Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Mart 2017 1 dk.

Bu harika grafikten de görülebileceği gibi, bir ülkenin varlık düzeyi, dolayısıyla eğitim düzeyi arttıkça ve toplumsal buhranları azaldıkça, evrim gibi bilimsel gerçeklerin kabul edilme yüzdesi de artmaktadır.

Örneğin İzlanda, İsveç, Birleşik Krallık, Belçika, Danimarka, Hollanda, Almanya, İrlanda, İsviçre, Fransa, Japonya gibi ülkelerde evrimin halk arasındaki kabulü %70-80 düzeyindedir. Buna karşılık, Türkiye, Kıbrıs, Litvanya, Latviya, Bulgaristan gibi düşük gelire sahip ülkelerde evrimin kabulü de son derece düşüktür.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 12 Nisan 2024 18 dk.

Su hafızası, suyun daha önceden içinde çözünmüş olan maddelerin hafızasını sınırsız veya sınırsıza yakın bir süre boyunca muhafaza edebileceğini iddia eden sözde bir yetenektir. Bu iddia, kimya ve fiziğin temel ilkelerine aykırıdır ve bilimsel olarak geçerli değildir. 

Suyun hafızası olduğuna inanan kişilerin iddiasına göre su, keyfi sayıda seri seyreltmeden sonra bile, bünyesinde daha önceden çözdüğü maddelerin bilgisini korumaya devam etmektedir. Su hafızasının, orijinal maddenin tek bir molekülü kalmayacak düzeyde bir seyreltmenin yapıldığı durumlarda bile "homeopatik ilaçların " hastalıkların tedavisinde kullanılmasını sağlayan bir mekanizma olduğu iddia edilmiştir. Suyun herhangi bir hafızası olduğunu gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

43
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
505K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Devrim Açıkalın
Seslendiren 23 Eylül 2020 11:49
Dünya tarihi, insanların birbirine acımasız davranışlar sergilediği olaylarla doludur. Sadece son yüzyıla baktığımızda bile insanların gaz odalarında...
29
Söz
Zəhra Əzizova
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
İnsan kendini ne kadar gizlerse gizlesin, gözleriyle ele verir.
Kaynak: Sahilde Kafka kitabından
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sabri Küsüroğlu
Çeviren 3 Ocak 2014
2013’te yok olan ISON Kuyrukluyıldızı’na rakip olan Lovejoy Kuyrukluyıldızı (C/2013 R1), yeni yılın ilk günü sabah erken saatlerde gökyüzünde süzülmeye devam ediyor. Bu yıldızlı manzarada, Herkül (Hercules) takımyıldızındaki soluk yıldızların arka planında yer alan Lovejoy, yaklaşık 3,5 derece (yaklaşık 7 dolunay büyüklüğünde) bir alanı kaplıyor. Şafaktan önce karanlık bölgelerden çıplak gözle zar zor görülebilen bu kuyrukluyıldız, kuzey yarım kürede dürbünlü gökyüzü gözlemcileri için hala iyi bir hedef. Ancak bu derin pozlama, Lovejoy’un muhteşem kuyruklarını ve etkileyici yeşilimsi komasını dürbünle görülebilecek olandan çok daha iyi sergiliyor. Güneş'e yakın geçen bir kuyrukluyıldız olmayan Lovejoy, 22 Aralık civarında Güneş’e en yakın geçişini yaptı ve tutulma düzleminin oldukça üzerinde bir yörünge çizdi. Şimdi ise dış Güneş Sistemi’ne doğru ilerleyen Lovejoy, yeni yıla Dünya’dan yaklaşık 6,7 ışık dakikası uzaklıkta başladı.
4
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ezgi Karasözen
Yazar 21 Ocak 2024 11 dk.

Şili ve Japonya örneklerinin ortaya koyduğu gibi depremle yaşamak mümkün. Peki Türkiye'de yanlış giden ne? Önemli bilimsel gelişmelere rağmen, Türkiye hâlâ depremlere karşı savunmasız ve bunun en son örneğini Şubat 2023'te trajik bir şekilde gördük. Kahramanmaraş (Mw 7.8) ve Elbistan (Mw 7.6) depremlerinin bilançosu, yapı yönetmeliklerinin uygulanması ve deprem farkındalığına ilişkin sorunları yüzümüze çarpmakta; aynı zamanda, deprem tehlikesi ve riski üzerine edinilmiş bilgilerin toplum nezdinde karşılık bulmadığına, dolayısıyla ciddi bir bilim-toplum iletişim kopukluğuna işaret etmektedir.[1]

1999 İzmit depreminde (Mw 7.4) çocuk olan biz genç Türk bilim insanları, bugün, Şubat 2023 felaketiyle bir kez daha sarsıldık. Bizler, artık Türkiye'de ve dünyada benzer felaketlerin yaşanmaması için, tüm bilim insanlarını, bilim ve toplum arasındaki bu feci iletişim kopukluğunu nasıl onarabileceğimiz üzerine düşünmeye davet ediyoruz!

