Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Rıdvan Efe
Rıdvan Efe
111K UP
İnceleyen 18 Ağustos 2022
İnancın insan beyninde nasıl oluştuğunu psikoloji, nöroloji ve evrimsel biyolojiyi temel alarak kapsamlı bir şekilde anlatan nefis bir kitap. Yazar Michael Shermer Amerikan Sceptic dergisinin başyazarı ve editörü. Aynı zamanda bilim tarihçisi de olan Shermer kariyerini insan beyninin yanılgıları sonucu ortaya çıkan boşinançlar, doğaüstü güçler, komplo teorileri, din ve Tanrı inancı gibi konular üzerinde yoğunlaştırmış.

Yazara göre beyin evrimsel süreçte dış dünyada kalıplar bulma, kalıplara anlam yükleme gibi eğilimler geliştirmiş. Bu eğilimleri Kalıpsal-yaklaşım(Patternicity) ve Öznesel-yaklaşım(Agenticity) olarak adlandırıyor.

Beyni bir inanç motoru olarak tanımlayan yazar, kalıplar bularak ve anlamlar atfederek inanca bağlı gerçeklik oluşturduğumuzu belirtiyor. Ayrıca kitapta bu süreç içinde beyinde gerçekleşen kimyasal etkiler hakkında detaylı bilgiler de mevcut. Yazar özellikle dopamini bir inanç ilacı olarak vurgulamış.

Kalıpsal-yaklaşım ve öznesel-yaklaşım temelinde insanın Tanrı, öbür dünya, komplo teorileri, uzaylılar ve siyasal ideolojiler gibi konulara neden ve nasıl inandığının ayrıntılı açıklamaları yapılıyor. Kitapta birçok araştırma referans olarak gösterilmiş. Çok sıkı bir araştırmanın ürünü olduğu anlaşılıyor. Zaten yazar kitabın önsözünde otuz yıllık çalışmalarının bir sonucu olduğunu belirtmiş.

Üzerinde uzun uzun düşünülecek bir kitap. Kuşkucu felsefenin bilimsel kuşkuculuğa çok başarılı bir uyarlaması aynı zamanda. Yazı dili sade ve akıcı. Çok fazla teknik terimle okuyucuyu boğmuyor. İnançlar konusunda zihin açıcı bir kitap.
8.5/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İnançları Doğru Gibi Kurgulama ve Pekiştirme Süreci
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 3 hafta önce 22:43
Ortak Atalarımız, Karbin ve Yarı İletken Teknolojisi, Dünya Dışı Yaşam Formları... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde kulaklarınızda!
8
Ahmet Öztekin
Uyarlayan 4 gün önce 3 dk.

Düzenli egzersiz, yapabilen insanlar için hem fiziksel hem de mental olarak faydaları gerçekten de yadsınamayacak düzeyde ancak fiziksel kısıtlamalardan ötürü egzersiz yapamayan bazı insanlar da bulunmakta. Bu kişiler için de egzersizin metabolik etkilerini taklit edebilen LaKe molekülü geliştirildi. Molekül, herhangi bir fiziksel efor gerektirmeksizin egzersizin ve orucun metabolik etkilerini taklit etmekte.

Bu molekülün belirtilen metabolik etkilerinin yanı sıra Parkinson ve demans gibi bazı nörolojik hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılabileceği düşünülüyor. Tüm bu olası etkileri sayesinde bu molekülün keşfi ile birlikte yoğun egzersiz programlarına ya da oruç temelli diyetlere uyamayan kişilerde uygulanabilecek tedaviler için umut vadediyor.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mehmet Mert Demir
İnceleyen10 2 gün önce
Kan Dökülecek, hırsın ve nefretin insanı nasıl çürütebileceğini yalın ama sert bir dille anlatıyor. Daniel Plainview, başta sadece zeki bir iş insanı gibi görünse de zamanla güvenmeyen, yalnızlıktan beslenen, öfkesini herkese yönelten birine dönüşüyor. Paraya ve güce saplantılı; fakat kazandıkça daha da yalnızlaşıyor.

