Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Yüzünüz İsminizi Ele Veriyor mu? Belli İsimlerin Belli Görünüşleri Olabilir mi?

12 dakika
2,138
Yüzünüz İsminizi Ele Veriyor mu? Belli İsimlerin Belli Görünüşleri Olabilir mi? Mcgill
Tüm Reklamları Kapat

Ela isimli birisi nasıl görünür? Tüm Ela isimli insanları karşılaştırdığımızda ortalama bir Ela'nın nasıl göründüğünü söyleyebilecek bir prototipe ulaşabilir miyiz? Soruyu başkalarından ziyade kendimiz için de sorabiliriz, kendi isimlerimize benziyor muyuz?

Tuhaf bir soru gibi görünüyor değil mi? Zira çoğu ebeveyn çocukları için aday isimleri daha çocuk doğmadan belirlemeye başlıyor. Doğumdan sonra bebeklere isim verildiğinde bile aslında çoğu bebek birbirine benzer özelliklerde oluyor. Peki bir yüz henüz görülmeden önce kendisine verilen isme uyacak şekilde olgunlaşabilir mi?

İlginç şekilde, çoğu insanın isimlerine benzediğini ve yabancı insanların yalnızca yüzümüze bakarak bir listeden adımızı seçmelerinde şanstan daha farklı faktörlerin de ektili olduğunu gösteren kanıtlar var. Bu yüz-isim eşleşmesi tuhaf, hatta tuhaf olmanın ötesinde; bilimde soracağınız soruları sorma şeklinize göre alacağınız yanıt türünün nasıl değişebileceğinin güzel bir örneğini oluşturuyor.

Tüm Reklamları Kapat

Yakup İsimli Birisi Nasıl Görünür?

Bahsettiğimiz etki, 2017 yılında İsrail ve Fransız bilim insanlarından oluşan bir ekip tarafından yayınlanan bir makalede açıklandı. Bu makale insanların, isimlerle yüzleri eşleştirdiği sekiz çalışmanın sonuçlarından oluşuyor.[1]

Bu çalışmaların en dikkat çeken kısmı ise bu konu üzerindeki fikirlerin, konu hakkında yanlış olasılıklara dayanmasıydı. Bir başka deyişle "isim-yüz etkisi" üzerindeki bu çalışma aslında bilimsel süreçlerdeki soru-cevap ilişkisi üzerine modellenmek isteniyordu.

Çalışma kapsamında bir grup öğrenciye teker teker 20 yetişkinin fotoğrafı gösterildi ve gösterilen fotoğraflarla birlikte iletilen beş isimden birisini seçmeleri istendi. Bu deneyde rastgele seçim yapanlar yalnızca %20 başarı oranına ulaşacaktı. Katılımcıların ortalaması ise isim-yüz etkisini doğrular nitelikteydi; zira katılımcılar 20 yüzden 17'sinde %20'lik şanslarını aşarak %28 oranında başarıya ulaştılar.

Ancak bilim insanları şunu düşündüler: Ya verilen yanlış isim seçenekleri bir şekilde gerçek isimlerden farklıysa ve katılımcılarımız bunu anlıyorsa? Bir örnek vermek gerekirse eğer verilen isimler sırasıyla; Aydın, Atakan, Atilla, Ali ve Eymen olsaydı ve doğru isim Eymen olsaydı ne olurdu? Bu nedenle araştırmacılar, bu yanlış seçeneklerin araştırmada kullanılan diğer yüzlerin gerçek adlarından oluştuğu benzer bir deney yaptılar. Katılımcılar yine istatistiksel olarak şansın üzerinde bir başarı oranına ulaştılar.

Tüm Reklamları Kapat

Peki ya örneğin kültürel olgular deneyin sonuçlarını saptırıyorsa? Araştırmacılar İsrail'deki deneylerden sonra Fransa'ya döndüler. Bu sefer deneyi isimleri ne çok yaygın ne de çok nadir olan genç Fransız katılımcıların onar adet vesikalık fotoğrafıyla birlikte, 116 katılımcıyla yeniden gerçekleştirdiler. Şans eseri, %25'lik bir başarı oranı olabilirdi; çünkü bu sefer gerçekleştirilen deneyde fotoğraflarla birlikte yalnızca 4 isim verilmişti. Dolayısıyla yüz-isim etkisinin gerçek olabilmesi için katılımcıların %25'in üzerinde bir istatistiğe ulaşması gerekliydi.

