Uygun Adım Yürümek, Erkekleri Daha Heybetli Hissettiriyor!
Bu haber 10 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
9 Ağustos 2014'te ABD'nin Missouri eyaleti sınırları içindeki Ferguson kasabasında 18 yaşında Afrika kökenli bir Amerikalı'nın beyaz bir polis memuru tarafından vurularak öldürülmesinin ardından tüm ülkenin dikkati polis güçlerinin askeri teçhizat kullanmalarının gerilimi körüklemiş olabileceği konusuna odaklandı. Ancak ya çevik kuvvetlerin her zaman yaptığı uygun adım yürümek gibi basit bir neden polisin protesto hareketlerini bastırmaya çalışırken orantısız güç kullanma olasılığını arttırıyorsa?
UCLA'dan iki sosyal bilimcinin yürüttüğü bir çalışma bu tür bir sonuca işaret ediyor. Çalışmanın duyurulduğu makalenin baş yazarı ve UCLA'da antropoloji profesörü Daniel Fessler şöyle konuşuyor:
Erkeklerin diğer erkeklerle uygun adım yürüdüklerinde, herhangi bir uyum olmadan birlikte yürünülen zamanlara kıyasla olası rakiplerini daha küçük, fiziksel yönden daha az heybetli ve daha az korkutucu buldukları sonucuna vardık. Bu hesap da birlikte uygun adım yürüyen erkeklerin kendilerini daha güçlü ve yenilmez, olası düşmanlarını da daha kolay yok edilebilir görmelerine yol açıyor gibi. Bundan yola çıkarak aynı gerekçenin erkekleri başka zamanlara kıyasla şiddet uygulamaya daha yatkın kıldığını iddia ediyoruz.
Çalışmanın diğer yazarı Colin Holbrook, Ferguson'un medyadaki görüntülerinde sıklıkla polisin elleri havada bekleyen göstericilere yavaşça ve uygun adım yaklaştığının görüldüğünü söylüyor ve şunları ekliyor:
Bir grubu uygun adım yürüyor görmenin oldukça göz korkutucu olmasının yanında, geçmiş araştırmalarca da desteklenen bulgularımız sırf bu eş zamanlı ilerleme hareketinin, gruptakilerin kendilerini daha heybetli hissetmeye ve dolayısıyla daha saldırgan olmaya yatkın olabileceklerini gösteriyor.
Fessler ve Holbrook'un bulguları 27 Ağustos 2014 tarihinde, dünyanın halen aktif durumdaki en eski bilimsel akademisi olan İngiliz Kraliyet Topluluğu (British Royal Society) tarafından yayınlanan Biology Letters dergisinin internet sayısında yayınlandı.
Fessler ve Holbrook, son derece basit deneyleri için 96 üniversite öğrencisi bulmuş ve bunların her birini de bir başka denek rolü yapan kendi elemanları ile eşleştirmişler. Deneklerin yarısına eşleriyle uygun adım yürüme talimatı verilirken diğer yarısına sadece eşleri ile birlikte ama uygun adım olmayan şekilde yürümeleri söylenmiş. Katılımcıların birbirleriyle konuşmalarına izin verilmemiş ve tüm çiftler UCLA'deki Pauley Pavilion binası civarındaki 240 metrelik parkuru yürümüşler.
Sonrasında her katılımcıya, çoğunun tek nedeni çalışmanın gerçek amacını saklamak olan bir dizi test uygulanmış. Eninde sonunda her deneğe yüzünde kızgın bir ifade olan bir erkek resmi gösterilmiş. Sadece bu bilgiye dayanarak deneklerden erkeğin boyunu fit ve inç olarak tahmin etmeleri ve sonrasında da her birinde altı siluet bulunan iki çizelgeden bir resim seçerek yine bu erkeğin cüssesi hakkında tahminde bulunmaları istenmiş. Çizelgelerin birinde her bir resim giderek daha uzun ve büyük, diğerinde ise giderek daha kaslı kişileri resmediyormuş.
Her katılımcı sadece tek bir kişi ile eşleştirildiği halde eşleriyle uygun adım yürüyenler diğerlerine oranla öfkeli erkeğin cüssesinin dikkate değer derecede daha az heybetli olduğu kanısına varmışlar: adamın boyu hakkındaki ortalama tahminleri diğerlerine kıyasla yaklaşık bir inç kadar kısa olmuş. Araştırmacılar aradaki farkın göreli olarak küçük oluşuna karşın bulgunun şans eseri olma olasılığının yüzde bir olduğunu söylüyorlar.
