Uzun Saçın Kısa Tarihi: İnsanlar Neden Uzun Saç Bırakıyor?
2003 tarihli bir araştırmanın Florida’daki eğlence parklarının ziyaretçileri üzerinde yaptığı geniş katılımlı sonuçlarına göre bu yüzyılın çok renkli kozmetik dünyasının sunduğu rengarenk çeşitliliklere rağmen halen kadın ve erkeklerin ortalama saç uzunlukları arasında derin farklar ve gözle görülür, bilinçli bir sosyal yönelim şeması var. Erkek ortalama 12,7 santimetre daha kısa saçlara sahip. Bu fark 1972 tarihli eşmetotlu bir araştırmanın sonuçlarıyla oldukça benzer.
Aslında Antik Çağ boyunca hemen hemen bütün kültürlerde hem kadın hem erkek için uzun saç şıklık, özgürlük ve zenginlik olarak kabul edildi. Eski Yunan’dan Çin’e kadar hepsinde aynı. Hatta bozkır kültürleri, Japonya, Mora, Kuzey Avrupa gibi bölgelerde kısa saç kölelere has bir özellikti ve saçını kesmek bir insana yapılabilecek en ciddi hakaretlerden biriydi. Yunan tanrı ve tanrıçalarının hemen hepsi uzun saçlı tasvir edilmişti, mitolojik kahramanların tümü uzun saçlıydılar. Filozoflar, şairler, yüksek statülü tüm meslek erbapları, din adamları, krallar, kraliçeler daima uzun saçlıdır.
Medeni dünyanın kısa saçla kitlesel olarak tanışması Roma kültürüyle oldu. Geleneksel anlatıya göre Romalı tarih yazarı Yaşlı Plinius bunun başlangıcı olarak MÖ 299’da Sicilya’dan gelen berberlerin halk arasında kısa saç akımını yaygınlaştırmasını işaret ediyor ama kültür tarihçilerine göre Roma’dan önce Etrüsklerde de kısa saçlı tasvir edilmiş halk çizimleri var ve Plinius’un anlattığı başlangıç hikayesi tam doğru olmayabilir. Meşhur Roma tarihçisi Edward Gibbon’a göre kısa saç Romalılarca tam olarak benimsenmemiş bir Etrüsk kalıntısı olmalı çünkü erkeklerde kısmen yaşayan kısa saç kültürü Romalı kadınlarda hiç yok ve yukarıda bahsettiklerimize benzer bir aşağılama anlamı içeriyor. Romalıların Etrüsklerden birçok kültürel mirası yaşattıkları ve Etrüsklerin kendilerine has özellikleri olan, Latin zihinlerde üst-kültür konumuna erişmiş bir dizi kültürel özellikleri olduğu düşünülürse bu çok mantıklı.
Elbette bazı istisnai durumlar yok değil, mesela Firavun döneminde Mısır'da saçları kökünden kesip peruk takmak gibi bir âdet var ve saç resmen pis bir vücut parçası olarak görülüyor. Başka yerlere nispet yaparcasına bu kez, saç kesmemekle kölelik arasında kültürel ilişki izlenir. Buna benzer yerel bazı alışkanlıkları, genellemenin dışında tutabiliriz. Bunların zeminindeki somut nedenleri bulmak pek çok kez zorken özellikle Mısır ve Ekvator çevresi Afrika kültürlerinde bariz bir paraziter hastalık riskinin bu istisnai saçsızlık meyline sebep olduğu düşünülüyor.
Roma’nın tanıştırdığı erkekte kısa saç kültürü Akdeniz çevresinde yavaşça yayıldı, özellikle alt sosyal sınıflarda benimsendi. Hristiyanlığın da eşzamanlı olarak alt toplum kademelerinde yaygınlaşmasından ve sonuçta siyasi gücü elinde toplamasından sonra adı konmamış bir Hristiyanlık sembolü haline geldi. Kısa saç hızla Hristiyanlığa meyleden, mülksüz, mütevazı, kalabalık halk tabakasının saç modeli oldu. Katolik kilisesinin kısa saçı savunan bazı resmî deklarasyonları bile mevcuttur. Böylece Roma kilisesinin etki alanında kalan yerleşimlerde eski asaletin mirası olarak uzun saç ve yeni ruhban düzeninin sembolü olarak kısa saç, çatışan iki kültürel değer olarak yarışmaya girdiler. Kadınlarda hiçbir zaman kısa saç söz konusu olmadı ama kilise kadınların saçlarının herkesin görebileceği yerlerde açık olmaması gerektiği inancını Orta Çağ boyunca yaygınlaştırdı.
