Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Simay Aladağ
Simay Aladağ
184.6K UP
Çeviren 5 gün önce 3 dk.

Almanya'da araştırmacılar, muhtemelen kendi Örümcek Adam evrenimizi oluşturmamıza neden olacak olaylar zincirini başlatan bir ilke imza attılar ve dünyada genetiği CRISPR teknolojisi ile değiştirilmiş ilk örümcekleri ürettiler.[1] Tabii şimdilik bu örümceklerin herhangi bir süper kahraman yaratması olası değil. Bu örümcekler radyoaktif değiller ve DNA'ları değiştirilmiş olsa da zehirlerinde herhangi bir değişiklik olmadı. Çoğu hâlâ sıradan ev örümcekleridir. Araştırmacıların yaptığı genetik düzenlemeler sonucu örümceklerin bazıları gözsüz kalırken bazıları floresan kırmızı ipek üretmek gibi yeni bir yetenek kazandı.

Peki bilim insanları bunu nasıl yaptılar? Bunun için bir hücrenin genomunu belirli yerlerden kesip dizi ekleme veya çıkartmaya olanak sağlayan gen düzenleme aracı CRISPR-Cas9'u kullandılar.

19
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 saat önce 22 dk.

Roland Emmerich'in yönettiği 2004 yapımı gişe rekortmeni film "Yarından Sonra" (The Day After Tomorrow), antropojenik (insan kaynaklı) küresel ısınmanın günler içinde yeni bir buzul çağını tetiklediği dehşet verici bir senaryoyu sunmak için nefes kesici özel efektlerden yararlanmıştır. Film, kültürel açıdan önemli bir etki yaratmış ve büyük bir Hollywood yapımının kıyametvari yıkımını doğrudan sera gazı etkisine bağladığı ilk örneklerden biri olmuştur. Milyonlarca izleyiciyi, Dünya'nın karmaşık ve birbiriyle bağlantılı sistemlerinin aşıldığında doğrusal olmayan ve şok edici bir hızla yeni bir duruma geçebileceği eşikler olan "iklimsel dönüm noktaları" kavramıyla tanıştırmıştır.

Film yapımcıları, etkileyici bir felaket anlatısı yaratmak amacıyla, jeofiziksel olarak onlarca veya yüzlerce yıla yayılacak olayları sadece bir haftalık bir zaman dilimine sıkıştırmışlardır. Yönetmen Roland Emmerich, dramatik etki uğruna bilimsel kesinlikten ödün vermek zorunda kaldıklarını kabul etmiştir. İklim bilimciler filmin zaman çizelgesini ve meteorolojisini saf kurgu olarak nitelendirse de, anlatı, gezegenimizin iklim sistemini yöneten gerçek bilimin titizlikle incelenmesi için ilgi çekici, ancak bilimsel açıdan kusurlu bir çerçeve sunmaktadır. Bu analiz, filmin zaman ölçeği ve spesifik etkileri imkânsız olsa da, temel önermesinin (insan faaliyetlerinin Dünya iklimini tehlikeli bir şekilde değiştirdiği ve bunun ani, öngörülemeyen değişimlere yol açma potansiyeli taşıdığı önermesinin) esasen doğru olduğunu göstermektedir.

14
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tamamı % 100 Arabica türü premium çekirdeklerin özenle seçilmesi, ustalıkla harmanlanması ve kavrulması sonucu vücut bulan Grande Miscela, yumuşacık içimi ve aromatik yapısı ile kapsül kahve deneyiminizi bir üst seviyeye çıkarmayı vaat ediyor.

Altın sarısı kreması ve dengeli gövdesi ile kapsül kahve içtiğinize şaşıracaksınız! 💛
Utku Kahraman
Utku Kahraman
56.2K UP
2 gün önce
Bugün geçmişe neden gidemeyiz blog Yazımı yayınladım ona bakabilirsiniiz
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Nisan 2011 17 dk.

İnternette kimi zaman "İnsanlarla sineklerin de genlerinin %60'ı benzer, demek ki sinekten geliyoruz." ya da "Patateslerin de 48 kromozomu var, şempanzelerin de; belki de patatesten geldik." gibi düşük seviyeli ama halkın kafasını karıştırabilecek argümanlar görmek mümkündür. Bu yazımızda, bu argümanların hatalarını izah edeceğiz.

Genetik benzerlik, ele alınan iki türün ya da tür grubunun genomlarının (var olan bütün genlerinin toplamının) birbirlerine olan benzerlik oranı olabileceği gibi, bu tür veya tür gruplarının sadece belli başlı gen bölgelerinin birbirine benzerliği anlamına da gelebilmektedir. 

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Şubat 2019 15 dk.

