Neandertal Nedir? Kimdir? Neandertaller Hakkında Temel Bilgiler ve Gerçekler...
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Neandertaller olarak bilinen Homo neanderthalensis türü günümüzden 440.000 yıl kadar önce evrimleşmiş, 40.000 ila 28.000 yıl kadar önceyse soyları tükenmiş bir insan türüdür.
Evet, Neandertaller de insandır. Çünkü her ne kadar "insan" sözcüğünü sürekli kendimiz için kullanıyor olsak da, bu sözcük Homo cinsi dahilindeki tüm türleri kapsamak için kullanılmaktadır. Bu sözük, Proto-İndo-Avrupa dillerinde "toprak" anlamına "dhǵhem-"den geldiği düşünülmektedir. Latincede "insan" olarak kullanılan humanus kelimesine dönüşmüştür. Homo sözcüğü, humanus sözcüğünün sıfat halidir. Her ne kadar homo sözcüğü Antik Yunan dilinde "eş, aynı" anlamlara gelen homos ile sıklıkla karıştırılsa da, ikisi birbirinden ayrı dillerdir ve bir alakaları yoktur. Bir diğer deyişle, "homozigot", "homojen" ya da "homoseksüel" sözcüklerindeki "homo-" öneki ile Homo sapiens'deki "homo" sözcüğü aynı anlama gelmemektedir.
Homo sözcüğünün "insan" anlamına gelmesi, bize müthiş bir gerçeği verir (ki çoğu zaman bu gerçeğin muhteşemliğini idrak etmek zor olmaktadır): Dünya üzerinde biz "anatomik olarak modern insan"lar, yani Homo sapiens haricinde birçok "insan" türü yaşamıştır! Onlar da insandır. Bizim gibidirler, sadece farklı türlerdir. Tıpkı bir kuş cinsinin onlarca farklı türü olabilmesi gibi, insanlar da birçok türden oluşan bir gruptur. Geriye sadece biz kaldığımız için, bunu anlamakta zorluk çekeriz. Ancak unutmamak gerekiyor ki biz modern insanlar sadece son 30.000 yıl civarı bir süredir yalnızız. Bu tarihten öncesinde, bizlerle gerek yan yana, gerek uzak duracak şekilde yaşayan başka insan türleri vardı. Düşünme biçimleri, davranışları, görünümleri, özellikleri, bilgileri, kültürleri, algıları bize benzer; ancak yine de yeterince uzak insan türleri... Bu fikir, evrimsel biyolojinin heyecan verici doğasını bizlere hatırlatmaktadır.
Evrimsel süreçte tek bir türün ayakta kalıp, tüm kuzenlerin (ya da çoğunun) yok olmasına çok sık rastlarız. Dolayısıyla modern insanlar olarak bizlerin durumu özel değildir. Bunun sebebi de oldukça anlaşılırdır: birbirine yakın akraba olan türlerden, diğerlerine kıyasla uyum başarısı göreli olarak yüksek olan tek bir tür, zamanla onlara üstün gelir ve yok eder. Aynı durum, ataların yerini torunların almasında da görülür: bir torun türün evrimleşiyor olması, atalarından uyumlu bir grubun var olması demektir. Bu nedenle atanın yeterli süre verildiğinde torunlar tarafından yok edilmesini bekleriz. Evrim tarihinde sıklıkla gördüğümüz de budur (tabii ki istisnalar da vardır).
Burada, bizimle omuz omuza yüz binlerce yıl boyunca yaşayan Neandertaller'e ait ilginç 20 bilgiye vereceğiz. Böylece bir diğer insan türünü, yaşamış en yakın kuzenlerimizi daha yakından tanıyabilmenizi umuyoruz.
Neandertaller ile İlgili 20 Gerçek!
1) Siz, kısmen bir Neandertalsiniz!
Unutmayın: insanların kuzenlerinden söz edilirken sürekli şempanzelerden bahsediliyor olmasının nedeni, onların şu anda yaşayan kuzenlerimiz olmasıdır. Halbuki şempanzelerle ortak atamızdan ayrıldığımız 6 milyon yıl öncesinden bu yana birçok yakın kuzenimiz (ve atamız) yaşamış ve yok olmuştur. Bunların her biri bizlere şempanzelerden çok daha yakın akrabadır. Şempanzelerle genlerimiz %1.23 oranında farklılık gösterirken, Neandertaller ile genlerimiz sadece %0.12 oranında farklılık gösterir. Şempanzelerle aramızdaki ciddi miktardaki farklılığa neden olan bu yüzde düşünüldüğünde, Neandertaller'in bizlere ne kadar yakın hayvan (ve insan) türleri oldukları anlaşılabilecektir. Kıyaslama açısından, sizi Dünya'daki herhangi bir diğer insandan ayıran gen farklılığı %0.1'den azdır ve genellikle %0.08-0.02 arasındadır.