Yönetmen Paul Thomas Anderson, karakteri yargılamadan ama büyük bir soğukkanlılıkla gözlemliyor. Uzun planlar, rahatsız edici müzikler ve sessizliklerle karakterin iç dünyasını izleyiciye hissettiriyor.

Eli Sunday ile olan çatışma, Daniel’ın sadece parayla değil, inanç gibi değerlerle de savaştığını gösteriyor. Film, bir başarı değil, bir çöküş hikâyesi. Sonunda kazananın olmadığı bir film.
10.0/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : There Will Be Blood
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Haziran 2016 16 dk.

Serkan Anılır'ın ismini belki gazetelerden ve bazı bilim dergilerinden duymuşsunuzdur. Bir aralar çeşitli illerde bilim konuşmaları yapan, uçuk kaçık bilim projeleriyle halkı heyecanlandıran, hatta NASA'nın ilk Türk astronotu olduğunu iddia ederek ün yapan bir şahıstı. Detaylarını makalemizde vereceğiz; ancak Serkan Anılır'ın hayatı, edebiyat ve bilimin en tehlikeli düşmanlarından birisi olan veri uydurma ve aşırma (intihal) suçlarının en ilginç örneklerinden birisidir. Serkan Anılır'ın yaptıkları, bir insanın kariyerini intihal ve yalanlarla nasıl yerle bir edebileceğinin en ilgi çekici örneğidir. Çünkü Anılır'ın hayatında yaşananlar, sadece 1-2 çalışmanın sağdan soldan aşırılması değil, koca bir kariyerin yalanlar ve intihaller üzerine kurulu olmasının bir örneğidir. 

Texas Tech Üniversitesi'nde aldığım "Mühendislik Pratiği ve Araştırmalarında Etik" isimli doktora dersinin dönem projesi olarak Serkan Anılır ile ilgili internette yer alan bilgileri bir araya getirerek bir derleme yapmak ve hayatın her alanında etiğin ne kadar büyük öneme sahip olduğunu göstermek istedim. Bu araştırma makalesi, bu ders için yaptığım araştırmaların ve analizlerin bir sonucudur. 

73
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baykal Köse
Çeviren 5 Ağustos 2016 11 dk.

Ekoloji, ayrılmaz bir şekilde organizmaların evrimsel tarihi ile iç içe geçmiştir. Nesillerin değişim süreci boyunca, organizmalar sürekli olarak bir nesilden diğerine kendinden sonraki nesillerin DNA’sına kaydedilecek genetik bilgi aktarırlar. Moleküler biyologların bu kayıtlara ulaşma becerileri, türlerin kökenlerini ve varoluşlarının ekolojik temellerini daha iyi anlamada modern ekoloji araştırmalarının temel taşı haline geldi. 

Bu makalede modern ekologların türlerin oluşumu, çeşitlenmesi ve sürekli değişken, karmaşık çevre şartlarına evrimsel adaptasyonundaki genetik temellerin en derin şekilde anlaşılması için kullandıkları moleküler araçlar ve metotların kısa bir özetini yapacağız. 

50
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 14 saat önce 3 dk.

2021, vücut geliştirme dünyası için trajik bir yıl oldu. Sadece 12 ayda iki düzineden fazla profesyonel sporcu aniden öldü. Bu olaylar, dünya çapında manşetlere de yansıdı. Hayatını kaybedenlerden en genci ise 27 yaşındaydı.