Fransa'daki bu çalışma İsrail'de yürütülen çalışmalardan çok daha yüksek bir istatistik elde etti, tam %41'lik bir başarı oranına ulaştı. Ancak Fransa'daki deneyde, on vesikalık için katılımcıların önlerinde dört isim vardı, bu yüzden İsrail'deki deneye göre katılımcıların doğru isimleri bulmak olasılığı daha yüksekti.

Bilgisayarlar da İsimlerle Yüzleri Eşleştirebiliyor!

İnsan yüzlerinde sahip oldukları isimlerle alakalı izler vardır, bu yüzlere bakan insanlarda çağrışımda bulunan şeyler... Üstelik bu, sadece insanlar için geçerli değildir; eğitilmiş bilgisayarlar da aynısını yapabilirler. Araştırmacılar, 15 kadın ismini paylaşan 36.000'den fazla kadın yüzünü ve 13 erkek ismini paylaşan 58.000'den fazla erkek yüzünü içeren bir veri tabanı üzerinde bir bilgisayarı eğitti. Bu verilerle eğitilmiş bilgisayara eşleştirmesi için yeni yüzler verildiğinde bilgisayarın sergilediği eşleştirme istatistiği şans oranından yüksekti.

İsimler hakkında konuşmamız gereken şey de tam burada. İsimlerin kulağa nasıl geldiği ile yüzleri eşleştirebileceğimize dair bir fikir var. Klasik bir örnek iri yapılı, kel, geniş burunlu bir adam ve atletik yapılı, dolgun saçlı ve dar burunlu bir adamı gösteren iki görüntünün deneklere sunulmasıdır. Katılımcılara bu iki resim gösterilerek kimin Tim, kimin Bob olduğu sorulur.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Katılımcılar büyük bir oranda dolgun saçlı ve atletik adamın Tim, kel ve iri yapılı adamın ise Bob olduğunu söylemiştir. Çünkü "Bob" kelimesi kulağa yuvarlak gelir, hatta Türkçe'de de "O" harfi yuvarlak bir ünlüdür. Dolayısıyla "Bob" kelimesi insanlarda daha yuvarlak yüzlü bir isimle ilişkilendirilir.

Bouba ve Kiki
Bouba ve Kiki
EuroNews

Bu olgunun daha soyut versiyonu ise Bouba-Kiki Etkisi'dir. Bu etkiyi gözlemlemek için atılımcılara iki şekil gösterilir: Bunlardan birisi sivri köşelere sahipken diğer yumuşak kıvrımlara sahiptir. Görsel verildikten sonra katılımcılara bu şekillerle Bouba ve Kiki isimlerinin eşleştirme yapılması söylendi. Katılımcıların çoğu sivri kenarlı şekle Kiki, yumuşak kenarlı olanın ise Bouba olduğunu söyledi. Bu deney ile isimlerin söylenişindeki seslerin, görünüş ile eşleştirildiğini anlıyoruz. Ancak isimleri yüzlerle eşleştirme çalışmalarında olan şey tam olarak bu değil!

Çünkü Fransız katılımcılardan İsrailli yüzleri ve isimleri eşleştirmeleri istendiğinde ve aynı şekilde İsrailli katılımcılardan Fransız yüzlerini ve isimlerini eşleştirmeleri istediğinde başarı oranları beklentinin altında kaldı. Anlaşılan isim-yüz etkisi, kültürlere özgü gibi görünüyor. Yakoov'un yüzünü tanıyabilmek için genellikle neye benzediğini bilmemiz gerekir, isminin kulağa nasıl geldiğini değil. Yani araştırmaların ilgilendiği olgu, ortada eğer görme duyumuzla algılanabilecek bir şey varsa karar vermede görme yetimize güvenmemiz. Ama karşımıza çıkan şey görsel algımızı etkilemiyorsa, bu sefer işitme duyumuzla bir cevap arıyoruz.

Birlikte ele alınan bu sekiz çalışma oldukça etkileyici, ancak hepsi aynı katılımcıların sonuçlarından ortaya çıkıyor. Bu etkiler tekrarlanıyor mu? Eğer bu etkiler gerçekse, bir yüz nasıl oluyor da kültürün ortaya attığı hayali bir prototipe benzemeye başlıyor?