Doğu Hristiyanlığı hiçbir zaman kısa saçı benimsemedi. İslam’da da uzun saç yaygındı ve hatta bir görüşe göre sünnet kabul edildi (Dinî yaklaşımın yanında Bedevilerdeki görece daha kısa saç kültürü Arap toplumunun kısa saçı bir geri kalmışlıkla ilişkilendirmesine sebep olmuş olabilir.). Asya’da ise her yerde uzun saç yaygın. Çin’de ergenliğe girmiş çocukların saçını kesmek neredeyse modern zamanlara kadar cezaya tabiydi.
Tüm Doğu kültürleri içinde en büyük karmaşayı yaratan Siddharta Gotama’nın, yaygın bilinen adıyla Buda’nın müritleri ve kıta boyunca yaydıkları öğretiler oldu. Bizzat Gotama’nın uzun saçlı ve son derece gösterişli temsil edildiği çeşitli görsel unsurlara rağmen halefleri Bodhisattvalar, saçın gösterişli bir vücut parçası olarak egoyu, kibri ve kötücül düşünceleri desteklediği savını oluşturdular. Nitekim yüz milyonlarca nüfusun Sanayi Devrimi’ne kadar açıkça maruz kalmadığı kısa saç kültürüne paralel ve derin bir saç kazıma ritüeli Asya boyunca çeşitli toplumsal kademelerde gelişti. Orta Çağ Asyası'nda kellik bir bakıma münzevi bir hayat tercihinin ve dinselliğinin sembolüdür. Bunun yanında neredeyse istisnasız olarak (ki bu “neredeyse” kelimesinin isnadının epeyce çoğunu Japon kültünde samuray liderlerinin bazılarının saç kazıtmayı tercih etmesi oluşturur) siyasal iştah ve karizma kaygısı güden tüm Asya liderleri uzun saçlılığı tercih eder ve Budist sadeliğe lafta kalacak bir saygının ardında küçümseme imasını belli ederler (Yine de Budizm'in çok temel değerlerle iç içe olduğu Hindiçin’de dahi kadınlar tarih boyunca asla kısa saçla veya saç kazıtmayla ilişkilendirilmedi.).
Klasik Avrupa tarihinde kilisenin etkilerine rağmen kısa ve uzun erkek saçı alışkanlığı yan yana yaşamaya devam etti. Şövalyelerin uzun saçlı olması ve yaverlerinin mutlaka onlardan daha kısa saçlı olmaları kesin gerekli görülen bir saygı unsuruydu örneğin. Kraliyet ailelerinin çoğunda saç kesme kültürü yoktu (Özellikle kilise desteğine politik olarak ihtiyaç duyan krallar, örneğin İngiliz kralı II. Aethelred, saçlarını taht oyunları kapsamında ruhbanın desteğine ihtiyaç duyduğu bir dönemde kesmek durumunda kaldı.). Katolik kilisesi ile ilişkisi olanlar, tüccarlar, zanaatkârlar, doğrudan kiliseye bağımlı bir ekonomik hayatı olan köylü ve serf sınıfı saçlarını kısa bırakırdı.
1640-1650 İngiliz İç Savaşı’nı kilise yanlısı dindarların kazanmasından sonra kısa saç taraftarı dinî görüş güç kazandı ve “uzun saçlı (kilise görüşlerini az önemseyen) erkeklerin askerlik görevini iyi yapamayacağı” görüşü orduda kabul görür oldu. Ordudaki askerlerin saç ve sakallarının tıraş edilme âdeti İngiliz ordusundan çıkıp önce Amerika’ya, sonra Prusya’ya, sonra da bu ana askerî ekollerden dünyanın her yerindeki ordulara yayıldı (Osmanlıların askerî giyim reformu da Prusya etkisindedir.). Dolayısıyla askerlik yapan "maço" erkeğin sembolü kısa saç, üniforma ve tıraşlı yüz olarak görülmeye başladı. Uzun saçlı, sakallı ve salaş giyimli erkekler ancak askerlik mesleğinden ve erkeksi beden gücünden uzak mesleklerle uğraşanlar, mesela akademisyenler, müzisyenler, şairler gibi sosyoekonomik statüsü düşük erkekler olarak görülmeye başladı. Okuryazar çevrelerde uzun saçlı erkek ikonik olarak barbar kültürlerle özdeşleştirildi.
