlayan gen dizileme teknolojileri, YouTube gibi dijital video koleksiyonları, grafen gibi eşsiz özelliklere sahip malzemeler, Bluetooth iletişim cihazları, Facebook gibi sosyal medya teknolojileri, Curiosity gibi Mars araçları, Tesla gibi elektrikle çalışan ve hatta sürücüsüz giden arabalar, atom altı dünyasını aydınlatan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi cihazlar, yapay kalpler, 3 boyutlu yazıcılar, Amazon Kindle gibi dijital okuma araçları, kök hücre teknolojileri, SpaceX tarafından üretilen Falcon roketleri gibi tekrar kullanılabilir roket teknolojileri ve CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileri girdi. Sadece 40 yıl içerisinde tüm bunlar ve burada sayamayacağımız kadar fazla gelişme yaşandı!

Böylesine büyük teknolojik atılımların, ülke politikalarına ve kamu yönetimine ne kadar köklü bir şekilde etki ettiği aşikardır. Bir sosyal medya aracının kısıtlanması, diğer ülkelerin yeni teknolojiler sayesinde öne geçmesi, yeni bilimsel atılımlar dolayısıyla bizim erişemediğimiz sağlık teknolojileriyle başkalarının ömürlerini uzatması son derece rahatsız edici, hatta kimi durumda kabul edilemez olabilir. Bu nedenle, iyi liderlerin ülkelerini bilim ve teknoloji alanında modern medeniyetlerle aynı seviyede tutabilecek politikalar takip etmesi büyük öneme sahiptir.

92
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
15K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Çankırı
Çankırı Merkez, Buğdaypazarı Mahallesi'nde kaydedilmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk Ve Eda Alparslan
Meriç Öztürk Ve Eda Alparslan Seslendiren 5 Aralık 39:42
IQ gerçek midir? Analitik zeka her şey midir? Çoklu zeka teorimi, zekanın biyolojik açıklaması, hafızaya atmak, öğrenmek ve beynin bedava olması... Hepsi...
29
Deniz Gültekin
Yazar 18 Haziran 2020 16 dk.

Avrupa’da Orta Çağ boyunca Hristiyanlığın ve dolayısıyla İncil’in otoritesi ile kurulan tanrının değişmez yasalarına olan inanç genel olarak devam etmiştir. Kilise egemenliği ile perçinlenen bu görüşler ile birlikte, Avrupa’da bilimsel uğraşlar uzun bir süre düşük tempoda seyretmiştir. Bu tarz görüşler ve değişim karşıtı bir algı içerisinde gerileyen düşüncelerden biri de canlılığın bir anda üstün bir güç tarafından değil de aşamalı olarak ve doğal süreçler ile geliştiğini savunan fikirlerdir.

Örneğin İslam'ın Altın Çağı'ndaki evrim görüşlerinde de genel olarak Büyük Yaşam Zinciri düşüncesi hakim olsa ve etkisini çoğu zaman şiddetli bir şekilde hissettirse de, 13. Yüzyıl'da Akinolu Thomas (Thomas Aquinas) ile başlayan Hristiyan yaratılışçılığı, değişim fikrinin karşısındaki en büyük kaleleri inşa etmeye başlamıştır. Thomas, Büyük Yaşam Zinciri ve teleoloji düşüncelerini, dönemin Hristiyanlığı ile birleştirerek günümüzde "bilim düşmanlığı" olarak görülebilecek düzeyde seyreden evrim karşıtlığının temellerini atmaya başlamıştır.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Turgay Demiradam
1 gün önce
Kiralık ev ararken sarf ettiğim eforu bilimsel çalışmalar için harcasaydım şimdiye kadar çoktan başka bir evreni keşfetmiştim
                                                  T.D.

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
366K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Fosillerin keşfedilmesini konu alan filmlerde ya da hikayelerde genellikle birilerinin arka bahçesinde bütün bir dinozor kemiği bulduğu gösterilse de paleontologlar gerçekte, çoğunlukla bir iskeletin ufak tefek parçalarıyla uğraşır. Bu resim çoğu zaman eksik olsa bile, küçücük bir kemik parçası dahi yepyeni bilgiler ortaya çıkarabilir.