Dorian Gray Etkisi

1891 yılında Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi adındaki romanını yayınladı. Peki nedir bu Dorian Gray'in olayı? Bu portredeki adam harika bir görünüşe sahip, ancak gerçekleştirdiği kötü eylemler sonucunda çatı katında gizlediği portredeki yüz giderek çirkin ve yaşlı hale geliyor. Bundan yola çıkarak insanların isimlerinin yüzlerine yansıdığına dair bir sav geliştirilmiş. Yani toplumda yüzler hakkında sezgiler oluşur, insanlar da farkında olmadan bu stereotiplere bürünür.

Dorian Gray Tasviri
Dorian Gray Tasviri
Leonardo AI

Psikolojide Dorian Gray etkisi, birinin sergilediği dış görünüş ve hareketleri içindeki faktörlere bağlar. Bir kişinin yüzü ile ismi arasındaki bağlantı da bir çeşit Dorian Gray etkisi olabilir; bu etki sayesinde belirli bir isimle büyümek hem davranışlarımızda hem de fiziksel görünüşümüzde değişikliklere yol açar.

Tüm Reklamları Kapat

Bu değişikliklerin en belirgin olanı saç modelidir. Belirli kültürlerde, isimlerin değişik saç modellerini çağrıştırması sebebiyle bu isimlere sahip insanların bilinçaltlarında o saç stillerine sahip olma isteği gelişebilir. Bu kültürel etkiyi popüler kültür ile birlikte de görebilmemiz mümkündür.

Konuyla alakalı İsrail yerel gazetelerinde yapılan çalışmalardan birinde on adayın vesikalık resimleri bazen normal olarak, bazen saçları görünmeyecek şekilde ve bazı durumlarda da yalnızca saçları görünüp yüzleri görülmeyecek şekilde katılımcılara gösterildi. Her üç koşulda da katılımcılar eşleştirme konusunda yalnızca isim-yüz deneyine göre daha yüksek bir başarı yakaladı. Yani yalnızca yüz ve isim yerine olaya yüz, saç ve isimler dahil olunca başarı oranı yükseldi. Üstelik bazı katılımcılar kendilerine verilen 10 resim-saç-yüz eşleştirmesinin 9'unda başarılı oldular. Bazı katılımcıların bireysel olarak %90 başarıya ulaşması gerçekten etkileyici bir sonuçtu.

Dahası, birisi isim-yüz etkisinde iyi bir eşleştirme yakalayamıyorsa, daha iyi bir eşleşme şansı yakalayabilmek için bir lakap kullanabilir. Robert ismi özellikle yapaylık çağrışımında bulunabilir, doğal olmayan bir şeyleri anımsatabilir. Bunun sebebi "Robert" kelimesinin "Robot" kelimesini çağrıştırması olabilir. Bu yüzden Robert ismine sahip birisinin, davranışları etrafındaki kişilerin "Robert" imgesine uymaması sebebiyle "Bob", "Rob" veya "Bobby" gibi bir lakapla çağrılması olasıdır. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz şey, takma adların isimlerin telaffuzunu kolaylaştırmak zorunda olmamasıdır, bazen lakaplar kişinin orijinal adından daha uzun veya telaffuzu zor olabilir. Ama yine de insanlar arkadaşlarını çağırmak için lakaplarını kullanırlar.

Tüm Reklamları Kapat

Robert isminin kültürel prototipi olan "The Uber Robert" (Tr: "Üstün Robert") tamlamasını ele alınca bu isimlerin ve etkilerin nasıl ortaya çıktığını hayal etmek zor olabilir. Sorumuz halen koca bir şekilde önümüzde durmakta: Robert'ın neye benzeyeceğine kim karar veriyor?

Burada, bazı ailelerde belirli isimlerin miras yoluyla aktarıldığını da hatırlamamız gerekiyor, Robert Jr.'ın Robert Sr.'ın oğlu olduğunu ve belki de üçüncü bir Robert yetiştirdiğini ve genlerin de bir nesilden diğerine aktarıldığı gerçeği göz önüne alındığında, isimlerin neye benzediğini hayal edebilmemiz daha olası görünüyor. Belirli bir komünite ele alındığında onlar için bir ismin tanınabilecek belirli özellikleri bir soyun genetiklerine bağlı oluyor.