Çoğu akademisyen ve bilim insanı, bilimin popülerleştirilmesinin önemini çok iyi bilir. Bu kişiler genellikle bilimin sadece bilim için değil; aynı zamanda halk için de olduğu nosyonunu şiar edinirler. Bu nedenle çocuk kitapları, popüler bilim kitapları, çizgi filmler, belgeseller, halka açık seminerler gibi faaliyetleri sürdüren popüler bilimcileri alttan alta veya açık bir şekilde desteklerler.

Ancak bilim insanları arasında "kariyer bilimcisi" olarak adlandırılan bir diğer grup bilim insanı, bilimin halk için değil; bilim için olduğu nosyonunu şiar edinerek; popüler bilimin sadece medyatik ve şova dönük bir uğraş olduğunu; popüler bilimle uğraşan akademisyenlerin "gerçek bilim insanı" olmadığını, dolayısıyla bu kişilerin akademik sıfatlarının geçersiz olduğu, profesyonel bilim organizasyonlarında yer almamaları gerektiğini; bilim insanlarının tek değer ölçüsünün yayınladıkları akademik makaleler olduğunu savunmaktadırlar.

201
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 8 Aralık 2020
Yaklaşan büyük kavuşmayı kaçırmayın. Önümüzdeki iki haftadan daha kısa bir süre içinde Güneş sistemimizdeki en büyük iki gezegen, açısal olarak birbirine çok yakın geçecek. Dünya’dan görülen gökyüzünde gerçekleşecek olan bu olay sırasında, Ay her ikisini aynı anda kolaylıkla kapatabilir. Bu gezegen geçişi 21 Aralık’ta gerçekleşecek ve 1623 yılından bu yana görülen en yakın geçiş olacak. Jüpiter ve Satürn gözle görülür biçimde parlak kalacak. Şimdi bile gün batımından hemen sonra güneybatıya bakıldığında birlikte görülmekteler. Onları görmek için en uygun zaman, gün batımından sonraki kısa zaman dilimidir çünkü hızlıca ufkun altına doğru batarlar. Kasım ayının ortalarında gaz devleri, yaklaşık üç derece aralıkla birlikte görüntülendi ve aralarındaki mesafe gitgide azalıyor. Bir hilalin de dahil olduğu bu görsel, İtalya, Sicilya‘daki Syracuse kentinde bulunan Cape Murro di Porco Deniz Feneri’nin ötesindeki dinamik ikiliyi yakaladı.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
C. Caner Telimenli
Yazar 18 Haziran 2015 4 dk.

Hepimiz Neil Armstrong'un adını biliriz. Ay'a ayak basan ilk insandır. Ancak pek azımız Robert Goddard'ın adını biliriz. Neil Armstrong ve nicelerini Ay'a göndermeyi başarmış olan roketlerin ilk başarılı örneklerini üretmiş, Amerikalı mühendis, profesör, fizikçi ve mucittir. Dünya'nın ilk sıvı yakıtlı roketlerini üretmiş ve başarıyla fırlatmıştır. İlk başarısını 16 Mart 1926 yılında elde etmiştir. 17 Aralık 1903'te Wright Kardeşler'in uçmasından sadece 23 yıl sonra... 1926-1941 yılları arasında toplamda 34 ayrı roket üretip fırlatmıştır. Bunlardan bazıları yerden 2.6 kilometre yukarıya ve saatte 885 kilometre gibi hızlara ulaşmıştır. Ne yazık ki 1945 yılında aramızdan ayrılan Robert Goddard, ölümünden sadece 24 sene sonra, 20 Temmuz 1969'da Eşgüdümlü Evrensel Zaman'a göre saat 20:18'de Ay'a ilk defa ayak basıldığını göremedi. Ancak anısı her zaman yaşayacak...

Goddard'ın çalışmaları çağ atlatıcı, bu şüphesiz. Fakat o zamanlarda yaptıkları neredeyse hiç destek görmediği gibi, ulusal medya araçları tarafından alay konusu bile edilmişti. Basından bazı kaynaklar, roketler fırlatarak uzaya gitmek gibi hayalleri nedeniyle Goddard ile dalga geçmişti. Dünya'nın en önde gelen gazetesi The New York Times, 1920 yılında kaleme aldığı bir editoryal bir yazıda şunu diyordu:

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Moderatör Uyarısı
Yetersiz Kaynak 1 moderatör tarafından eklendi
Alıntıyı doğrulayabilecek birincil veya güvenilir kaynak sunulmamıştır.
0
Söz
Ömer Kıraç
Ömer Kıraç
20.3K UP
Alıntıyı Ekleyen 15 Mayıs 2023
Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır.
Kaynak: https://1000kitap.com/gonderi/202158586
39
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye 3 gün önce
anlamsal hafızamız dünya hakkında bilgi depolar ancak herhangi bir bilgi parçasının depolandığı tarihi kayıt altına almaz.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 18 Aralık 2019 30 dk.