Araştırmacılar çalışmanın polis ve askeri eğitimlerdeki koşullara daha benzer koşullarda yapılması halinde farkın daha da fazla olacağını iddia ediyorlar. UCLA'nın Davranış, Evrim ve Kültür Merkezi'nde doktora sonrası araştırmacısı olan olan Holbrook şunları söylüyor:
Daha çok kişiyi bir arada yürütseydik ve bunlar polis ve askeri eğitimlerdeki gibi defalarca uygun adımda yürüselerdi daha da güçlü bir etki görürdük.
Araştırmacılar insanların uygun adım yürüyüşü gruplarının gücünün bir göstergesi olarak görecek şekilde evrimleştiklerini öne sürüyorlar. Dahası, bu algı her iki taraftaki gözlemciler için de geçerli: Birlikte yürüyenler için olduğu kadar özellikle olası rakipler için de. Aynı zamanda Davranış, Evrim ve Kültür Merkezi'nin de direktörü olan Fessler şunları ekliyor:
Birlikte uygun adım yürüyebilme yetisi kişinin etkin bir dövüşme ittifakının da bir parçası olduğunun göstergesi. Bu da kazara oluşmuş bir şey değil. Bireylerin eş zamanlı davranıyor olmalarından bunun için uygun bir gerekçeleri olduğu çıkarılabilir. Aynı zamanda diğerlerinin ne yaptığına dikkat edebiliyor olmalılar, yetkin ve yetenekli olmalılar. Beynimizin derinlerde bir bölgesi bütün bu bağlantıları kaydediyor.
Bu bağlantı silahlı kuvvetlerin giderek daha fazla hava saldırılarına dayandırıldığı şu zamanlarda bile askeri resmi geçitlerin ve eğitimlerin sürdürülüyor olmasını açıklamakta da yardımcı olabilir diyor araştırmacılar. Spor müsabakalarındaki yürüyüş performansları ya da stadyumlarda taraftarların birdenbire dalga gösterisine kalkışmaları bilinçaltından da olsa katılımcıların güçlü ve korkutucu bir birliğin parçası oldukları işaretini gönderiyor.
Araştırmalar uygun adım yürümenin insanları saldırganlığa daha yatkın hale getirdiğini de gösteriyorlar. 2012 yılında bir Güney Kaliforniya Üniversitesi profesörü tarafından yürütülen bir çalışma, bir başkasıyla eş zamanlı adımlarla yürüyen deneklerin herhangi bir uyum gözetmeden birlikte yürüyenlere kıyasla bir tespih böceğinin ölümüne yol açacağına daha kolay inandıkları hareketlerde bulunabileceklerini gösteriyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Birçok türde doğal seçim diğerleriyle eş zamanlı hareket edebilen hayvanları öne çıkarıyor. Örneğin 2014 yılında yayımlanan bir başka araştırmada Florida Atlantik Üniversitesi'nden araştırmacılar sıkı koordine edilmiş gruplarda hareket eden yunusların daha az sıklıkta eş zamanlı hareket eden yunuslarla giriştikleri kavgaları kazanmaya daha yatkın olduklarını buldular.
Fessler ve Holbrook'un son bulguları insanların tehlikeli bir durumda bir başkasından gelebilecek zararı öngörmeye çalışırken yaptıkları bilinç dışı varsayımlar üzerine yürüttükleri sayısı otuzu bulan araştırmaya ekliyor. Hava Kuvvetleri Bilimsel Araştırmalar Bürosu'nun maddi olarak desteklediği çalışmada araştırmacılar insanların olası rakiplerinden doğabilecek riski hesaplarken saldırganın cüssesi hakkında hızlı bir zihinsel resim oluşturduklarını ve bunun saldırganın cüssesinin söz konusu riskle ilgili olup olmadığından bağımsız olarak yaptıklarını bulmuşlar.
Örneğin Fessler ve Holbrook, bir düşmanın tasavvur edilen cüssesi ve kaslılığının bu kişinin silahlara erişimi, risk alma eğilimi ve Usama Bin Laden'in ölümünün hemen ardından yürüttükleri bir çalışmada da liderinin başarı ya da başarısızlığından etkilendiğini bulmuşlar. Aynı zamanda erkeklerin grup halinde olduklarında olası düşmanlarının cüssesini daha küçük tasavvur ettiklerini de ortaya çıkartmışlar. Fessler'in konu hakkında son açıklamaları da şu şekilde:
Bir başka kişiyle eş zamanlı hareket deneyimi olası bir saldırganın daha az tehditkar bir resmini çizmemize yol açıyor. Akıl gözümüzde daha küçük ve daha az heybetli olarak beliriyorlar. Sadece uygun adım yürümek bile 'Biz bu herifi alt ederiz' şeklinde düşünmemizi daha olanaklı kılıyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Phys.org | Arşiv Bağlantısı
- D. M. T. Fessler, et al. (2014). Marching Into Battle: Synchronized Walking Diminishes The Conceptualized Formidability Of An Antagonist In Men. Biology Letters. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 15:23:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2664
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Phys.org. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.