Elbette, tüm bu okuduklarınız bilimsel literatürde yer almayan gerçek dışı bir bulgunun açıklaması gibi gelebilir. Özellikle İsrail-Fransız jurnalinde yayınlanan araştırmalardan iki yıl önce benzer bir araştırmanın kamuoyuna duyurulması ve yapılan araştırmaların olumsuz sonuçlanması sebebiyle, yayınlanan eski çalışmalar Journal of Articles in Support of the Null Hypothesis'te (Tr: "Boş Hipotezleri Destekleyen Makaleler Dergisi") yayınlanmıştır; bu da makalenin düşündüğümüz kadar havalı ve çekici olmayan, anlamsız bir makale olduğunu söylemenin farklı bir yoludur.[5]

Ancak İsrail-Fransız araştırmaları kendilerinden iki yıl önce yayınlanan araştırmaya göre daha detaylı ve sağlam temele dayanmaktadır. Bu eski çalışmada ise Amerikalı kadınların yüz-isim etkisi deneylerinde erkeklere göre daha doğru sonuçlara ulaştığı bulunmuştur. Ancak isim-yüz etkisi bu sefer de İngilizlerle tekrarlandığında isim-yüz etkisi geçerliliğini kaybetmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Edebiyat Seti 2 (5 kitap)

Dogma

Lars Iyer

Kıyametin eli kulağında. Düşünememekten muzdarip filozoflar W. ve Lars ders vermek üzere “Amerika Birleşik Çöplükleri”ne gider. Bu gezi sırasında, hayatlarındaki tıkanmayı aşmak, düşüncede bir yol bulmak için ortaya dogma dedikleri bir öğreti atar ama anlamsızlıkta daha da kaybolurlar. Varlıklarını meşrulaştıracak tek bir düşünce arayışları yine bir yere varmaz. Bu da yetmezmiş gibi W.’nin korktuğu şey başına gelir ve çalıştığı üniversiteden kovulur. Lars ise evini istila eden sıçanları besleyerek insanlığa ihanet eder. Nietzsche’yi doğrularcasına, iki adam boşluğa yeterince bakınca boşluk da onlara diker gözünü.

Lars Iyer kapitalizm, din, Dogma, kozmik tavuk, dünyanın ve felsefenin sonu gibi karman çorman meseleleri kendine has sade tarzıyla didik didik ediyor. Mizahı elden bırakmayan bir felaket kitabı bu.

“Samuel Beckett’in Vladimir ve Estragon’undan bu yana karşılaştığımız en alışılmadık ve absürd ikili W. ile Lars yeniden sahnede… Godot’yu Beklerken gibi Dogma da varoluşun ve anlamın doğası üzerine kafa patlatıyor. Lars Iyer modern hayatın kaosunu ve boşluğunu komik bir üslupla anlatıyor. Çaresizlik hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı herhalde.”

Library Journal

Karşılaşmalar: Bir Benjamin Romanı

Jay Parini

“Hiçbir zaman tatmin edemediği Tarih Meleği tarafından öldürülmüştü hiç kuşkusuz. Onu öldüren en bariz şeyse genellikle alaycı bir şekilde tetikte bekleyip en sonunda her zaman sahnede belirerek daha önce gerçekleşmiş olan her şeyin, her çıtkırıldım adım ve irkilmenin, gözün her titreşiminin, kalpten hissedilmiş her çizginin ve rasgele her jestin yazarlığını üstelenen Zaman’dı.”

Walter Benjamin’in 1940 yılında Nazi Almanya’sının Fransa’yı işgalinin hemen ardından Paris’ten kaçışıyla başlayan Karşılaşmalar Benjamin’in tutkularıyla tuhaflıklarının peşine düşüp ölümünün matemini tutuyor.

Felsefe tartışmaları, Nazi işgali, savaş ve kaçış ekseninde ilerleyen, Bertolt Brecht, Gershom Scholem, Hannah Arendt gibi isimlerin de yer aldığı romanda, Benjamin arkadaşları ve ailesi, aşkları ve yalnızlığı, hayatı ve intiharı, gözünden sakındığı elyazması sayfalar vasıtasıyla yeniden ete kemiğe bürünürken hayat hikâyesi de yirminci yüzyılın ortasında dünyayı yakıp yıkan korkunç savaşın güçlü bir metaforuna dönüşüyor.

