Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Virüsler: Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!

5 dakika
26,975
Virüsler: Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!
Tüm Reklamları Kapat

Söz konusu kanser olduğunda enfeksiyonlar iki tarafı keskin kılıç gibidir. Bir açıdan bakılacak olursa, enfeksiyonlar bizim düşmanımızdır. İnsan papillomavirüsü gibi bazı virüslerin tümör gelişimine yol açabilecek pre-malign (habis öncesi) lezyonlar yarattıkları bilinen bir gerçek. Virüsler ve bakteriler gibi patojenlerin yol açtığı kronik iltihapların da kanser oluşumuyla bağı olduğu başka bir gerçek. 

Ancak kanser ve enfeksiyonlar arasındaki ilişkinin başka bir yüzü daha var. Enfeksiyonlar tümör gelişimini durdurabilir. Kansere karşı olan savaşımızda patojenlerin müttefikimiz olabilme potansiyelleri melanom hastalarında üçüncü fazdaki klinik bir deneyin sonuçlarını gördükten sonra onaylandı. Bu çalışmada hastaların tedaviye olan yanıtları, tümörlere genetiği değiştirilmiş bir virüs enjekte edildikten sonra hatrısayılır derecede gelişti. Aslında bu halka yeterince duyurulmamış olsa da, patojenleri kansere karşı bir silah olarak kullanma fikri yeni değil ve başlangıç tarihi bir asırdan öncesine dayanıyor.

İyileşmeden Önce Daha da Hastalanmak

1891 yılında, cerrah William B. Coley kansere karşı alternatif tedaviler aramaya başlamıştı. Genç bir hastasını sağ kolundaki bir sarkoma (kas dokusu tümörü) kaybettikten sonra yıkılan Coley daha iyi bir yol bulmaya karar verdi. Eski tıbbi kayıtlara bakarak daha önce streptokok bakterisinin sebep olduğu yılancık hastalığını geçirmiş kişilerde kanserin gerilediğini gördü. Öğrendiği bu yeni bakış açısı ile heyecanlanan Coley ilk tedavisini tümöre direkt olarak streptokok kültürü enjekte ederek 1891 senesinde gerçekleştirdi. Hastanın takiben ateşi fırlasa ve ölümün eşiğinden dönse de hayatta kaldı ve bakteri saldırısı bittikten sonra tümörü tamamen ortadan kayboldu. Bu hasta sekiz yıl boyunca hiçbir sorun olmadan yaşadıktan sonra kanserin nüks etmesi sebebiyle hayatını kaybetti.

Tüm Reklamları Kapat

Akabinde Coley sarkom hastalarından bazılarını, her ne kadar tedavinin öldürücü olma riski olsa da, bu yöntemle tedavi etmeye çalıştı. Daha sonra tekniğinin güvenliğini geliştirmek için streptokoklarla ısıya dayanıksız bir bakteri tipi olan serratia bakterilerini birleştirerek bu karışımı denedi. Bu bakterilerin bölünerek çoğalma ve yılancık hastalığına sebep olma gibi bir özellikleri yoktu, ancak gene de vücudun bağışıklık tepkisini uyandırabiliyor ve lokal iltihap gerçekleştirebiliyorlardı. Anladığımız üzere, bu yerel iltihap ve akabinde bağışıklık hücrelerinin tümör bölgesine intikal etmesi bu tedavinin başarısındaki anahtar ögelerdi. Bu yöntem Coley’in toksinleri adı verilen ve günümüzde ilk başarılı immunoterapi olan tedavi yönteminin bir örneği olarak tarihe geçmiştir.

Bakteriyel Anti-Kanser Tedavisi

Mesane kanseri de bakterilerin kansere karşı başarılı olarak kullanıldığı bir örnektir. Mesane kanseri teşhis edilmiş hastaların %70 kadarının kasları işgal etmemiş bir tümörü vardır, bu da tümörün mesane içinde rahatça erişilebilir durumda olduğu manasına gelir. Bu durumlarda basit bir ameliyatla tümörün tamamı alınabilir. Ancak maalesef bu kanserin nüks oranı oldukça yüksek olup, risk kategorisine göre %30 ile %75 arasında değişmektedir.

Bacillus Calmette-Guerin (BCG) formülünün mesane içine enjekte edilerek koruyucu bir etki sağlamasına dair ilk makale 1976 yılında basıldı. BCG’nin en bilinen kullanımı verem aşısı şeklindedir. BCG aşısı, uzun bir süre in-vitro (yapay ortamda) kültürde bekletilmiş ve zayıflatılmış büyükbaş cinsi bakterilerden yapılmaktadır. Genel olarak sağlıklı hayvan ve insanlarda verem yaratma ihtimali olmasa da, aşı halen canlı bakterileri barındırmaktadır. Bu bakteriler büyütülebilir ve mesane içine enjekte edilebilir.

Bu yöntem tedaviden sonraki üç yıl içinde kanser nüksü riskini kemoterapi ilaçlarına kıyasla iki kat azaltmıştır. Ancak gene de canlı patojenleri kullanmanın çeşitli yan etkileri vardır, mesane tahrişi ve grip tarzı belirtiler bunların arasındadır.