Her yerde bu geçiş süreci o kadar kolay olmadı. Batı ve Kuzey Avrupa’nın ara tonlarını ağır ağır yaşadığı çalkantılı geçiş dönemi başka coğrafyalarda pek yaşanmamıştı. İspanyol ordusunda kısa saçlılık âdeti Franco rejimine dek benimsenemedi. Japonya’da ancak Meiji reformlarıyla ve oldukça sancılı bir şekilde kısa saç kabul edilmek zorunda kalındı. Çin’de 1960'larda bile erkeklerin uzun saçlı olmasını yasaklayan yasalara ihtiyaç duyuluyordu. İran’da sanayileşme dönemine dek uzun saç âdeti devam etti ve özellikle Şii dinî görevli tabakası saç kesmeyi alelen reddetti. Etnik Amerikan yerlileri bugün bile saçlarını kesmeyi onursuzluk ve dejenerasyon olarak görürler. Afrika’daki “dreadlock” rasta kültürü halen yaygındır ve uzun saç bırakıp örgülerle bağlamak ritüel düzeyinde değeri olan bir kültür parçasıdır.
Kısa saçlılık ve erkeksi görüntü algısı arasındaki köprüyü tamamlayan son taşı Birinci Dünya Savaşı koydu. O güne dek görülmemiş zorlu şartlar ve son derece sağlıksız siper koşullarıyla savaşa katılan milyonlarca erkek, büyük çapta saç paraziti salgınları tehlikesiyle baş başa kaldı. Ordu düzeni içinde hepsinin sistematik olarak tıraş edilmesi yolu tercih edildi, sakala da müsamaha gösterilmedi. Savaşan milyonlarca erkekten sağ kalanlar dünyanın her yerindeki evlerine kısa saçlı ve sinekkaydı tıraşlı savaşçılar olarak döndüler. Cesaret, vatanseverlik ve özveri kısa saçlı erkekle tamamen özdeşleşirken uzun saç, alt ve alternatif kültürel nostalji olarak 60'ların "Çiçek Çocuklar"ına kadar canlanmaya fırsat bulamadı. Bugün de uzun saçlı erkek figürü, dünyanın birçok yerinde bir kural tanımazlık imgesi olarak algılanmaya devam ediyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 34
- 15
- 6
- 5
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- C. Robbins & M. G. Robbins. (2003). Scalp Hair Length. Ii. Estimating The Percentages Of Adults In The Usa And Larger Populations By Hair Length. Journal of Cosmetic Science, 54, sf: 367-378. | Arşiv Bağlantısı
- John Bostock, M.D., F.R.S., H.T. Riley, Esq., B.A., Ed.. Chap. 59. (59.)—When Barbers Were First Employed.. (7 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 7 Ocak 2019. Alındığı Yer: Perseus | Arşiv Bağlantısı
- Victoria Sherrow. (2006). Encyclopedia Of Hair: A Cultural History. ISBN: 0313331456. Yayınevi: Greenwood Press.
- Jeaneane Fowler. (1997). World Religions: An Introduction For Students. ISBN: 1-898723-48-6. Yayınevi: Sussex Academic Press.
- Merryl Fabry. Now You Know: How Did Long Hair Become A Thing For Women?. (16 Haziran 2016). Alındığı Tarih: 9 Mart 2019. Alındığı Yer: Time | Arşiv Bağlantısı
- Deepti Mahajan et al., et al. The Letter Of Paul To The Corinthians. (9 Mart 2019). Alındığı Tarih: 29 Mayıs 2017. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı
- Elizabeth Bartman. Hair And The Artifice Of Roman Female Adornment. (9 Mart 2019). Alındığı Tarih: 1 Ocak 2001. Alındığı Yer: JSTOR | Arşiv Bağlantısı
- Anthony Syncott. Shame And Glory: A Sociology Of Hair. (9 Mart 2019). Alındığı Tarih: 1 Eylül 1987. Alındığı Yer: JSTOR | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:19:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7508
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.