Kodes

Alain Guyard

Kodes’in başkarakteri Lazare Vilain, Fransız Rivierası’nın sağlam kavgacılarından, genelev fedailerinden, soyguncularından ve katillerinden, müptezellerinden ve müptelalarından oluşan ilk ve tek felsefe okulunu kurduğunu hayal eder. Onlarla her gün Kant’ı, Marx’ı, Sokrates’i, Sartre’ı, Schopenhauer’i, erdemi, cesareti, ölümü, aşkı tartışır. Onun için “hayat yeniden lezzetlenmiş, ciddiye alınmayacak bir oyun haline gelmiştir.” Ancak yanılır. Bu oyun hayatını altüst etmeye başlar ve önünü alamadığı bir karmaşanın içine sürüklenir; en kötüsü de karşı çıktığı şeyin kendisine dönüşecek olmasıdır.

Kodes Nîmes Hapishanesi’nde felsefe atölyeleri düzenlemesi için gelen teklifi hemen kabul eden bir felsefe hocasının, Lazare Vilain’in deri değiştirme hikâyesidir. Felsefeyi kodese taşımak onun için felsefeyi anayurduna geri götürmektir. Orada felsefe yalnızca “kentli entelektüelleri” ilgilendiren bir uğraş olmaktan çıkacaktır. Peki, Lazare Vilain’i harekete geçiren nedir?

“Seni canlandıran nedir, hocam? Seni, Lazare Vilain’i hayatta tutan? Bize neden bulaşıyorsun? Kimsin sen? Bunun bir eğlence olduğunu mu sanıyorsun? Hayatın bir oyun olduğunu falan… Hayır, hayat bir oyun değil… Bir savaş, bir sınıf savaşı ve benim kocam bu uğurda canını verdi (…) Sana bir şey söyleyeyim mi… Bir züppe gibi daldın bu işe; herhalde sefaletin en ön sıralarında oturmak tatlı geldi (…) Bir burjuvaya dönüşüyorsun, olan bu. Yasadışı bir burjuvasın, ama neticede bir burjuvasın.”

Spinoza Tayfası

Amsterdam, 1677 / Özgürlüğün İcadı

Maxime Rovere

Spinoza “hayatın geometrisini” nasıl resmetmiştir sorusunun peşinden giden bir roman.

Maxime Rovere’nin bütün yazınsal olanakları kullanarak günümüzde kaybolmuş bir evrenin “hakikatine” yaklaşma denemesi sayılabilecek romanı Spinoza Tayfası, modern akıl ve özgürlük mefhumlarının ortaya çıkışı kabul edilen 17. yüzyıl Avrupası’nda Benedictus Spinoza’nın evrenini şekillendiren gelişmeleri ve tartışmaları ayrıntılarıyla ele alırken, tarihin unutma eğiliminde olduğu fakat Spinoza’yı derinden etkileyen şahısların; anatomistlerin, şairlerin, aktivistlerin, Yahudi cemaatinin önde gelen isimlerinin filozofun yaşamında ve düşüncesinde oynadığı rolleri açığa çıkarıyor.

Rovere, mektuplardan elyazmalarına kapsamlı bir arşiv çalışmasının ürünü romanında Spinoza’nın gündelik yaşamının derinliklerine o denli dalıyor ki felsefi olanla olmayan arasında, biriyle ötekinin yaşamları, fikirleri arasında oluşturulmuş sınırları bulanıklaştırarak filozofun dünyasını anlamaya, hatta anlamanın ne demek olduğuna odaklanıyor.

Wittgenstein Jr.

Lars Iyer

Cambridge Üniversitesi öğrencileri tuhaf görünümlü yeni mantık hocalarının ünlü filozofa benzerliğine kayıtsız kalamazlar: Wittgenstein yeniden Cambridge’dedir. Bildiği, inandığı her şeyi alaşağı edecek gerçek düşüncenin peşinde, yaşarken rüya görmeden ve kendini kandırmadan düşünebilmek, akademinin görünmez prangalarından kurtulmak ve her şeye ulaşabildiğini sanan öğrencilerinin hiçbir şeye ulaşamadığını göstermek uğruna düşüncenin huzurunu bozan melankolik bir filozof.

Ve aşka, sekse, ilişkiye, mantığa, felsefeye, düşünceye ve ölüme dair her şeyi beraber yeniden keşfedecekleri biriyle karşı karşıya olduklarından bihaber on iki öğrenci. Hayatla yüzleşmeden önceki son dönemeçte, er ya da geç hissedecekleri daimi boşluktan nafile kaçışlarında, Wittgenstein’la birlikte saf düşünceyi bulmaya zorlayacaklar kendilerini. Yeni bir düşünce okuluna hayat veren hocalarının peşinde hakikati bulmayı, güzeli ve iyiyi yeniden hissedebilmeyi deneyecekler.