2) Eğer ki Asya veya Kafkasya kökenliyseniz, atalarınız 37.000 yıl kadar önce Neandertal insanlarıyla çiftleşiyorlardı!
Modern genetik veriler, biz modern insanlar ile Neandertaller'in Avrupa'da karşılaşması sonrası çiftleştiklerini net olarak gösteriyor. Asya ve Kafkas toplumlarının genlerinin %4 civarı Neandertal genlerinden oluşmaktadır (buradaki yüzde, spesifik bir genin birebir Neandertaller'den alınma oranını göstermektedir, genetik benzerliği değil). Eğer ki evrim-öncesi tür tanımlarını (liselerde kullanılan "biyolojik tür tanımı" gibi) kullanıyor olsaydık, farklı türlerin birbiriyle çiftleşip verimli döller vermesini bekleyemezdik. Bu nedenle Neandertaller uzun bir süre Homo sapiens neanderthalensis olarak anılmıştır. Ancak bu saçmaydı, çünkü Neandertaller bizden ciddi anlamda farklıdır. Evrimsel biyolojinin daha iyi anlaşılması ve tür tanımlarının daha kapsamlı hale gelmesi sayesinde, farklı türler olup da birbiriyle yakın akraba olanların da verimli döller verebileceğini keşfettik. Türlerin sadece çiftleşme kapasitesine göre ayırt edilemeyeceğini öğrendik. Her ne kadar bu önemli bir ölçüt olsa da, genlerin söylediklerinin çok daha güçlü bilgiler verdiğini fark etik. Böylece bu sorun ortadan kalktı: Neandertaller Homo neanderthalensis, biz modern insanlar Homo sapiens olarak iki gruba ayrıldı.
3) Atalarımızın Neandertaller ile çiftleşmesi kötü bir şey değildi; tam tersine, bugün halen hayatta olmamıza büyük katkı sağladı!
Neandertaller'den çiftleşme sonucu "çaldığımız" genler, Epstein-Barr gibi ölümcül virüslerle mücadele edebilmemizi sağlamaktadır. Stanford Üniversitesi immünologu Laurent Abi-Rached'in söylediğine göre bu virüs, çeşitli kanserlerin görülme sıklığıyla da ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla bugün hayattaysanız, bunu Neandertaller ile çiftleşmiş atalarınıza borçlu olabilirsiniz.
4) Eğer ki ne miktarda Neandertal DNA'sı taşıdığınızı öğrenmek istiyorsanız, bir parça pamuğu yanağınıza bastırıp sıvayarak National Geographic'e gönderebilirsiniz!
National Geographic tarafından yürütülen Genographic Proect, genom dizileme çalışmaları sürdürmektedir ve size belli bir para karşılığı son derece ilginç bilgiler verebilir. Ancak bu, tam bir genom dizilemesi değildir. Sadece spesifik bazı gen bölgeleri analiz edilir. Eğer biraz zenginseniz, tüm genomunuzu diziletmeniz mümkündür. Örneğin 2010 yılında bunu yapan metal müzik grubu Black Sabbath'ın şarkıcısı Ozzy Osbourne, 10. kromozomu üzerinde tipik bir Neandertal geni olduğunu öğrenmiştir.
5) Günümüzde Neandertaller'in tüm genomları dizilendiği için, Harvard Üniversitesi genetik bilimcisi George Church, bir insan annesi kullanarak bir Neandertal'in yeniden doğurulabileceğini düşünmektedir!
Hatta ona göre bunu yapmak bizlere faydalı bile olabilir. Çünkü Neandertaller'in bizden farklı düşünüyor olabileceği gerçeği, günümüzde çözemediğimiz bazı sorunlara katkı sağlayabilir. Konuyla ilgili buradan bilgi alabilirsiniz.
6) Neredeyse hiç kimse, bir Neandertal genomunu okuyabileceğimizi düşünmüyordu.
Ta ki 2010 senesine kadar... Paleontolog Svante Paabo Hırvatistan'dan çıkarılan 3 Neandertal iskeletini kullanarak tam bir genom dizilemeyi başardı!
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
7) Neandertaller ilk olarak 1856 yılında keşfedilmiştir; fakat kolay kolay tanımlanamamıştır.