39
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 4 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Kayra Tunadağı tarafından sorulmuştur.
Sizce büyük patlamadan önce ne vardı?
Sizce büyük patlamadan önce ne vardı?

Valla, "Büyük Patlama'dan öncesi" diye sorunca, kuantum fizikçilerinin bile "bir saniye, uzayzaman tam olarak nerede başlıyordu ya?" diye kara kara düşündüğü, acayip bir konu. Einstein'ın meşhur 'sine (hani şu uzayzamanı lastik gibi çekiştirip duran metrik tensör) bakarsak, zaman dediğin şey zaten Büyük Patlama'yla beraber "selam millet, parti başlasın" demiş olabilir; yani "önce" diye bir kavramın o partiye davetiyesi bile yokmuş, anca kapıdan bakmıştır. Ama bizim hiperaktif fizikçiler durur mu, yapıştırmışlar teorileri: "Acaba evrenimiz önceki hayatında süper-sıkıştırılmış bir kozmik nohut tanesiydi de sonra 'Büyük Sıçrama' (Big Bounce) ile 'ta-daaa' mı yaptı?" diye kafa patlatıyorlar – buna da Döngüsel Kuantum Kütleçekimi diyorlar ve o meşhur tekillik çıkmazından holonomileri gibi "bunu anca kafası trilyon bir uzaylı anlar" dedirten formüllerle sıyrılmaya çalışıyorlar. Sonra Sicim Teorisi tayfası var ki, onlar da olayı "belki de iki devasa kozmik yufka (branelermiş adı) kafa kafaya tokuştu ya da bir çoklu evren otobanında sonsuz gazla giden bir skaler alan (inflaton denen bir tip) vardı" gibi daha da fantastik boyutlara taşıyıp işi süperkütleçekim âlemlerine kadar vardırıyorlar. Hartle-Hawking ikilisi ise daha cool takılıp, "Belki de 'önce' diye bir şey yok, evrenin dalga fonksiyonu bir küre gibi, başı sonu yok, yani 'öncesini sorma, sonrası zaten meçhul' durumu, tam bir sabır taşı çatlatma senaryosu" diyor.[1] Belki de olay, egzotik bir kuantum köpüğüydü, bir dilaton alanı fırtınasıydı ya da en iyisi biz bu soruyu Planck ölçeği () denen ve fizik yasalarının bile "abi ben bi' soluklanıp geliyorum" dediği o akılalmaz küçüklükteki boyuta soralım, belki o bize daha komik bir fıkra anlatır...

Kaynaklar

  1. Arxiv. Hartle-Hawking No-Boundary Proposal And Hořava-Lifshitz Gravity. Alındığı Tarih: 23 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Arxiv | Arşiv Bağlantısı
12
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
1 gün önce
Purdue Üniversitesi mühendislik öğrencileri, Rubik küpünü sadece 0.103 saniyede çözen bir robot geliştirdi. Purdubik’s Cube adlı bu sistem, önceki dünya rekorunu üçe katlayarak Guinness Dünya Rekoru’na adını yazdırdı. Endüstriyel donanım, yapay görme, algoritmalar ve ekip ruhuyla inşa edilen robot, bir göz kırpmasından bile hızlı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Yusuf İğın
İnceleyen10 3 Ocak 2024
“Ahlâkı sadece en güzel kıyafeti olarak taşıyan, çıplak dolaşsa daha iyidir. Ne rüzgâr ne de güneş delebilir çıplak tenini.”
Kitap
9.5/10
(17 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Yazar 4 gün önce 9 dk.

Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.

Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]

21
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ulaş Şaroğlu
Etkinliği Ekleyen 3 gün önce IstanbulÜcretsiz31 Mayıs
Uluslararası İTÜ Bilim ve Mühendislik Zirvesi (İngilizce)
31 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 02 Haziran 2025 16:00 tarihine kadar.

📅 31 Mayıs – 2 Haziran 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi'nde düzenleyeceğimiz International ITU Science and Engineering Summit (SES 2025) etkinliğimiz sizlerledir.