Wittgenstein Jr. soluk almadan bir çırpıda okuyabileceğiniz, içinde yaşadığımız kolektif fanteziyle sizi yüzleştirecek, özlemini duyduğumuz yeni başlangıcın sıradışı manifestosu.

“Dünyanın sonu böyle gelecek, diyor Wittgenstein. Bunun şaka olduğunu sanan bir grup geri zekâlının avam alkışları eşliğinde.”

Devamını Göster
₺881.00
Edebiyat Seti 2 (5 kitap)

Ancak bu araştırma ve Amerika-İngiliz yerlileri ile Fransız-İsrail çalışmaları arasında büyük bir fark vardı. Hayal kırıklığı olan ilk araştırmada, katılımcılara bir isim ve iki yüz verilerek isim-yüz arasındaki çağrışımlar gözlemlenmişti. İsrail-Fransız araştırmasında ise katılımcılara her defasında dört veya beş isim verilerek bu isimlerden hangisinin verilen yüze ait olduğu soruldu.

Bunun önemsiz bir ayrım düşünebilirsiniz, ancak teoride verilen ismi bir yüzle eşleştirmek ile verilen yüzü bir isimle eşleştirmek beyinde farklı süreçleri tetiklemektedir. Araştırma literatüründe, kullanılması uygun olmayan bir yöntemin kullanılması sebebiyle gözden kaçırılan sonuçların veya olası yan etkilerin tespit edildiği birçok örnek bulunmaktadır. Günlük hayatta da dediğimiz gibi, Şeytan her zaman ayrıntılarda gizlidir.

Kadın Katılımcıların Tasviri
Kadın Katılımcıların Tasviri
Leonardo AI

Çoğunlukla güven vermeyen Amerikan-İngiliz araştırması dışında yüz-isim etkisinin gerçekten var olabileceğine dair başka veriler de mevcut! İsrail-Fransız araştırmasının yayınlanmasından tam 10 yıl önce, psikoloji öğrencileri tarafından oluşturulan bir deneyde; güvenlik güçlerinden şüphelinin robot fotoğrafını oluşturan bir yazılımla yalnızca üniversite öğrencileri arasında yaygın olan toplam 15 erkek ismi için tipik yüzler oluşturmaları istendi.

Katılımcıların bu isimler arasından tipik bir Andy, Bill ve Justin'i temsil eden yüzler oluşturmaları gerekiyordu. Araştırmada elde edilen en iyi sonuçlar bir örnek haline getirildi ve sonuçlar araştırmayla bağlantısı olmayan başka öğrenciler tarafından incelendi. Araştırmaya dahil olmayan öğrenciler ise ortaya çıkarılan bu robot yüz çizimlerini beklenenden iyi şekilde eşleştirmeyi başardılar. Üstelik bu yüzlerin hepsi birer kurgu olmasına rağmen, katılımcılar kültürel bir prototip olarak Justin ismine uyacak yüzü bulmuşlardı. Araştırmaya ortaya koyuyordu ki Justin prototipine uyan bir yüze gerçekten Justin demek, o ismin ezberlenmesini kolaylaştırıyordu; ancak Justin prototipine uyan bir yüze Bill demek o ismin hatırlanmasını zorlaştırıyordu. Yani işin içerisine şimdi de isim-yüz-hafıza etkisi girmişti!

Başka bir çalışmada ise insanlara gerçek yüzler ve on olası isim gösterildiğinde rastgele istatistiğin üzerinde oran elde edildi. Şans eseri ulaşılabilecek oran sadece %10, ancak katılımcıların başarı oranı neredeyse %14 idi. Burada verilerin doğru anlaşılması önemli, çünkü şans oranının %10 olması, bir katılımcının alabileceği en düşük istatistik %10'muş gibi algılanabiliyor. Ancak aslında, katılımcılar %0 başarı oranı bile elde edebilir; bu oranın belirttiği şey, kişiler rastgele cevap verirlerse başarı ihtimallerinin %10 olacağıdır. Dolayısıyla bu deneyi %14 ile tamamlayan bireyler, %10 şans ile birlikte %4 gibi bir oran yakalamış olmazlar. Direkt bir şekilde %14 başarı elde etmişlerdir.