Evren'deki her şeyin, ama her şeyin nereden geldiği sorusu, binlerce yıldır insanların sormakta olduğu ve halen tam olarak yanıtlanamamış bir sorudur. Antik Yunan'dan, hatta öncesinden beri birçok düşünür, bu soruya çeşitli yanıtlar aramıştır.

Bu yanıtların en meşhuru, kuşkusuz ki yaratıcı bir süpergücün her şeyi belli bir plana veya isteğe göre yaratmış olmasıdır. Eğer her şey, o "her şey"den üstün ve onların var olmasını arzu eden bir yaratıcı gücün eseri ise, her şeyin var olması son derece beklendiktir. Bu durumda insanlara düşen, her şeyin nasıl var olduğu sorusuna değil, neden var olduğu sorusuna kafa yormak olacaktır. Yani var oluşun süreçleri ve mekanizmaları üzerine kafa yormak (bilimin yaptığı) bir "hobi" olarak keyifli olabilir; ancak aslolan, bizim bu çerçevede/resimde var oluş sebebimizdir.

397
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
408.1K UP
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Antiquity dergisinde yayınlanan bir çalışmada ilk bin yıla tarihlenen 200'den fazla gümüş sikkeyi inceleyen arkeologlar, bu paraların o dönemde Güneydoğu Asya'da ne kadar geniş ekonomik bağlar olduğunu gösterdiğini ortaya çıkardı.[1] Aynı zamanda günümüz Bangladeş'inde bulunan bir sikke ile yaklaşık 1.600 kilometre uzaktaki Vietnam'da keşfedilen bir sikkenin de aynı kişi tarafından basıldığı düşünülüyor.

İkinci yüzyıla kadar uzanan erken dönemlere ait Çin kayıtları, hükümet politikalarının ve ticaret ağlarının bölge genelinde geniş çaplı ticareti kolaylaştırdığını gösteriyor. Bu rotalar, doğu Akdeniz'den ve Afrika'nın kuzey kesimlerinden Çin'e kadar binlerce kilometre uzanıyordu. Arkeolojik kanıtlar bu belgeleri destekliyor. Güneydoğu Asya’daki kazılarda Hint takıları, Roma cam eşyaları ve Pers, Çin ile bölgenin diğer yerlerinden çanak çömlek örnekleri bulundu. Tek yüzünde yükselen güneş, diğer yüzünde ise Hint kökenli dini geleneklerin erken bir sembolü olan Srivatsa'yı betimleyen gümüş sikkeler, bu tür buluntularla sıklıkla ilişkilendiriliyor.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Turan Zeybek
Turan Zeybek
115.2K UP
Blog Yazarı 3 dk.

Yıldızlar tıpkı birer canlı gibi doğar, yaşar ve ölür. Nötron yıldızları da ölen büyük kütleli yıldızların mezarlarından biridir. Büyük kütleli yıldızlar da normal bir yıldız gibi füzyon tepkimesi geçirerek enerjisini sağlar. Çekirdeğinde hidrojenden ağır element biriktirir , enerji üretemeyince içine çöker ve bir süpernova patlaması yaşar. Bu patlama sırasında etrafa çok fazla parçacık yayılır. Yıldızdaki ağır elementler de bu sırada oluşur. Patlama sırasında çekirdek içine çöker ve yıldızdan geriye nötron yıldızı veya karadelik kalır.

Eğer yıldız güneşimiz gibi küçük kütleli bir yıldız olsaydı çekirdek içine çökerken "dejenere elektron basıncı" sayesinde çökmesi durur ve ortada çok yoğun bir "beyaz cüce" kalırdı. Beyaz cücenin oluşması için gereken kütle "Chandrasekhar limitine" göre belirlenir ve bu limit güneşin kütlesinin 1.4 katı kadardır ve bu limitin altındaki yıldızlar dejenere elektron basıncı etkisinde çökmeyi durdurur.Böylece kalıntı beyaz cüce olarak kalır. Fakat oluşacak kütle bu sınırın üstündeyse yıldız içine çökmeye devam eder ve yüksek basınç etkisiyle atomların çekirdeğindeki proton ile elektronlar birleşerek nötron oluşturur ve yoğunluğu Güneş'in yoğunluğunun 2,6 x 1014 ila 4,1 x 1014 katı arasında olan %90 ı nötrondan oluşan bir nötron yıldızı meydana gelir.Nötron yıldızlarının kütleçekimi etkisiyle daha fazla küçülmemelerinin nedeni, Pauli dışarlama ilkesidir. Bu ilke, fermiyon grubu iki parçacığın -örneğin protonlar, elektronlar ve nötronlar- aynı konuma ve aynı kuantum durumuna sahip olamayacağını söyler.[4]Kütle daha da fazla olsaydı uzay-zaman üzerinde inanılmaz bir bükülme olurdu ve bu eğriden ışık bile kaçamazdı. Böylece karadelik oluşur.