📌 Etkinliğimizin programı ve konuşmacı listesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

🔗 https://indico.itu.edu.tr/event/5

📌 Bu ve bu tarz etkinliklerimizden haberdar olmak için kulübümüzün İnstagram sayfasını takip edebilirsiniz:

🔗 https://www.instagram.com/itufmk/

Devamını Göster
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
İnceleyen9 5 gün önce
Atmosferi,gerilimi,oyunculuklarından dolayı 5 bölümü sıkılmadan izleyebilirsiniz.Senaryo güzel ama nadiren gerçekçiliğini kaybediyor,dizi kısa olduğundan dolayı başlarda bariz hissediyorsunuz:Sırf onur nişanı için mi bu riskleri göze aldılar anlayamadım,arka plana bakmak lazım ama nükleer fizikçiye güvenmek yerine devletin ideallerine sırt dayamak;sanırım gülünç olduğu kadar gerçek bir durum.Dyatlov'un yandaşları cesaretlerini kaybedip 1 milyon insanın canına kastetme yolunda ilerlediğinde kafamızdan pek iyi kelimeler geçmiyor.Komünist yönetimin ne kadar hassas,aynı zamanda sert ve acımasız olduğunu görüyoruz.Kamuoyunun ve basının cesaretinin,iyi niyetinin ne kadar paha biçilemez bir şey olduğunu görüyorz.
Dizi
9.9/10
(72 Kişi)
Puan Ver
Yalanların Bedeli Nedir?
Yönetmen: Johan Renck
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Erdal Kozan
Erdal Kozan
144K UP
Çeviren 9 Ekim 2020 5 dk.

Facebook. Twitter. Snapchat. Instagram. Tinder. Match.com.

Tüm dünyada sosyal medya kullanımı ve ve buradan kurulan etkileşimin miktarı giderek artıyor. Pew Enstitüsü’nün 2018 verilerine göre Amerikalı yetişkinlerin çoğunluğu YouTube (%73) ya da Facebook (%68) kullanıyor ve Facebook kullananların yarısından fazlası hesaplarını günde birkaç kez kontrol ediyor.[1]

45
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ozan Karakaş
Ozan Karakaş
30K UP
Yazar 17 Şubat 2019 21 dk.

Hayal edelim: Harika bir bahar günü, hafta sonu. Sabah uyandınız, uyanma sonrası rutinlerinizi yerine getirdiniz. Güzel bir kahvaltının ardından çayınızı veya kahvenizi koyup bilgisayarın başına geçtiniz. Facebook ikonuna tıkladınız, anasayfada geziniyorsunuz ve karşınıza dikkatinizi çeken bir görsel çıktı; belli ki ilginizi çeken konulardan biri hakkında bir yazıya yönlendiriyor. Tıkladınız, sayfa açıldı, sayfada biraz aşağı inip başlığın olması gereken yere baktınız ve… en büyük korkularınızdan biri gerçek oldu: Okuyamıyorsunuz. Aşağı yukarı yedi yaşından beri büyük çabalar sarf edip geliştirdiğiniz, ciltler dolusu kitapla bileyip keskinleştirdiğiniz o yeti artık yok.

Etrafınıza bakıyorsunuz: Evet, üzerinde buharlar tüten o sıcak içecek hâlâ masanın üzerinde. Bilgisayar ekranının az ötesindeki çerçevede duran fotoğraftaki arkadaşlarınızın yüzlerini seçebiliyor, onları ayırt edebiliyorsunuz. Hemen yanı başınızdaki kütüphanede yatan, Eric Hobsbawm’ın Kısa 20. Yüzyıl kitabının kapağındaki kişinin Charlie Chaplin, kitabın kapağının da kırmızı olduğuna, dahası Chaplin’in bu pozu Büyük Diktatör filminde verdiğine de kuşkunuz yok; ama ne kitabın veya yazarın ismini ne de başka herhangi bir yazıyı okuyabiliyorsunuz.

205
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tam Ay Tutulması Tacı

Bu Ay çok tuhaf görünüyor. Yılın bu zamanında gerçekleşen bu dolunay, Çiçek Ay’ı olarak adlandırılıyor. Ancak bu durum onu tuhaf yapmıyor, dolunaylar ayda (ay-da) bir meydana gelir. Bu bir süper Ay’dı. Yani Ay, hafif eliptik olan yörüngesinde ilerlerken Dünya’ya en yakın olan konumunda tam evresine erişti. Biraz tuhaf olan süper Ay, sıradan bir dolunaydan biraz daha büyük ve daha parlak görünür, böylece Süper Çiçek Ay ismini alır. Bu görselde Ay, tam tutulma esnasında çekildi. Tutulan bir Ay, oldukça tuhaf görünebilir. Karanlık, düzensiz aydınlanmış, sıklıkla kırmızı olan Ay kimi zaman da kan kırmızısı olarak adlandırılır. Bu nedenle ince bulutların arasından görülen bu Ay’a, Süper Çiçek Kanlı Ay denebilir. Bu bulutlar, Ay’ın etrafında soluk bir taç oluşturur ve sadece garip değil aynı zamanda renkli görünmesini de sağlar. Bu görselde Samanyolu galaksisinin kalbi sağ alt tarafta görülebiliyor. Bu Ay, bu gölge, bu galaksi ve bu renklerin hepsi, geçen Ay Cassilis, NSW, Avustralya yakınlarında tek bir çekim ile yakalandı. (Daha sonra Samanyolu’nu daha iyi yakalayan iki çekimle birleştirildi.)