Diğer Deneyler

İsrail-Fransız gazetesinin yayınladığı araştırmalardan sonra biraz daha eğlenceli replika deney girişimleri yaşanmıştır, ancak bunlar hakkında burada kesin bir sonuca varmak mümkün değil.

Fransız gazetesi Slate, okuyucularıyla yüz-isim etkisini araştırmak istediğinde bir anket çalışması başlatmıştır, ancak anketin sonuçlarına ulaşılamamıştır. Ek olarak Berkeley'deki California Üniversitesi'nden bir profesör, 106 öğrencisi ve alanındaki erkek öğretim üyelerinin yüzleriyle isim-yüz etkisini araştırmaya çalıştı. Sonuçları bu yazı için paylaşmıştı, ancak araştırmanın "eğlence amaçlı" yapıldığını söyledi. Araştırmada her fotoğraf için kullanılan ve 16 isimden oluşan bir ortak listenin olduğu, ayrıca her yüzün bir isimle eşleşme zorunluluğu olmadığı belirtilmiş. Böyle bir durumda şans yüzdesini hesaplamak da zorlaşıyor. Ayrıca İsrail-Fransız araştırmasından farklı olarak katılımcılara gösterilen fotoğraflarda bulunan kişiler nötr bir ifadede değil; kimi zaman gülümsüyor, kimi zaman ise diğer duyguları belli oluyor ve bazı fotoğraflarda kişilerin kıyafetleri de görünüyor. Böyle birçok faktörün dahil olduğu bir araştırmada yüz-isim etkisini araştırmak zor, çünkü karara etki edebilecek çok sayıda faktör var.

Yüz-isim etkisini ele alan araştırmada büyük sınırlar var, mesela tespit aşamasındaki adayların ve gördükleri fotoğraflardaki kişilerin çoğu yirmili yaşlarda. Peki yaşlı yetişkinler isimlerine benzemiyor mu? Orta yaşlı insanlar bu isim-yüz etkisi araştırmalarında daha iyi performans gösterebilirler mi? Gelecekteki araştırmalar bunu bize söyleyebilir.

Ancak yüz-isim etkisi bir gerçek ise (eğer çoğumuz yetişkinliğe ulaşana kadar nasıl görünmemiz gerektiğine dair kültürel ama ayırt edilebilir davranışlara maruz kalıyorsak), bu Dorian Gray olgusunun olağanüstü bir örneği olacaktır. Bu halde İsrail-Fransız gazetesinin yazarlarından birinin dediği doğru olabilir:

Yüzümüz adeta denizin bir taşı yıllar içerisinde aşındırması gibi yıllar içerisinde zamanla yontulmuştur.

Özetle, küçük dokunuşlarla kültürümüzde paylaşılan bazı soyut arketiplere uyacak şekilde görünümümüzü değiştiriyor olabiliriz. Yüzlerimizin ebeveynlerimizin bize koyduğu isimlere doğru gelişimini ve arketipe giderek benzeyişini ele alan daha derin ve bilimsel araştırmaları sabırsızlıkla bekliyoruz!

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • İnanılmaz 6
  • Tebrikler! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: McGill | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/06/2025 10:06:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17210

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
J. Jarry, et al. Yüzünüz İsminizi Ele Veriyor mu? Belli İsimlerin Belli Görünüşleri Olabilir mi?. (9 Mayıs 2024). Alındığı Tarih: 27 Haziran 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/17210
Jarry, J., Sağlam, G., Alparslan, E. (2024, May 09). Yüzünüz İsminizi Ele Veriyor mu? Belli İsimlerin Belli Görünüşleri Olabilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved June 27, 2025. from https://evrimagaci.org/s/17210
J. Jarry, et al. “Yüzünüz İsminizi Ele Veriyor mu? Belli İsimlerin Belli Görünüşleri Olabilir mi?.” Edited by Eda Alparslan. Translated by Gökdeniz Sağlam, Evrim Ağacı, 09 May. 2024, https://evrimagaci.org/s/17210.
Jarry, Jonathan. Sağlam, Gökdeniz. Alparslan, Eda. “Yüzünüz İsminizi Ele Veriyor mu? Belli İsimlerin Belli Görünüşleri Olabilir mi?.” Edited by Eda Alparslan. Translated by Gökdeniz Sağlam. Evrim Ağacı, May 09, 2024. https://evrimagaci.org/s/17210.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close