Tüm Reklamları Kapat

Arama Kurtarma Ekibi Olarak Virüsler

Ancak kansere karşı kullanılabilen tek mikroorganizma bakteri değildir. Bazı virüslerin onkolitik özellikleri vardır (yani özellikle gidip kanser hücrelerine bulaşır ve öldürür) dahası, virüsler laboratuvar ortamında sıfırdan geliştirilebilir, böylece genetik modifikasyona da müsaittirler.

Virüsler fazlasıyla evrimleşmiş tipte bulaşıcı ajanlardır. Bir hücreye girdiklerinde kendi genetik bilgilerini virüsün içine aktarırlar veya söz konusu uçuk virüsü ise hücrenin DNA’sını patlatır. Hücre bu genetik bilgiyi kendisininmiş gibi kullanır ve kodlanan viral proteinleri üretmeye başlar. Bu sayede hücre habersizce daha fazla ve daha fazla viral partikül üretir, ta ki patlayana kadar. Bu yeni yapılan virüsler de kurtularak komşu hücrelere saldırırlar.

Şanslıyız ki hücrelerimizin virüsün stoplazmaya girişini “hissetme” ve proteinlerin üretimini durdurarak veya intihar ederek bu süreci durdurma özellikleri vardır. Bu sıkıca denetlenen fonksiyonun adı “programlı hücre ölümü” olup virüsün daha fazla yayılmasını engeller.

Kanserle alakalı olan ilginç nokta ise bu habis hücreler pek çok genetik mutasyonun ardından hem virüslere karşı kendilerini koruyabilme hem de programlı hücre ölümü gerçekleştirebilme özelliklerini yitirirler. Hatta işin en başında habis olmalarının sebebi ölememeleridir. Yani özellikle tümör hücrelerini hedeflerken sağlıklı hücreleri es geçen virüsleri kullanmak mantıklı bir yöntem olabilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Son yapılan üçüncü fazdaki bir klinik deneyde, genetiği değiştirilmiş bir herpes simplex virüsü (HSV) olan talimogene laharparepvec (T-VEC) kullanıldı. Normal HSV iyi evrimleşmiş ve hücrelerimizin viral sensörlerinden saklanmayı becerebilen bir virüstür. Ancak bu terapötik HSV genetik olarak “aptallaştırılmış” olduğu için sağlıklı hücreler tarafından kontrol altına alınabilirken tümör hücrelerini istila edebilmekte. Virüsün çoğalma özelliği ise elinden alınmamış olduğu için küçük bir doz virüs bile tüm tümör hücreleri yok olana kadar kendini kopyalamaya devam edebilir. Dahası, tümör hücrelerinde GM-CSF faktörünü açığa çıkartarak bağışıklık sistemi hücrelerini tümör bölgesine çekebilmek gibi bir özelliği mevcut. T-VEC’in etkisi bu şekilde katmerlenmiş oluyor, hem tümör hücrelerini direkt olarak yok ederken bağışıklık hücrelerini de bu savaş alanına çekerek işi bitirmelerini sağlıyor.

Daha önceki örneklerle kıyaslandığında bu tedavi genel olarak daha güvenli, tedavi yüzünden ölen kimse yok ve çok az hasta rahatsızık yüzünden tedaviyi kesmiş durumda (%4). Dahası, bu tedavinin başarısı emsalsiz durumda, hastaların %16.3’ü en az altı boyunca remisyona (hastalığın izinin görülmediği “çekilme” dönemi) girerken bu oran kontrol tedavisinde %2.1’de. Daha hafif şiddette melanomu olan hastalar ve ilk olarak bu tedaviyi almak isteyen hastalarda etkiler daha da yüksek durumda. 

Bu veriler kansere karşı immunoterapinin etkisini zenginleştirmek için mikrobik enfeksiyonların potansiyelini göstermekte ve onkoloji alanında yeni tedavilerin geliştirilmesi için yolu açmaktadır.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 9
  • Bilim Budur! 8
  • Muhteşem! 5
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Umut Verici! 2
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 17:22:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3702

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Cinsel Yönelim
Işık
Vegan
2019-Ncov
Bakteriler
Editör Seçkisi
Kafatası
Retrovirüs
İklim
Solunum
Sars Mers
Argüman
Orman
Yer
Bilim İnsanları
Nasa
Adaptasyon
Sinir
Canlı Cansız
Hayatta Kalma
Ana Bulaşma Mekanizması
Zaman
Bilinç
Deprem
Hastalık Kontrolü
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
G. Monnot, et al. Virüsler: Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!. (17 Haziran 2015). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/3702
Monnot, G., Sarıyurt, O., Bakırcı, Ç. M. (2015, June 17). Virüsler: Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!. Evrim Ağacı. Retrieved November 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/3702
G. Monnot, et al. “Virüsler: Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Osmancan Sarıyurt, Evrim Ağacı, 17 Jun. 2015, https://evrimagaci.org/s/3702.
Monnot, Gwennaëlle. Sarıyurt, Osmancan. Bakırcı, Çağrı Mert. “Virüsler: Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Osmancan Sarıyurt. Evrim Ağacı, June 17, 2015. https://evrimagaci.org/s/3702.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close