Yaşlandıkça Cildimiz Neden Kırışır? Kök Hücre Terapisi, Kırışıklık Giderme Yolunda Gerçek Bir Tedavi Yöntemi Olabilir mi?
Vücudunuzdaki Kırışıklıkları Kök Hücre Tedavisiyle İyileştirebileceğini Söyleyenler, Kök Hücre Tedavisi Uygulamıyor Olabilir!
Bildiğimiz neredeyse hiçbir canlı türü, akıp giden zamana sonsuza dek direnemez ve zaman geçtikçe yaşlanır. İnsanlarda bu yaşlanma, kendisi belirli fiziksel ve zihinsel şekillerde gösterir. Yorgunluk, hafızanın eskisi kadar iyi olmaması gibi semptomların yanında kırışıklar, yaşlılığın en belirgin göstergesi olmaya devam ediyor. Pek çok insan için bu kırışıklıklar oldukça rahatsız edici ve kabul etmesi güç bir durum olabiliyor. Bunun önüne geçmek içinde dünyada çeşitli tedavi yöntemleri kullanılmaya devam ediyor. Bu tedaviler, güvenilirlik ve işe yararlılık konusunda kapsamlı tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu yazımızda yaşlılıkla gelen kırışmalara ve bazı tedavi yöntemlerine bakış atacağız.
Neden Derimizde Kırışmalar Meydana Geliyor?
Derimiz, 3 katmandan oluşur ve en dıştaki katmanı epidermis olarak bilinir. Epidermis, deriyi dış faktörlerden koruyup, derinin nem dengesini sağlamakla görevlidir. Aslında epidermisin üzerinde, tamamen cansız hücrelerden oluşan korun tabakası bulunur; ancak bu, ayrı bir katman olarak sayılmaz.
Epidermisin altında, dermis katmanı bulunur ve burada kılcal kan damarları, kıl kökleri, sinir uçları ve cildin gergin olmasını sağlayan kolajen (kemiklerde, ciltte, kaslarda ve tendonlarda yer alan, insan vücudunda en bol bulunan protein) ve cilde esneklik kazandıran elastin proteinleri bulunur. Bizler yaşlandıkça, bu proteinlerin üretilmesi azalır. Bunun sonucundaysa cildimiz, esnekliğini ve gerginliğini kaybetmeye başlar.
Derideki yağ üreten hücrelerin küçülmesi ile cilt yağlılığını kaybeder ve bu da gerginliğin azalmasına sebep veren bir diğer faktördür. Esneklik kaybıyla beraber derinin deforme olması kolay hale gelir. Tüm bu süreçlerin sonunda kırışıklar oluşarak, deride bu girinti çıkıntılar daha belirgin hale gelir.
Kırışıklıklarla mücadelede botoks ve benzeri estetik ameliyatlar, yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleridir. Ancak bu geleneksel yöntemlere ek olarak, günümüzde kök hücre terapisi de kırışıklıklarla mücadelede giderek yaygınlaşan ve pek çok kliniğin reklamında kullanılan bir yöntem haline gelmeye başlamıştır. Peki bu mümkün mü? Kök hücre tedavisiyle, kırışıklıklardan kurtulabilir miyiz?
Bu soruyu cevaplandırabilmek için, öncelikle kök hücrenin ne olduğuna biraz daha odaklanmalıyız.
Kök Hücre Nedir?
Kök hücreler, yenilenme yetenekleri diğer hücrelere göre çok daha kapsamlı olan, özelleşmemiş veya yarı-özelleşmiş hücrelerdir. Bu özellik, bilim insanların kök hücreyi diğer hücrelere göre farklı yaklaşımlar ile araştırmaya itmiştir ve hücrelerin bu yetenekleri, pek çok hastalığın tedavisi için umut vermektedir. Embriyonik, yetişkin ve indüklenmiş pluripotent kök hücreler olmak üzere başlıca 3 türü vardır.
Kök hücreler, ilk olarak 2. Dünya Savaşı döneminde radyasyondan zarar görmüş hücreler için tedavi araştırılırken, kemik iliğinde tanımlanmıştır. Daha sonraki yıllarda ise saç, deri gibi vücut yapılarında da gözlenmiştir; ama kandaki kök hücrelere göre bu kök hücreler, oldukça farklı gen ve protein yapılarına sahiplerdir.
Bugün, kök hücre sayesinde organ nakillerindeki uyuşmazlıkları önlemekten çeşitli hastalıkların tedavisine ve insan ömrünü uzatmaya kadar çok çeşitli noktalarda kök hücre teknolojisinin adını duymaya başladık. Gelecek dönemde kök hücreler, tıbbın birçok diğer alanında da karşımıza çıkacak gibi gözüküyor. Kök hücrelerle ilgili kapsamlı bilgi almak için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Kırışıklar için Kök Hücre Tedavisi Kullanılabilir mi?