Günümüzde çok sayıda araştırma, elit sporcuların hepimizden daha uzun yaşama eğiliminde olduğunu gösterse de son yıllarda birçok vücut geliştiricisinin erken yaşta ölmesi, bu spor dalının güvenliğine ilişkin soruları gündeme getirdi.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Markarian Zinciri

Başak Galaksi Kümesi‘nin kalbine yakın bir yerde, Markarian Zinciri olarak bilinen galaksi dizisi, bu derin teleskop görüntüsünde uzanıyor. Merceksi galaksiler M84 (altta) ve M86, alt merkezdeki kareye demirlenmiş. Zinciri yukarı ve sağa doğru izleyebilirsiniz. Merkeze yakın yerde, NGC 4438 ve NGC 4435 olarak isimlendirilmiş etkileşim halindeki galaksileri görebilirsiniz. Bunlar bazıları tarafından Markarian’ın Gözleri olarak bilinir. Merkezi, tahmini olarak 50 milyon ışık yılı uzaklıkta olan Başak Kümesi, en yakın galaksi kümesidir. Yaklaşık 2000 üye galaksiye sahip olduğundan, kendi Yerel Galaksi Grubu‘muz üzerinde önemli bir kütle çekim etkisine sahiptir. Başak Kümesi içinde, Markarian Zinciri’ndeki en az yedi galaksi tutarlı bir şekilde hareket ediyor gibi görünüyor. Ancak diğerleri zincirin şans eseri bir parçası olmuş gibi durmakta.

22 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Ginge Anvik
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499K UP
Yazar 7 Kasım 2021 20 dk.

Karar vermek hayatın kritik bir parçasıdır, ancak çoğu insan öyle ya da böyle karar vermekte zorlanır. Örneğin bazı insanlar doğuştan kararsızlardır, dolayısıyla akşam yemeğinde ne yiyeceklerini seçmek gibi basit konulara gelindiğinde bile kısa sürede karar vermekte zorluk yaşarlar. Öte yandan bazı insanlarsa çok aceleyle karar verir ve sonuç olarak da kendileri için kötü olacak seçimler yapabilirler, özellikle de finans veya ilişkiler konusunda. Bazı insanlar ise çoğu durumda karar verirken gayet rahattırlar, ancak kariyer seçmek gibi hayati konulara gelince sıkışıp kalırlar.

Karar vermek hayatın çok önemli bir parçası olduğu ve genelde doğru karar vermekte zorlanıldığı için, karar vermeyi öğrenmek son derece faydalıdır. Makalenin ilerleyen bölümlerinde, karar verirken izlemeniz gereken süreci öğrenip, daha hızlı ve daha iyi karar vermenizi sağlayacak yönergeler, ipuçları ve taktikler göreceksiniz. Hem günlük kararlarınızı alırken hem de incelikli kararlarla boğuşuyorken bu, size yardımcı olacaktır.

110
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tolga Sazak
Tolga Sazak
3,315 UP
Çeviren 13 Ağustos 2017 12 dk.

Hayvan göçü, binlerce yıldır insanların ilgisini çekmektedir. Kıyı çamur çulluğunun Pasifik Okyanusu boyunca 9 günlük kesintisiz uçuşu gibi dayanıklılığın en şaşırtıcı girişimlerinden bazılarının uzak mesafe göçmenleri tarafından gerçekleştirilmesi bu ilginin geçerli bir sebebidir. 

Çoğu insan, göçü bir kuş sürüsünün üreme ve konaklama bölgeleri arasındaki mevsimsel hareketi olarak düşünür. Aslında, kuş göçü muhtemelen halk arasında en çok ilgi çeken biyolojik fenomendir ve ayrıca biyolojideki yerleşik bilimsel araştırma yöntemleri arasında en eski geçmişe sahip dallardan biridir (Berthold 2001). Fakat hayvan göçünün doğu batı arasındaki yolculuklar, kara ve okyanus içeren karmaşık gidiş dönüşler, okyanus ve göllerin su kolonları boyunca gerçekleştirilen düşey hareketler ve inişli çıkışlı yüksek dağ yolculukları gibi daha başka birçok şekli vardır (Hoare 2009). Göçü diğer hareket biçimlerinden ayıran şey, göçün tipik olarak bir tür yaşam alanından diğerine geçişi içermesidir (Aidley 1981).