14
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen8 6 gün önce
Atatürk'ün hayatının özellikle de sinemada dramatik şekilde ele alınmasının eksikliğini hep vurgularım. Hatta bu eksikliği özellikle de @lordsinow kitap serisini okuduktan sonra hep ben kapatmayı hayal ederim. Zaten karakterleri daha dramatik şekilde ele alan kurgular 2010'dan geriye gitmez. Bunlardan dolayı bu yapımın haberi beni çok heyecanlandırmış ama izleyebilmem bugünü bulmuştur. Her şeyden önce Atatürk gibi bir karakteri sinemaya aktarmak gerçekten kolay değil ama elzem bir şeydir. Çok da dikkatli olunması gerekir. İzleyenin ise aslında öncesinde kendisini iyice anlamış olması önemlidir çünkü hayatındaki yoruma açık noktalar kurguya dökülürken yapılan yorumlamalar yanlış yönlendirmeye çok açık olacaktır. Diziyi izlemeden önce @lordsinow 'un film hakkındaki incelemesinin ilk kısımlarını okuduğumda da bunun yaşandığını anlamış olduğumu hatırlıyorum.

Filme gelindiğinde, etiket detaylara girmiyorum, filmin teknik ve prodüksiyon detayları gerçekten yeterli derecede güzel. O atmosferi hissediyorsunuz. Çekimlerde sıkan fazla zorlama teknikler yok. Oyunculuklar gerçekten şahane ve Aras gerçekten çok yakışmış. Corinne gibi diğer roller de aynı şekilde. Hikaye ve senaryo kısımları da çok güzel. Bir Türk'ün sık sık böyle ritüellere ihtiyacı varmış. Bana birçok noktada çok ilham oldu diyebilirim. İnsanların izlemesini teşvik etmek isterim. Kullanılan temalar, mesajlar, günümüzle paralel yorumlamalar çok isabetli. Yalnız özellikle karaktere yönelik bazı kişisel detaylar çok problemli. Bunu da zaten @lordsinow yazmış. Bazı yorumlamalar yanlış yönlendiriyor. Bunun bilincinde olmak lazım. Ayrıca Mustafa Kemal'i, ki kendisi gerçekten modern bir Türk peygamberidir, çok mitleştirdik. Biraz insansı görmek çok öğretici olacaktır. Bunu takdir ettim. Ama dramasının hala yeterli olmadığını düşünüyorum. Ayrıca nörofarklı olduğuna iyice emin oldum.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Yusuf İğın
Yusuf İğın
251.3K UP
Üye
Sponsor bulduğunuzda çok gelişeceğinize inanıyorum. Hayırlı ve anlamlı bir iş yapıyorsunuz, hiç bırakmamanız dileğiyle. Sevgiler.
İnceleme
İsmail Berk San
İsmail Berk San
52.9K UP
İnceleyen 13 Ekim
Eskiden okumuştum gerçekten şahane bir kitap. Severek okudum. Herkes Okumalı kesinlikle.
9.5/10
(196 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : O Meu Pé de Laranja Lima
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Gücenmez
Deniz Gücenmez
41.8K UP
Moleküler Biyoloğum, Yüksek Lisansımın son dönemindeyim 9 Nisan 2022 Sen de Cevap Ver
Bu soru, sedef yılmaz tarafından sorulmuştur.

Campbell Biyolojinin hangi sayfasında gördünüz acaba, basım hatası olma ihtimali vardır belki de. Bende ilk defa duydum bu terimi.

Campbell biyoloji kitabının arkasında bulunan dizin ve sözlük kısımlarında kelimeli arayabilirsiniz. Ama sayfa sayısı ve kaçıncı baskı olduğunu belirtebilirseniz. Yardımcı olabilirim.

Tüm Reklamları Kapat

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
108.7K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
0
Tüm Reklamları Kapat
Ali Eren Uğurlu
Ali Eren Uğurlu
20.2K UP
Üye 1 Haziran 1 Cevap
Uzun süredir kafamda takılı olan bir şey bu. Lucid rüya görmek istiyorum. Ama önce normal rüya süremi arttırmam gerekiyordu. Dediğim gibi REM sürem çok kısa kalıyor. Yılda 9-10 rüyadan fazla görmüyorum. Gördüklerimde eğer deprem olursa deprem oluyor vb. (6.2lik İstanbul depreminde gördüm.(Sadece deprem olduğunu.))
143 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close