Almanya'nın Neander Vadisi'nde çalışan madenciler, bir ayıya ait olduğunu düşündükleri fosilleşmiş kemiklere ulaşmışlardır. O bölgede yaşayan yerel bir doğa tarihçisi, biraz daha yakın bir tahminde bulunarak, bunun raşitizm (bir çeşit kemik hastalığı) çeken bir Kazak insanına ait olduğunu düşünmüştür.
8) Charles Darwin, bilim tarihini kökünden değiştirecek olan Türlerin Kökeni isimli şaheserini, bu keşiften 3 sene sonra yayınlamıştır.
Keşfedilen kemikler, Darwin'in evrim teorisi kapsamında ilk defa anatomist William King tarafından incelenmiştir. Böylece tür, ilk defa Homo neanderthalensis olarak isimlendirilmiştir. Ancak William King, hızını alamayarak bu kemiklerin maymunlar ile insanlar arasında bir geçiş türü olduğunu da iddia etmiştir. Bu hatalıdır ve sonradan evrimsel biyologlar tarafından düzeltilmiştir.
9) Neandertaller'in ayrı bir insan türü olduğu konusunda, bu tanımlamadan birkaç on yıl sonrasına kadar şüpheler vardı. Neandertaller'in aslında akromegali (devlik) ya da artirit hastası insanlara ait olduğu iddia ediliyordu.
Bu şüpheler haksız da sayılmaazdı. 1909-1911 yılları arasında patoloji uzmanı paleontolog Marcellin Boule ilk Neandertal iskeletini bir bütün olarak tamamladı. Ancak şans eseri bu iskelet, gerçekten de artirit hastası bir bireye aitti ve tartışmaları alevlendirdi. Fakat sonradan çıkarılan, toplamda 400'den fazla ayrı bireye ait binlerce kemik, Neandertaller'in hepsinin artiritli ya da akromegali olamayacağını ispatladı ve ayrı bir tür olduklarını garantiledi. Zaten genetik araştırmalar da tartışmalara kesin ve son noktayı koydu: Neandertaller, ayrı bir insan türüdür!
10) 1970'li yılların ortalarına kadar gerici yaratılışçılık akımı, bulunan Neandertal kemiklerinin hala hastalıklı insan kemikleri olduğunu iddia ederek halka bunları anlatmayı sürdürüyordu.
Bunun aksi yönde binlerce kanıt sunulması sonucu, yeni yeni bunların bir diğer insan türüne ait olduğunu kabul etmeye başladılar. Bir diğer deyişle bilim karşıtı yaratılışçılar, her konuda olduğu gibi bu konuda da bilimi 1 asır kadar geriden takip etmeyi sürdürüyorlar ve halkın bilim algısını da çarpıtarak köreltiyorlar.
11) Neandertaller çok başarılı el işçileriydi.
Deneme-yanılma yoluyla ve pratikle etkileyici beceriler edinmişlerdi. Öyle ki özellikle taş yontma konusundaki bazı teknikleri, günümüzdeki insanlar tarafından bile zar zor tekrar edilebilmektedir. Fakat sorunları, yaratıcı olamamalarıydı. Ürünlerinde pek fazla çeşitlilik bulunmuyordu.
12) Neandertallere birkaç muhteşem fikirleri nedeniyle haklarını vermek zorundayız!
Bir taşı diğerine çok spesifik belli açılarda vurarak, çok keskin uçlar elde etmeyi başardılar. Bu sivri taşları sopalara bağladılar ve kendi üretimleri olan bir uhu yardımıyla taş ile sopa arasındaki bağı güçlendirdiler. Bu uhunun yapımı, günümüzdekilere kıyasla oldukça basit olsa da, döneme göre oldukça karmaşık bir ateş kontrolünü gerektiriyordu. Neandertaller bunu başarabilmişti.
13) Neandertaller, ürettikleri aletler ile bizon ve yünlü gergedan avlarlardı.
Bu avlanmalar sırasında çok ciddi yara alan, hatta bu yaralar nedeniyle ölen bireylerin iskeletlerine rastlanmıştır.
14) Neandertallerin avlanma sırasında aldığı yaralar, onların jübilesi için yeterli değildi.
Neandertaller hastalık sırasında birbirlerine bakarlardı ve iyileşmelerini sağlarlardı. Bu, onların zekası ile ilgili en önemli bilgilerden birini veriyor: empati sahibiydiler!
15) Neandertallerin kendilerine ait tıp bilgisi vardı!