Birçok klinik, kırışıklıklarla mücadelede kök hücre tedavisinden bahsederek, bunun güvenli ve acısız bir yöntem olduğunu belirterek reklamlarında kullanıyor. Ne var ki bilim camiasında herkes, kök hücrelerin kırışıklık tedavisinde kullanılabileceği konusunda hemfikir değil. Üstelik bu konuda yayınlanan bazı makalelerde, kırışıklıklarla mücadelede kullanılan tedavi yönteminin, aslında kök hücre tedavisi olmadığına dair vurgular bulunuyor.
Plastic and Reconstructive Surgery dergisindeki bir makalede, kırışıklıklarla mücadelede bireylere fayda sağlayanın gerçekten kök hücreler mi, yoksa basitçe transfer edilmiş yağ hücrelerinin geçici gençleştirici etkisi mi olup olmadığının net olmadığı belirtilmektedir:[1]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Çok sayıda kliniğin, kök hücre tedavisi olarak pazarladıkları trombosit açısından zengin plazma (PRP) tedavileri sunduğu bulunmuştur. PRP, kök hücre içermez ve trombositlerle zenginleştirilmiş otolog plazmadır. Ancak PRP'yi, bir "kök hücre tedavisi" olarak pazarlamak yanıltıcıdır.
Kök hücre çalışmaları, insanlara umut veren, acısız ve çok daha kolay uygulamalar olduğu için, insanlara heyecanlanarak ani kararlar verebilirler. Ancak unutulmaması gereken nokta, yeni bir tedavi teknolojisinin bilimsel geçerlilik kazanabilmesi için, o alanda yerleşik ve oturmuş sayılabilecek bilimsel çalışmalar yapılması gerekmesidir. Bu konuya, Aesthetic Surgery dergisinde yayınlanan bir diğer makalede şöyle vurgu yapılıyor:[2]
Kozmetik müdahalelerde kök hücre kullanılarak reklam yapılması, küresel ölçüde zararlara sebebiyet verir. Katı olmayan prosedürler sebebiyle kök hücre tedavileri dahil, hastalara asılsız umutlar sağlama ve etik olmayan şekilde pazarlamalar yapma, sonuç olarak bilime ve kök hücreye dair yanlış algılar yaratmaktadır.
Dürüst reklamcılığın birinci ilkesi, müşteriyi aldatmamaya dayanır. Bilimin birinci ilkesi, kendimizi kandırmamaya dayanır. Bilimden ödünç aldığımız "kök hücre" gibi kulağa süslü gelebilecek kelimeleri, bağlamı dışında ve hatalı bir biçimde kullandığımızda, artık bilimin sınırlarından çıkıp, sahtebilimin sınırlarına girmişiz demektir. Bu, samimiyetle tedavi öneren klinikler için kabul edilemez bir hata olacaktır. Araştırmacılar, şöyle yazıyorlar:
Kök hücreler tıp teknolojisi boyunca "büyük bir işkolu" olarak karşımıza çıkıyor. Onların kozmetik sahasındaki potansiyel uygulamaları da bunun istisnası değildir. Son dönemde gündeme gelen yeni bir cerrahi-olmayan yüz estetiği cerrahi tedavi yöntemi(ve piyasadaki yeni süslü kelimelerden birisi), "kök hücreyle gerdirme" yöntemidir. Elimizde var olan akademik literatüre bakarak söyleyebiliriz ki, yüzü gençleştirmek için kullanılan kök hücre tedavisi, deri gerginliğini teorik olarak arttırmaktan ibarettir ve bir yüz gençleştirme yöntemi olarak kabul edilemez.
Gerçekten de, yeni ve orijinal bir teknik olarak pazarlanan kök hücre yüz gençleştirme yöntemleri, çoğunlukla kök hücreyle zenginleştirilmiş yağ doldurma yöntemlerinden ibarettir. Yetişkin kök hücrelerinin gelecekte potansiyel birçok uygulaması olabileceğine dair umut verici veriler olsa da, günümüzde var olan klinik veriler, müşterilere yönelik bu tür pazarlama ve promosyon iddialarını temellendirmeye yetmemektedir. Kök hücreyle yüz gençleştirme/gerdirme yönteminin tam bir yüz gençleştirme prosedürü olduğu iddiası etik dışıdır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 14
- 6
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ A. McArdle, et al. (2014). The Role Of Stem Cells In Aesthetic Surgery. Plastic and Reconstructive Surgery, sf: 193-200. doi: 10.1097/PRS.0000000000000404. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. S. Atiyeh, et al. (2013). Stem Cell Facelift: Between Reality And Fiction. Aesthetic Surgery Journal, sf: 334-338. doi: 10.1177/1090820X13478944. | Arşiv Bağlantısı
- T. Sarıgül. Cildimiz Yaşlandıkça Neden Kırışır?. (21 Kasım 2016). Alındığı Tarih: 9 Ocak 2021. Alındığı Yer: Tübitak bilim genç | Arşiv Bağlantısı
- J. Cepelewicz. What Defines A Stem Cell? Scientists Rethink The Answer. (4 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 9 Ocak 2021. Alındığı Yer: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:11:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9924
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.