9 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Helmut Eder
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Görkem Bakırcı
Yazar 4 gün önce 35 dk.

Bilim, etik kaygılar dikkate alınmadığı durumlarda çok tehlikeli olabilir ve amacından kolayca sapabilir. Bilimsel metodları kullanan bilim insanları, etik ihlalleri temel almadıkları durumlarda korkunç deneyler ve ihlaller yapabilirler. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, bilimi ve toplumu bilimsel araştırmalarda kötüye kullanılan deneyler, sahte araştırma raporları, mesleki kıskançlık, rekabet veya bilimsel fonların kötüye kullanılması gibi suistimallerden korumak için çok sayıda etik düzenleme geliştirilmiştir. Çeşitli bilimsel birlikler, dernekler, akademiler, üniversiteler ve bilimle ilgili diğer kurumlar, biçim ve içerik açısından geniş bir çeşitlilik ortaya koyan etik standartları benimsemiştir. Bazıları genel etik davranış ve sorumluluk ilkelerine dayanır, diğerleri disiplinlere özgü mesleki görevlere atıfta bulunur.

Bilim; sonsuz bir arayış ve merak, bilinmeyen sulara yapılan zorlu ve tehlikeli yolculuk, içinde yaşadığımız evreni anlamak ve bilmek için girişilen bir sorgulamadır. İnsanı en uzak kıtalara, vahşi yerlere, Ay'a bile götürmüştür bu arayış.

11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 10 Temmuz 2021
Yalan uçar ve gerçek, onun ardından topallayarak gelir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
28
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Ekim 2022 54 dk.

Bell Teoremi (veya "Bell'in Eşitsizlik Teoremi" veya "Bell Eşitsizliği Teoremi") olarak bilinen matematiksel teorem, kuantum mekaniğinin doğası gereği olasılıkçı (probabilistik) olduğunu doğrulayan matematiksel bir teoremdir ve aynı zamanda bu teoremden yola çıkarak geliştirilmiş fiziksel deneylerin sonuçlarına işaret etmekte de kullanılır. Bell Teoremi ve bu teorem sayesinde geliştirilmiş olan fiziksel deneyler, Evren'in kuantum ölçekte olasılıkçı olduğunu göstermiş, Evren'in bu olasılıkçı doğasına işaret eden gözlemleri deterministik yöntemlerle açıklamaya çalışan "yerel gizli değişken" teorilerinin verilerle uyumsuz olduğunu ortaya koymuştur. Bu başarıya giden yoldaki en önemli deneyleri yapan Alain Aspect, John Clauser ve Anton Zeilinger üçlüsü, 2022 Nobel Fizik Ödülü ile taçlandırılmıştır.

Bu bağlamda "yerel" sıfatı, klasik fiziğin ve görelilik teorilerinin önemli bir parçası olan yerellik prensibini kastetmektedir. Bu prensibe göre parçacıklar, sadece yakın civarlarındaki konumda olan bitenden etkilenebilirler ve sadece yakın civarlarındaki nesneleri etkileyebilirler; uzak mesafelerde etkiye sahip olamazlar. Yerellik prensibi, aynı zamanda fiziksel alanlar yoluyla aktarılan bilginin ışık hızından daha hızlı gidemeyeceğini de söyler.

178
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Sevcan Aslan
Sevcan Aslan
172K UP
Yazar 28 Ocak 2021 3 dk.

Tungsten veya wolfram, sembolü "W" ve atom numarası 74 olan kimyasal bir elementtir.[1][2] Tungsten, bir geçiş metalidir ve yeryüzünde büyük bir oranla bileşik halde bulunan, nadir bir elementtir. Diğer geçiş metalleri gibi Tungsten de periyodik tablonun ortasında bulunur. Bu elementler, periyodik tabloda 2-13. gruplar ve 4-7. periyodlar arasında bulunurlar.

Geçiş metalleri çok benzer fiziksel ve kimyasal özelliklere sahiptir. Tungstenin alışılmadık özelliklerinden biri, 3.410°C (6.170°F) olan çok yüksek erime noktasıdır. Metaller arasında en yüksek erime noktasına sahiptir. Önemli özelliklerinden bir diğeri de çok yüksek sıcaklıklarda gücünü koruyabilmesidir. Bu özellikler, tungstenin birincil uygulaması olan alaşımların üretimini açıklar. Bir alaşım, iki veya daha fazla metalin eritilmesi ve karıştırılmasıyla elde edilir. Karışım, hem içindeki metallerin özelliklerini gösterir hem de farklı özellikler gösterir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close