Bilim insanları bu parçaların nereden geldiğini anlamak için fosil içinde korunmuş antik kemikleri incelemek için kullanılan görece yeni bir yöntem olan palaeoproteomik yöntemini kullanıyor. Frontiers in Mammal Science dergisinde yayınlanan bir çalışma, bu tekniğin Avustralya’nın nesli tükenmiş keseli dev hayvanlarına (İng: "Megafauna") ait kemiklerde ilk kez başarıyla kullanıldığını ortaya koyuyor.[1] Bu türler, günümüz Avustralya keseli hayvanlarının dev ataları olarak biliniyor.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 12 Ocak 2016 18 dk.

Bilgisayar üreticilerince üretilen işlem gücü muazzam bilgisayarlara rağmen henüz, hız ve işlem kapasitesi bakımından günümüzün bilgisayarları, susuzluğumuzu gidermeye yetmemektedir. Ürettiğimiz bilim ve teknolojiler karmaşıklaştıkça, günümüzde var olan "geleneksel" bilgisayarların ve işlemcilerin (hatta "süperbilgisayarların" bile) işlem gücü, bu kadar devasa verileri işlemeye yeterli olamamaktadır. Örneğin Evren'in kapsamlı simülasyonları ya da evrimsel süreçte belli bir popülasyonun son 250.000 yıldaki değişiminin analizi gibi işlemleri tamamlayabilmek için evlerinizde kullandığınız bilgisayarların yüzlerce ve hatta binlerce yıl boyunca aralıksız çalışması gerekirdi! Süperbilgisayarlarla bile bu tür analizler kimi zaman birkaç ay kadar sürebilmektedir. Dolayısıyla incelemek istediğimiz veri miktarı arttıkça, devasa süperbilgisayarlarımız bile hesap makinesi gibi kalmaktadır. Peki, bir gün ihtiyacımız ve istediğimiz güçte işlem gücüne sahip bilgisayarlara sahip olabilecek miyiz?

Günümüz teknolojisine hız ve güç katan, her geçtiğimiz sene birazcık daha küçülen transistörler ve mikroişlemcilerdir. Küçülmek neden daha fazla hız ve güç demek diye sorabilirsiniz. Sebebi çok basit: Eskiden belli bir alana 100 işlemci sığdırabilirken, artık birebir aynı alana 100.000 işlemci sığdırabiliyoruz. Transistör kapı açıklıklarını daha da küçük boyutlarda ürettikçe, söz konusu işlemcilerin aynı alana sığabilecek olan sayısı daha da fazla olacaktır. 

99
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
105K UP
Türü Ekleyen 3 gün önce
Melanargia larissa, Nymphalidae familyasına bağlı, genellikle kara ve beyaz desenli kanatlara sahip bir kelebek türüdür. "Dama kelebeği" olarak da bilinir. Türkiye'de yaygın olarak step ve dağlık bölgelerde, özellikle 1000 m üzeri rakımlarda görülür. Tırtılları buğdaygil familyasındaki bitkilerle beslenir. Kanatlarındaki göz benekleri ve dama desenleriyle kolayca tanınır.
4
Discord
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Haziran 2021 19 dk.

Daha önceki bir yazımızda, Maxwell Denklemleri'ni kullanarak ışık hızının nasıl hesaplanabileceğini anlatmıştık. Ancak o yazıda, Maxwell Denklemleri'ni matematiksel olarak manipüle edip de ışık hızına tam olarak nasıl eriştiğimizin detaylarını atlamıştık, bunun sadece "matematiksel bir büyü" olduğunu söylemiştik, böylece anlatım kolaylığı sağlamıştık. Şimdi, o büyünün "büyü" olmadığını göstereceğiz ve işin matematiğini biraz daha yakından anlamaya çalışacağız.

Maxwell Denklemleri'nden ışık hızını nasıl çıkarabileceğimizi anlamak için, öncelikle 4 denklemde de karşımıza çıkan 2 önemli operatörü tanımamız gerekiyor. Çünkü önceki yazımızda Maxwell Denklemleri'ndeki tüm denklemlerin anlamını vermiştik; ancak ∇\nabla işaretinden bashetmemiş ve bunun anlamını es geçmiştik. Benzer şekilde, ∇⋅\nabla\cdot ve∇×\nabla\times şeklindeki işlemlerin (veya operatörlerin) anlamını da es geçmiştik. İşte burada, bu kavramlara odaklanacağız ve bu sayede konuyu çok daha sağlam bir şekilde anlayabileceğiz. Öncelikle, hatırlatma olması açısından Maxwell'in 4 denklemini de yazalım:

103
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen 28 Kasım
İnsanlığın ilk sorusu ''Neden buradayız?'' İşte bu dizi tamda bu sorunun cevabına arıyor. Yer altında bir yer inşa edilmiş. İnsanlık orada yaşamaya başlamak zorunda kalmış. 150 Yıl önce çıkan bi iç karışılıkta bütün geçmiş yakılmış ve yok edilmiş. Geçmişle alakalıda soru sormak yasaklanmış. 150 yıl önceden kalmış nesne,cisim,aletlerde bulunduğu yerde yok ediliyor. Gerçekten kaçılan bi dünyada gerçeği aramaya çalışan insanlarda dışarı çıkmakla cezalandırılıyor. Dışarıda ne olduğunu ancak ekrandan izleyebilen insanlar cezalandırılan kişiyi dışarı çıkarken izliyor. Dışarı çıkanlar 3 dakika içinde ölüyor. Bunu gören halk tabiki dışarı çıkmak istemiyor ve kurallara uymak zorunda kalıyor. Peki birisi çıktı ve ölmedi o zaman ne olur? İşte gerçeğin perdesi aralanınca olanlar oluyor. İzlediğim hem felsefesi hemde hikayesi ile The 100 dizisinden daha güzel bir deneyim yaşattı. Mutlaka izlenmeli. Sevgiler.
Dizi
9.2/10
(5 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
3 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 6 Ocak 2018 5 dk.

1984 yılı Temmuz ayında, bir adam North Carolina’da yaşayan 22 yaşındaki Jennifer Thompson’ın evine girdi ve onu bıçakla tehdit etti. Jennifer, onu öldürmemesi için saldırganı ikna ederek uzlaşmayı sağladı. Buna karşılık, saldırgan ona tecavüz edip ortadan kayboldu. Sadece birkaç saat sonra bir robot resim uzmanı ve Jennifer, saldırganın robot resmini çizmek için birlikte çalıştılar. Daha sonra polis memuru saldırgana benzeyen adamların sabıka fotoğraflarını Jennifer’a gösterdi.

Thompson, daha öncesinde hırsızlık suçundan sabıkası olan 22 yaşındaki Ronald Cotton’ın fotoğrafını seçti. Ronald polisin onu aradığını duyunca polis merkezine giderek teslim oldu. Zanlı, Thompson’ın ifadesine istinaden müebbet hapis cezasına çarptırıldı. On bir yıl sonra, DNA eşleme teknolojisindeki gelişmelerle, Thompson’dan alınan örnekler, sonunda suçunu itiraf eden farklı bir kişiyle eşleşti. Bunun sonucunda Cotton serbest bırakıldı.

25
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Ölüm bir mühendislik problemidir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
16 saat önce
Muafiyet!
İki insan tipi eleştiriden muaftır. İlki bilgeler ki, bizcillerin eleştirisi abesle iştigal olabilir. İkincisi duvarlardır ve eleştiriyi mundar edeler.
Bilgeler, eleştirilmeme imtiyazını zül görür ve reddederler. Geriye tek seçenek kalır: Duvarlar...

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ozan Karakaş
Ozan Karakaş
30K UP
Yazar 22 Aralık 2018 10 dk.

An itibariyle farkında bile olmadan olağanüstü bir iş başarıyorsunuz: Bu sayfanın arkaplanıyla renksel karşıtlık içinde bulunan birtakım simgelerin izleri retinanıza düşüyor; sinirler bu görsel veriyi retinadan alıp temporal lobda bulunan ve verinin “ne”liğine karar veren ventral yol üzerinden beynin arka kısmındaki görsel kortekse taşıyor; görsel kortekste tanınan ve tanımlanan veri, bu kez de “nerede” olduğunun tespit edileceği dorsal yoldan geçerek paryetal loba ve oradan da tümüyle (görsellik, farklı katmanlarıyla anlam, sesletim ve hatta belki etimoloji yönünden) kavranacağı, neredeyse eşzamanlı olarak da deneyimlerinizin ve düşüncelerinizin geri kalanıyla ilişkilendirileceği prefrontal kortekse iletiliyor. Neredeyse bir paragrafta açıklamaya çalıştığımız tüm bu süreç çeyrek saniyeden dahi kısa bir sürede meydana geliyor ve ortaya çıkan sonuç hepimiz için çok tanıdık: okuma.