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Osman Akman
Çeviren 17 Şubat 2020
Soluklaşmanın yanı sıra, Betelgeuse görünümünü değişiyor mu? Evet, değişiyor. Ünlü Orion takımyıldızındaki ünlü kırmızı süperdev yıldız o kadar büyük ki, Dünya'daki teleskoplar yüzeyini zar zor da olsa görüntüleyebiliyor. Avrupa Güney Gözlemevi'nin Very Large Telescope'u (Tür: "Çok Büyük Teleskop") ile çekilen iki görüntü, yıldızın yüzeyinin geçen yılın başında ve sonunda nasıl göründüğünü gösteriyor. Önceki görüntü Betelgeuse'un sonrakinden çok daha homojen bir parlaklığa sahip olduğunu gösterirken, Betelgeuse'un alt yarısı üst kısmından önemli ölçüde daha sönük hale geldi. Şimdi ise 2019'un ilk beş ayı boyunca amatör gözlemler Betelgeuse'un aslında biraz daha parlaklaştığını, son beş ayda ise yıldızın dramatik bir şekilde karardığını gösteriyor. Böyle bir değişkenlik, bu ünlü değişken süperdev için muhtemelen normal bir davranıştır. Ancak, son zamanlardaki sönükleşme, Betelgeuse'un süpernovaya dönüşmesinin ne kadar sürebileceği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Betelgeuse yaklaşık 700 ışık yılı uzakta olduğundan, tahminen binlerce yıl sonra gerçekleşecek nihai süpernovası muhtemelen muhteşem bir gece gökyüzü gösterisi sunacak, ancak Dünya'daki yaşamı tehlikeye atmayacaktır.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Biyoloji ve Toplum (İngilizce)
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Who can participate?

Everyone, provided that the participants are able to read and discuss fluently in English.

Scientific areas covered by the activity: History and philosophy of science, Biology, genetics, ecology, philosophy of cognitive science

Day 1: Introduction. Biology and ideology. Hereditarianism and modern genomics: the misuse of genetics for political purposes with historical examples from eugenics, and IQ testing movement.

Day 2: The conceptual underpinnings of behavioral genetics, its shortcomings, and how these shortcomings have carried over into modern behavioral genomics. Ecology and conservation biology.

Day 3: Aristotle, Darwin, and the Modern Synthesis: The nature of the Darwinian revolution from the perspective of Kuhn’s theory of science the concept of incommensurability, whether and when empirical evidence is useful in evaluating which paradigm is better.

The problems which, from Darwin onward, led to the so-called modern synthesis of evolutionary theory. Accepting the most basic claims of a paradigm does not mean that the normal science governed by that paradigm is free from disagreements and lively discussions. Disagreements and discussions about how heredity functions and how natural selection operates. Normal science is not a simple detour or a temporary state on the way to more exciting revolutionary science.

Day 5: Epistemic Anthropocentrism

Philosophical analysis of anthropocentrism as part of an effort to understand the biological origins of cognition. The epistemic dimension of anthropocentrism manifesting as a bias that frames nonhuman cognition through a human lens, disregarding the evolutionary contingency that gives rise to diverse cognitive functions and structures. Cognition as a multidimensional phenomenon emerging across the vast phylogenetic diversity of species through various forms of behavioral individuality. The case of Physarum exemplifies an organizational approach that challenges the homunculus view of cognition.

Day 6: Diachronic Emergence through Shifting Localities of Control

The problem of emergence has long divided philosophers of science. Jaegwon Kim’s influential critique argues that strong emergence is incompatible with the causal closure of the physical world, thereby pushing towards reductionism or epiphenomenalism. However, biological processes such as embryonic development and gene regulation demonstrate diachronic emergence through contextual dynamism. Unlike a fully deterministic system, where the microstate at t1 rigidly determines the macrostate at t2, biological systems exhibit shifting localities, where regulatory nodes dynamically hand off control across changing phases, with coarse-grained transitions between these phases.

Graduate students who would like to present and discuss their research questions with the facilitators will get an opportunity to do so on the afternoon sessions of the 3rd, 4th and 5th days. Graduate students who are interested in thus sharing their work and getting feedback should indicate this in their applications.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ali Ahmet Turunç
Çeviren 21 Haziran 2022 10 dk.