Öküzgözü olarak da bilinen bir papatya özüne ve kandil çiçeği olarak da bilinen civanperçemi özüne dair izlere rastlanmıştır. Bu iki öz, antienflamatuvar etkilidir. Bu kimyasalların izlerine, Neandertaller'in diş plaklarında rastlanmış olması, bunları tükettiklerini göstermektedir.
16) Neandertallerin kendilerine has bir mutfağı vardı!
Neandertaller de, modern insanlar gibi hepçil bir insan türüydü: hem et, hem ot yiyorlardı. Yine bizler gibi, et ağırlıklı bir hepçil diyete sahiplerdi. Ancak yine insanlar gibi, ellerinden geldiğince bunu bitkisel besinler ile dengeliyorlardı. Kontrol altında tuttuklardı ateşlerde sebzeli füme et yaptıkları düşünülüyor!
17) Neandertallerin moda algısı da vardı!
Arkeologlar, İspanya'nın güneyindeki bir Neandertal mağarasında, derilerine sürdüklerini düşündükleri sarı pigmentlere rastladılar. Bunu Neandertaller'in fondöten olarak kullanmış olma ihtimali var.
18) Neandertallerin kendilerine ait bir sanat algısı da vardı!
2014'ün yazında İspanya'nın Pas Nehri üzerinde keşfedilen El Castillo Mağarası'nda, Neandertaller'e ait en az 40.800 yıllık duvar çizimlerine rastlandı!
19) Neandertaller sanatlarını sessiz icra ederlerdi; zira pek konuşamıyorlardı.
Neandertaller'in ses kutularının anatomik yapısı, onların bazı sesli harfleri çıkaramadığını gösteriyor. Bu da, konuşma yeteneklerini oldukça sınırlıyor olmalıdır.
- Dış Sitelerde Paylaş
20) Neandertaller ile iletişim kurma şansımızı ne yazık ki kaybettik.
Çünkü günümüzden 25.000 yıl kadar önce yok oldular. Eğer onları geri getirmeyi becerebilirsek, tam olarak ne özelliklere sahip olduklarını keşfetme imkanımız olabilir. Fakat etik nedenlerle böyle bir araştırmanın yapılması epey bir bekleyecek gibi gözüküyor.
Bazı Ek Bilgiler
21) Neandertaller'de ölüm algısı ve ölümden sonra yaşam inancı vardı.
Ölülerine mezarlar yapar, sevdikleri eşyalarıyla gömerlerdi. Birçok primat türünde ölüme karşı çeşitli seviyelerde tepki tespit edilmiştir. Şempanzelerde ölüyü inceleme ve ölü yakınlarına taziye gibi bazı davranışlar gözlenmiştir. Ancak insan türleri haricinde hiçbirinde henüz ölüyü eşyalarıyla birlikte gömme gibi davranışlar görülmemiştir.
22) Neandertallerin yok olmalarının nedeni halen kesin olarak bilinmemektedir.
Bugüne kadar hepsi birbirinden güçlü birçok neden ileri sürülmüştür: bizlerin yaşam alanlarını işgal etmesi ve onları öldürmesi, bizlerin göç yollarımızdan taşıdığımız hastalıklara dirençli olmamaları, Buzul Çağı'nın sona ermesine adapte olamamaları, besin kaynaklarının değişmesi, avladıkları besinlerin hızla azalması ve daha nicesi... Bugüne kadar yok oluşları tek bir nedene asla bağlanamamıştır. Muhtemelen bunların bir karışımı sonucu yok oldular. Hatta bazı bilim insanları, aslında teknik olarak yok olmadıklarını, ardı arkası kesilmez çiftleşmeler sonucunda biz Homo sapiens içerisinde asimile olduklarını bile düşünmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 93
- 81
- 58
- 52
- 30
- 28
- 19
- 6
- 3
- 2
- 2
- 1
- Türev İçerik Kaynağı: Discover Magazine | Arşiv Bağlantısı
- R. E. Green, et al. (2010). A Draft Sequence Of The Neandertal Genome. Science, sf: 710-722. | Arşiv Bağlantısı
- J. L. Bischoff, et al. (2003). The Sima De Los Huesos Hominids Date To Beyond U/Th Equilibrium (>350 Kyr) And Perhaps To 400–500 Kyr: New Radiometric Dates. Journal of Archaeological Science, sf: 275-280. | Arşiv Bağlantısı
- C. Duarte, et al. (1999). The Early Upper Paleolithic Human Skeleton From The Abrigo Do Lagar Velho (Portugal) And Modern Human Emergence In Iberia. PNAS, sf: 7604-7609. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 15:28:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3192
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.