Uranyumu "Soluyarak" Etkisiz Hale Getiren Bakteri!
Bu haber 8 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Uranyum “soluyan” bir bakteri türü nükleer silah yapmak için uranyum cevheri işlenen mevkilerin kirletilmiş yer altı sularını temizlemede anahtar görevi görebilir.
Rutgers Üniversitesinden bir grup bilim insanı, Denver’ın yaklaşık 300 km batısındaki Rifle/Colarado’da bulunan eski bir uranyum cevher işleme merkezindeki toprakta, bu yazıya konu olan bakteriyi keşfetti. Bakterinin keşfedildiği yer nükleer silah üretiminin doruk noktaya ulaştığı zamanlardan kalma Colorado’daki dokuz cevher işleme merkezinden birini içeriyor.
ABD Enerji Bakanlığı projelerinden biri olan araştırma, yıllar önce toprağa sızarak bugün alandaki içme suyunu tehlikeli hale getiren uranyumun mikroorganizmalar tarafından hapsedilip edilemeyeceğini araştırıyor.
Araştırma ekibinin PLoS ONE dergisinde bu buluşu bilim insanlarının yaygın bir bakteri türü olan betaproteobacteria türünün uranyum soluyabildiğini gözlemlediği ilk olaydır. Bu bakteri türü yaşam enerjisini elde etmek için uygulaması gereken bir dizi kimyasal reaksiyonu hem oksijen hem de uranyum kullanarak gerçekleştirebiliyor. Çevre ve Biyoloji Bilimleri Fakültesi’nde deniz ve kıyı bilimleri profesörü olan Lee Kerkhof’un sözleri şöyle:
Yeni keşfedilen bakteri türü sudaki uranyum bileşimleriyle etkileşerek uranyumu hareketsiz kılıyor. Nihayetinde artık yer altı sularında çözünmüş halde bulunamayan uranyum yüzeyden alınan içme suyunu kirletemiyor.
Kerkhof ABD Enerji Bakanlığı araştırmacılarıyla birlikte çalışan Rutgers ekibinin başında bulunuyor.
Mikrobiyal dünyada uranyum solumanın pek yaygın olduğu söylenemez. Uranyum soluyabilen bakterilerin birçoğu oksijen soluyamaz fakat genellikle katı demir formları olan metal bileşimlerini soluyabilirler. Bilim insanları, demir bileşenlerini soluyabilen bakteriler aktif olduğunda yer altı sularındaki uranyum konsantrasyonunda düşüşü zaten gözlemlemişlerdi sonunda bu bakterilerin doğrudan uranyum soludukları da gösterildi.
Bakterinin uranyum üzerinde uyguladığı kimyasal reaksiyon aslında bilinen bir “indirgeme” veya elektron alışverişi. Kerkhof’un açıklamasına göre, bu bakteriler tarafından indirgenen uranyumun daha sonra yüzey altında nasıl davrandığı hala gizemini koruyor. Kerkhof ve ekibi, bakterilerin uranyum nanopartikülleri oluşturduğunu düşünüyorlar. Fakat işin mineralojisi hala yeterince bilinmiyor ve devam etmekte olan araştırmanın konularından birini oluşturuyor.
Rutgers ekibi Rifle’dan gelen örneklerdeki uranyumun insanlar için olduğu kadar mikroorganizmalar için de toksik olduğunu fark edip uranyum soluyan bu bakteriyi laboratuvar ortamında izole edebildi. Uranyumun hareketsiz olduğu örneklere yeniden azar azar doğru oranlarda çözünmüş uranyum konsantrasyonu ekleyip bakteriyel aktivitenin işaretlerini gözlemlemeye çalıştılar. Doğru oranda konsantrasyonu bulduklarında, alışılmışın dışında olan bu türü izole etme şansını artık yakalamışlardı.
Kesin olarak bu türün nasıl evrimleştiği sorusuna Kerkhof şu an için emin olmadıkları cevabını vermekle beraber bakterilerin birbirlerine genlerini aktarabildiğini söylüyor. Nasıl ki bir bakteri antibiyotik veya ağır metal toksisitesine bağışıklık kazanabiliyorsa, bu bakteri de aynı şekilde “uranyum toksisitesinin nötrlenmesini, hatta uranyumla beslenerek büyümesini sağlayan genetik bir unsur kazanmış durumda.” Kerkhof’un araştırma ekibi gelecekteki genetik çalışmalar için bakterinin gen dizilim haritasını tamamladı. Böylece ileride hangi genetik unsurun bakteriye uranyumla beslenerek büyüme şansı sağladığını bulmayı ümit ediyorlar.
Kerkhof, Rifle’deki bu yer altı suları kirliliği sorununun etkilerini azaltmada söz konusu bakterilerin potansiyeline oldukça güveniyor. Başlangıçta bilim insanları yer altı sularının, içerdiği çözünmüş uranyumla birlikte doğruca Colorado Nehri'ne akacağını ve böylece tehlikesiz seviyelere seyreltilmiş olacağını düşünüyorlardı. Fakat bu gerçekleşmedi. Elde olan diğer temizleme yöntemlerinden kirlenmiş toprağı kazarak çıkarmak veya kuvvetli kimyasallar kullanmak ise ya çok masraflı ya da zararlı işlemler.
Kerkhof’a göre “radyoaktif maddelerin görece seyreltik fakat yine de tehlikeli kabul edilen sınırlarda gezdiği bu gibi durumlarda, kirliliği temizlemek için kullanılacak yol biyolojinin ta kendisi.” Eğer bakterileri kullanma yaklaşımı başarılı olursa, uranyumun nükleer silah veya elektrik santrali yakıtı için işlendiği diğer yerlerde de bu yöntem kullanılabilir. Şu an bu tarz problemler çok yaygın olmamakla beraber Kerkhof’a göre kirlenme tehlikesi içeren birçok su kaynağı var. Ayrıca problem, uranyum cevheri işlenen bölgeler dışına da yayılabilir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kerkhof’a göre Orta Doğu gibi savaşın yaşandığı yerlerde de yer altı suları yüksek seviyede uranyum içerme riskine açık durumda olabilir çünkü zırh delici mühimmatların çoğunda seyreltilmiş uranyum kullanılmaktadır.
Not: Bu yazıyı çeviren Umur Ulaş Harman'a teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 6
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Phys.org | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/12/2024 13:47:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4805
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Phys.org. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.