İki kara delik çarpıştığında, bu devasa çarpışma, kozmosun dokusunda dalgalara yol açar. Fizikçiler, bu kütleçekim dalgalarının Dünya'dan geçerken kaba hatlarını tahmin etmek için Albert Einstein'ın kütleçekim teorisini kullandılar ve bu kütleçekim dalgaları, birer kütleçekim dedektörü olan LIGO ve Virgo tarafından tekrar tekrar doğrulandı.

Ancak fizikçiler, olası tüm yankılanmaların ultra kesin şekillerini çıkarmak için Einstein'ın zorlu denklemlerini kullanmaya çalıştıkça bocalamaya başlıyorlar. Şu anda bilinmeyen bu ayrıntılar, yeni nesil gözlemevlerinin yakalaması gereken ince dalgalanmaları tam olarak anlamak için gerekli olacaktır.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 4 gün önce 12:02
Modifikasyonlar, çevrenin değişimine bağlı olarak bir türün bireylerinde meydana gelen değişimlere verilen isimdir. Bu değişimler geçici veya kalıcı olabilirler...
2
Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 10 Şubat 2019 1 dk.

Kontrolsüz hücre bölünmesi olan kanseri, mumyalardan dinozor fosilleri üzerinde kadar gözlemek mümkün. Şimdi ise Triyas'a ait bilinen en eski kaplumbağaların bir tanesinde gözlendi. Kanseri ayrıntılı olarak incelediğimiz yazılarımıza buradan ve diğerine buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca kaplumbağa evrimini fosiller üzerinden anlattığımız yazılarımıza buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Aslında "kanser" dediğimizde "malign neoplazi" tanımını kastederiz. Yani kötü huylu kontrolsüz hücre bölünmesi. Fosil kayıtlarında kanser izleri nadirdir. Hele ki malign neoplaziler neredeyse yok denecek kadar azdır. Ne yazık ki 240 milyon yıllık Pappochelys rosinae türü iguana görünümlü ilkin kaplumbağa üzerinde yapılan mikro-BT (Bilgisayarlı Tomografi) çalışmaları sonucunda kemik kanseri teşhisi kondu. Fakat ölüm sebebinin kanser mi olduğu bilinmiyor.

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Laçın Vəlizadə
Fiziğe aşık öğrenci 23 Mart 2023 Sen de Cevap Ver

Ben protonun, nötronun ve elektronun kütlesini hesaplamak için gereken yöntemlerden bahsedeceğim. Yüklü parçacıkların kütlesini hesaplamak yüksüz parçacıklara göre daha kolay. Çünkü yüklü parçacıklar etraflarında manyetik alan oluştururlar ve bu alandakı hareketlerinden yararlanabilir.

Bildiğimiz gibi proton ve elektronlar yüklü parçacıklardır. Proton (+), elektron (-) yüke sahip. Yüklü parçacıklar manyetik alana girdiği zaman dairesel hareket ederler ve bu dairesel yörüngenin yarıçapı bu formülle hesaplanır:

r = mv/qB

Tüm Reklamları Kapat

Burada r - yarıçapı, m - kütle, v - hız, q - parçacığın elektrik yükü, B - manyetik alanın büyüklüğüdür. Gördüğünüz gibi bu denklemde kütle var ve kütleni bu denklemle hesaplayabiliriz:

m = rqB/v

Nötronun kütlesini hesaplamak daha zor. Çünkü nötron yüksüz. Nötronu keşfeden James Chadwick nötronun kütlesini hesaplamak için proton ve nötronları çarpıştırmış ve ortaya çıkan enerjiyi hesaplamış. E = mc² denklemi ile parçacığın enerjisini bilirsek kütlesini de hesaplayabiliriz.

