1990 Yılından Bu Yana Böcek Sayısı %25 Oranında Azaldı!
Hemen Harekete Geçilmezse, Bitkilerimizi Tozlaştıran Böceklerin Çoğunu Yitirebiliriz!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Dünya üzerindeki böceklerin sayısına dair bugüne kadarki en büyük analiz, son 25 yılda neredeyse %30 oranında endişe verici bir düşüşü gösteriyor ve Avrupa'daki bilim insanlarını şok eden bu düşüş gittikçe hızlanıyor.
24 Nisan 2020'de Science dergisinde yayımlanan analiz, yaklaşık 1.700 farklı coğrafi konumdan, 166 adet uzun vadeli araştırma anketini bir araya getirdi ve bazı türlerin genel düşüş eğilimini yavaşlattığı görüldü. Özellikle, tatlı su böcekleri, kirli nehirleri ve gölleri temizlemek için her on yılda bir %11 oranında artıyor. Bununla birlikte, bu grup, böcek türlerinin sadece %10'unu temsil ediyor ve bu böcekler, bitkileri tozlaştırmıyor.
Araştırmacılar, böcekler üzerindeki araştırmaların birçok bölgede oldukça yetersiz olduğunu söylüyor. Güney Amerika, Güney Asya ve Afrika'dan ya çok az veri var, ya da hiç veri bulunmuyor. Araştırmacılar şöyle diyor:
Tarım ve kentleşme adına bu bölgelerdeki vahşi habitatların tahrip edilmesi, böcek popülasyonlarını büyük ölçüde azaltıyor olabilir.
Böcekler, sayıca dünya üzerindeki insanlardan 17 kat daha fazla ve insanlığın bağlı olduğu ekosistemler için gerekli olan en çeşitli ve bol hayvanlar. Bitkileri tozlaştırırlar, diğer canlılar için besin kaynağıdırlar ve doğanın atıklarını geri dönüştürürler.
73 ayrı çalışmaya dayanan önceki en büyük analiz sonucu, bilim insanları, böcek kayıplarıyla başa çıkılmadığı taktirde bunun "insanlığın hayatta kalması açısından korkunç sonuçlar doğuracağı" konusunda insanları uyarmıştı. Tahmin edilen düşüş oranı, yeni çalışmadaki tahmin oranından iki kat daha fazlaydı. Diğer uzmanlar ise, böceklerin %50'sinin son 50 yılda yok olduğunu tahmin ediyor.
Bazı farklı konumlarda yapılan son analizler, böcek sayısında ciddi çöküşler yaşandığını kanıtlıyor. Örneğin bu düşüş oranı Almanya'da %75, Porto Riko'da ise %98 oranlarında!
Ancak bu yeni ve çok daha geniş çaplı araştırma, bu kayıp oranının daha düşük olduğunu gösteriyor. Yine de, Leipzig'deki Alman Bütünleştirici Biyoçeşitlilik Araştırmaları Merkezi'nden araştırmaya öncülük eden Roel van Klink şöyle diyor:
Bahsettiğimiz %24'lük oran azımsanacak bir oran değil. Ben çocukken bu oran daha yüksekti. İnsanların her zaman hatırlaması gereken şey, yiyeceğimiz için böceklere gerçekten bağlı olduğumuz.
Yayımlanan analizde, zaman içinde kayıp oranının nasıl değiştiği de incelendi. van Klink şöyle diyor:
Avrupa şimdi daha da kötüye gidiyor gibi görünüyor, bu şok edici bir durum. Sebebini ise bilmiyoruz.
Kuzey Amerika'da düşüşler ise durağan bir çizgi halinde ilerlemeye başladı, ancak oldukça düşük bir seviyede. Başka yerlerde ise, veriler çok daha yetersiz. Van Klink şöyle anlatıyor:
Sonuçlarımız, şehirlerin genişlemesinin böcekler için kötü olduğunu gösteriyor, çünkü her yer onlar için doğal yaşam alanıydı – Bunu tahmin etmek o kadar da zor değil. Bahsettiğimiz sorun özellikle Doğu Asya ve Afrika'da hızla büyüyor. Güney Amerika'da ise Amazon Ormanları'nın tahribatı söz konusu. Bu durumun böcekler ve orada yaşayan tüm hayvanlar için kötü sonuçlar doğurduğu şüphe götürmez. Ne yazık ki, elimizde yeterli veri bulunmuyor.
van Klink, araştırmada böceklerin, doğal alanlarında, insanlar tarafından korunan bir alandan sadece düşük bir oranda biraz daha iyi yaşam mücadelesi verdiğinin belirtildiğini söylüyor.
Bunu çarpıcı ve biraz da şok edici bulduk - bu durum, bir şeylerin ters gittiği anlamına geliyor.
Böcek sayılarındaki düşüş habitat tahribatı, pestisitler ve ışık kirliliği ile ilişkilendiriliyor. Birkaç açık yerel örneğe rağmen, araştırmada iklim krizinin etkisi net olarak belirtilmedi. van Klink, sıcaklık ve yağmurdaki değişikliklerin aynı yerde yaşayan bazı türlere zarar verirken bazılarının sayıca artmasına neden olabileceğini söylüyor. Artan karbondioksit seviyelerinin bitkilerdeki besinleri ve Kansas'taki çayırların çekirge bolluğunu önemli ölçüde azalttığını gösteren başka bir çalışmayı vurguluyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu tüm dünyada gerçekleşiyor olabilir.
Analizde yer almayan, Sussex Üniversitesi'nden Profesör Dave Goulson şöyle diyor:
İnsanlar böcekler konusunda gerçek anlamda endişe duymalı. Bazı su böceklerinin çok düşük bir seviyeden de olsa artıyor olması harika bir haber. Ancak böceklerin büyük kısmı karasal ve bu yeni çalışma zaten açık olan bir gerçeği tekrar gözler önüne seriyor: bu böceklerin sayısı on yıllardır azalıyor.
Koruma yardım kuruluşu Buglife'ın başkanı Matt Shardlow ise şöyle diyor:
Birçok böcek türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu çalışma, böcek bolluğunun ciddi bir oranda azaldığını gösteriyor. Tahmin oranı bazı çalışmalardan daha düşük ancak yine de oldukça yüksek bir oranla karşı karşıyayız.
Uçan böcek sayılarındaki düşüşler de gittikçe büyüyen ekolojik bir felaket olmaya devam ediyor.
Science'ta yayımlanan bir yorum makalesinde, St. Andrews Üniversitesi'nden Maria Dornelas ve Edinburg Üniversitesi'nden Gergana Daskalova; bu yeni araştırmanın bugüne kadarki en geniş çaplı araştırma olduğunu ve en eksiksiz meta-analizi içerdiğini söylüyor. Şöyle diyorlar:
Küçük farklara dikkat etmek, endişe verici düşüşün doğru raporlanması ve umut verici değişimleri dengelememizi sağlıyor.
van Klink ise son olarak şöyle diyor:
Endişelenmek için yeterince sebebimiz var, ancak geç kalmış değiliz. Tatlı su türlerindeki artış, doğru adımları atarsak bu eğilimleri tersine çevirebileceğimiz konusunda biraz olsun umutlanmamızı sağlıyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 5
- 4
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 17:52:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8642
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Guardian. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.