Okumanın Tarihi isimli kitabında Alberto Manguel 1984 yılında Bağdat Arkeoloji Müzesi’nde gördüğü, üzerinde hayvanları ve “on” sayısını simgeleyen çeşitli oyuklar ve izler bulunan, insanın yazıya dair ilk üretimlerinden biri olan ve tarihte önemli bir noktayı imleyen yaklaşık altı bin yıllık iki kil tabletten bahseder ve şöyle der:

128
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Batuhan Aslan
Batuhan Aslan
20K UP
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Hayat, hiç kuşkusuz proteinleri yapan aminoasitten ve nükleik asitleri yapan nükleotidlerden daha başka bir şeydir.
Kaynak: Sayfa 55 (Altın Kitaplar Yayınevi)
Kitap
9.8/10
(143 Kişi)
Puan Ver
Evrenin ve Yaşamın Sırları
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arafat Haykır
Üye 3 gün önce 1 Cevap
Biri, ben duygusal bir şarkı dinliyorum dediği zaman çoğunlukla hemen aklımıza acıklı hüzünlü bir şarkı gelir. Envaiçeşit duygu tipi olmasına rağmen neden biri duygusal deyince aklımıza hemen ve genellikle sadece acıklı ve hüzünlü şeyler gelir?  yada  böyle bir fenomen var mı
111 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Skilla ve Haribdis Arasında: Çifte Kozmik Keşif

Bu gök cismini tanımlayabilir misiniz? Bu muhtemelen mümkün olmayacaktır, çünkü görmüş olduğunuz bu görsel yeni bir keşfe ait. Büyük kütleli yıldızlar, çekirdeklerinde ağır elementler oluştururlar ve birkaç milyon yıl sonra da güçlü süpernova patlamaları eşliğinde yaşamlarına son verirler. Bu kalıntılar nispeten hızlı bir şekilde soğuyup söndüklerinden bu süreçte kendilerinin tespit edilmeleri zorlaşır. Amatör uzay fotoğrafçılarından oluşan kararlı bir ekip, bu tür soluk ve kaynağı bilinmeyen süpernova kalıntılarını ortaya çıkarmak adına bazı uzay taramaları gerçekleştirdi. Bunun sonucunda da adını mitolojik Etiyopya kralından alan Kral (Lat: "Cepheus") takımyıldızında sönük bir şekilde parlayan ve keşfedenler tarafından Skilla (Lat: "Scylla") olarak adlandırılan süpernova kalıntısı G115.5+9.1'e dair ilk görüntüler elde edildi. Görselde bu kalıntıdaki hidrojen atomlarından gelen ışımaların kırmızı renkte, oksijen atomlarından gelen ışımaların ise mavi tonlarında gösterildiğini görüyoruz. Üstelik görselin sağ üst tarafında da henüz tanımlanmamış, soluk bir gezegenimsi bulutsu adayı yer alıyor. Mitolojik gelenek uyarınca bu bulutsuya Homeros'un Odisseia Destanı'ndaki "Skilla ve Haribdis arasında kalmak" (Türkçedeki "iki arada bir derede kalmak") şeklindeki antik Yunan ifadesine bir gönderme olarak Haribdis (Sai 2) adı verildi.

9 Haziran 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: M. Drechsler, Y. Sainty, A. Soto, N. Martino, L. Leroux-Gere, S. Khallouqui, & A. Kaeouach; Metin: Ogetay Kayali (Michigan Tech U.)
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen7 1 gün önce
Onur'un kendini kanıtlamak için varoş mahallesi Nemlizade sokağının muhtarlığını gasbetmesini işliyor. Açıkçası filme dönüşünce tarzını pek de bozmuş diyemem. Senaryo bütünlüğü açısından da fena olmamış. Daha çok şey sunuyor. Ve, klişe bir şey üzerinden, metnin geneline baktığımızda çok güzel bir siyasi eleştiri oluyor. Bu anlamda, protagonistin zaferi de, OKB milletimiz için çok anlamlı hale geliyor. Bırakabilmek ve huzuru seçmek. İnsanların her ne kadar doğru da olsa bir yere gelmiş insan görünce kıskançlıklarından çıldırdıklarını da gösteriyor. Bence filmle ilgili her şey çok güzel.
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Enes Kocabey
Enes Kocabey
156K UP
Ekleyen 27 Kasım 2022 7 dk.

Depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu (DPDR), kişinin sürekli veya tekrarlayan depersonalizasyon veya derealizasyon yaşamasına sebep olan ruhsal bir bozukluktur.

Depersonalizasyon; kişinin kendisinden, düşüncelerinden, hislerinden ve hatta bedeninden kopmuş hissetmesini ifade eder. Bireyler, genellikle kendilerini sanki dışarıdan bir gözlemci gibi izlediklerini hissettiklerini belirtir. Ayrıca düşünceleri ve davranışları üzerinde bir kontrolleri yokmuş gibi hissedebilirler. Yani depersonalizasyon basitçe kişinin duyarsızlaşması, kendinden kopması veya kendine yabancılaşması olarak ifade edilebilir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
55
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Habil Temiz
İnceleyen6 2 gün önce
Başlangıcı gerçekten bir John Wick Spin-Off'u gibi başlasada,ilerleyen vakitlerde aksiyonun yerini neredeyse bilim kurgu alan,birçok yapımda önemli işler barındıran yıldızları gereksiz harcayan,izlediğimiz 'gerçek' aksiyonun ve dikkat çekici anların neredeyse çoğunu sadece John Wick tarafından izlediğimiz, artık aşina olduğumuz 'intikam' senaryolu bir yapım olmuş.Yerinde aksiyonlar ve sahnelerin yanı sıra dikkat çekici atmosfere ve bunun bir sadece spin-off olduğunu hatırlatsada,Ana de Armas'ın ciddi bir rolü kaldırabilip kaldıramamasını sorgulattı.Yine de oyuncuların ve yapım ekibinin bir spin-off olması için elinden geldiğince uğraşları belli oluyor.
Film
6.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Görkem Bakırcı
Yazar 3 gün önce 29 dk.

Doğada her an etrafımızda gerçekleşen pek çok olay, aslında basınç sayesinde ortaya çıkmaktadır. Basınç, sıvılar, gazlar ve katı cisimler arasındaki etkileşimlerin anlaşılmasında önemli bir yer tutar. İster deniz seviyesinde bir atmosferik basıncı ölçüyor olalım, ister bir sıvı içindeki basıncı inceliyor olalım, bu kavramın pratikteki yeri çok büyüktür. Peki, basınç tam olarak nedir ve günlük yaşamımızda nasıl bir rol oynar? Bu yazıda, basıncın tanımından, çeşitlerine ve hayatımıza olan etkilerine kadar detaylı bir inceleme yapacağız.

Topuklu ayakkabıyla yere basan ortalama kiloda bir kadın, 6.000 kilogram (6 ton) gibi devasa bir kütleye sahip filden daha fazla basınç uygular. Peki nasıl olur da 60 kilogram olan bir kadın, 6 tonluk devasa bir hayvandan daha fazla basınç yaratabilir? Bir kutup ayısının üzerinde yürüdüğü buzun kırılmaması için yürümek yerine sürünerek ilerlemesi, kedilerin ve diğer pençeli yırtıcıların pençelerinin sivri bir yapıda olması, martı ve ördek gibi canlıların ayaklarının perdeli olması bu ilginç karşılaştırmanın doğada gördüğümüz örneklerdir. Hayli ilgi çekici olan bu örnekleri anlayabilmek için katılarda basıncı anlamamız gerekmektedir.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 5 Ağustos Türkiye, İstanbul
Solda böğürtlen meyvesi olmaya hazırlanan çiçekler ve sağda olgunlaşmaya başlayan böğürtlen meyveleri. Çiçek, bileşik salkım halinde olup 8-13mm uzunluğundadır. Petal (taç yaprak) beş adet olup cinsin türlerine bağlı pembe ve beyaz renklerde gözlemlenir. Çok sayıda stamen (ercik) taşır. Sepal (çanak yaprak) yumurtamsı dikdörtgensi, tepede sivri, kaba tüylü ve geriye dönüktür. Yaprakları, meyvesi ve dalları geleneksel tıpta çokça kullanılır.
10
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close