Kaynaklar

  1. Parçacık. Parçacıkların Kütlesi. (23 Mart 2023). Alındığı Tarih: 23 Mart 2023. Alındığı Yer: BilimGenç Tübitak | Arşiv Bağlantısı
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ömer Efe Dikici
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Zira kendimizi iyi ve konforlu hissettiğimiz inançlarımız, çoğu zaman bilgi ve gerçek deneyime dayanmayan zanlardan ibarettir ve eğer bunların dışında bir bakış açısının deneme cesaretimiz olursa aynı dünyayaya bakarak yepyeni şeyler görebilme ve zihmiğmizn kalıplarının dışına çıkma şansımız olacaktır diye inanıyorum
9.2/10
(11 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Kasım Yiğit Çerçel
Üye
Evrim Ağacı ile yaklaşık 2 sene önce evrimi araştırırken tanıştım. O zamandan beridir de bir konuyu araştırırken başvurduğum ilk kaynaklar arasında yer alır. Buradan başta Çağrı Mert Bakırcı olmak üzere bana bilimi sevdiren tüm Evrim Ağacı yazarlarına teşekkür ediyorum.
Fatma Nur İnakçı
Üye 11 saat önce 1 Cevap
Yıl 2100. Gelişmiş bir toplumda artık her birey doğuştan isteğe bağlı olarak genetik süper yeteneklerle tasarlanıyor. Ancak sizde sistemsel bir arıza meydana geliyor ve rastgele bir hayvanın genleri size işleniyor. Artık ne süper hızlısınız ne de görünmezsiniz… ama belki bir bukalemun gibi renk değiştirebiliyo bir köstebek gibi yeraltına kazabiliyor ya da bir yılan gibi ısıyı algılayabiliyorsunuz. Peki hangi hayvanın genleriyle yaşamak isterdiniz? Bu durum size ne gibi avantajlar ya da dezavantajlar getirirdi? Toplum sizi dışlar mıydı, yoksa siz yeni türlerin öncüsü mü olurdunuz? Kendinizi bu yeni beden ve yeteneklerle nasıl ifade ederdiniz?
Yıl 2100: Genetik süper güç tasarımı yaygın! Ama siz sistem hatasıyla rastgele hayvan genleriyle donatıldınız. Ne yapardınız?
Yıl 2100: Genetik süper güç tasarımı yaygın! Ama siz sistem hatasıyla rastgele hayvan genleriyle donatıldınız. Ne yapardınız?
Cevap Ver 15K UP
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Dilan Güner
Dilan Güner
22K UP
Blog Yazarı 6 dk.

Bilim kurgu tanımı ve alanı geniş bir tür olarak insanları derinden etkiler ve var olan normları sorgulamaya iter. Bu özel tür yapısı gereği değişime ve dönüşüme oldukça açık olmasının yanı sıra, tüketicisini de deviniminin içine çeken bir türdür. Darko Suvin bilim kurguyu edebi anlamda “bilişsel yabancılaşma” olarak tanımlamış ve her anlatının bir novum yani yenilik ve farklılık barındırdığını belirtmiştir. Bu da demek oluyor ki bu tür aslında bizim uyuyan zihinlerimizi uyandıran ve hayal gücümüzü harekete geçiren yegâne anlatılara sahiptir. Her gerçeklik aslında bir hayalin ürünüdür ve hiçbir gelecek hayal edilmeden var kılınamayacaktır. Peki bu hayal dünyasını tetikleyen nedir? Elbette ki eleştirel düşünce.

Eleştirel düşünme yetisi kolay gelişen bir yeti değildir çünkü içine doğduğumuz ve adapte edildiğimiz sistemler bizi belli kavramlara alışık kılar. İşte bu noktada bizi bize yabancılaştıracak lakin bizden çok da farklı olmayan şeylere ihtiyaç duyarız. Bu yabancılaşmanın dozu önemlidir çünkü fazla yabancılaşma bizleri Tekinsiz Vadi’nin derinliklerine sürükleyip bizde korku hissi ile reddetme ve kaçma dürtülerini uyandırırken, az miktarda bir yabancılaşma düşünsel sürecimizde bir tetiklemeye mahal veremeyecektir.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close