Türklerin Tarih Boyunca Kullandığı Alfabeler
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Alfabenin keşfinden sonra insanlık tarihinin yazılı kanıtları da oluşmaya başlamıştır. İlk alfabeler şüphesiz ki diğer alfabelerin öncüsü olmuştur. Dünya üzerinde çok farklı dillerin kullanıldığını ve toplumların kültürel, siyasal, dinsel ve gelişimsel farklılıklarını da düşünürsek farklı alfabelerin doğmasına hiç şaşırmamamız gerekir. Bu yazımızda Türklerin kullandığı alfabelerin zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini incelemeye çalışacağız.
İlk Alfabe Nasıl Doğdu?
Alfabenin doğmasından önce resimli sembollerle gösterilen ve hiyeroglif olarak olarak adlandırılan ilk yazma sistemleri doğmuştur. Şu ana kadar bulunan ilk örneklerine ise MÖ 3200-3000 yıllarında Mısır'da bulunan mezarlarda rastlanır. Hiyeroglif yazma sistemi MS 4. yüzyıla kadar kullanılmıştır ve soldan sağa doğru yazılmıştır. Bu görseller taş kalemlerle yumuşak kile yapılmıştır.
MÖ 1750-1850 yılları arasında bir grup Sami dili konuşan insan, Mısır hiyeroglifini kendi dillerini temsil edecek şekilde uyarlamışlardır. Bu Proto-Sinait sistem, ilk alfabetik yazı sistemi olarak kabul edilir. Ünlü seslerin ihmal edildiği bu alfabede ünsüz sesler için semboller vardır. Bu alfabe Lübnan, Suriye ve İsrail’in bir bölümünü işgal eden Fenike deniz tüccarları tarafından yayılmıştır. Daha sonra MÖ 1200'lü yıllarda Fenike alfabesi oluşturulmuştur. 22 sembolden oluşan bu alfabe, öğrenmesi ve çizmesi kolay bir alfabedir.
Türkler'in Kullandığı Alfabeler
1. Göktürk (Orhun) Alfabesi
Türk diline ait bilinen en eski yazı örnekleri, Moğolistan'daki Orhun nehri vadisinde 19. yüzyılda bulunmuş yazıtlardır. Keşfedilen Orhun yazıtlarından bazıları Bilge Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarıdır. Bu yazı örnekleri MS 8. yüzyılın başlarından kalma en eski Türk alfabesi olup Göktürk ya da Orhun alfabesi olarak bilinir ve taşlar üzerine yazılmıştır. Göktürk alfabesi 38 harflidir, 4 ünlü ve 34 ünsüz harften oluşur ve sağdan sola doğru yazılır. Göktürk alfabesini bazı değişikliklere uğratarak Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler ve Sekeller de kullanmıştır.
Orhun yazıtlarının dili çok fazla milli duygular barındırır ve çok heyecanlı yazılmıştır. Bilge Kağan yazıtından bir bölüm:
Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe ilini töreni kim bozabilir?
Ey Türk ulusu! Kendine dön. Seni yükseltmiş Bilge Kağanı'na, özgür ve bağımsız ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün.
Tüm Reklamları KapatUlusun adı sanı yok olmasın diye, Türk ulusu için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiye, bitesiye çalıştım...
Daha sonra, Yenisey veya Sibirya Runik alfabesi olarak bilinen ve Orhun alfabesine benzeyen yazıtlar, Yenisey ve Sibirya'nın diğer bölgelerinde de bulunmuştur. Bu yazıtlar, her ne kadar çizmek zor olsa da taş veya ahşap gibi sert yüzeylere yapılmıştır. Runik alfabesinin ilk Yunan alfabesinden türetildiği düşünülür çünkü harfler birbirine benzemektedir. Alternatif olarak İtalya'daki Etruscan veya diğer diller için kullanılan eski alfabelerden birinden türetilmiş olduğu da düşünülmektedir. Bilinen en eski Runik yazıtlar MS 1. yüzyıldan kalmadır ama yazıtların çoğunluğu 11. yüzyıldan kalmadır. Balkanlar'dan Britanya’ya kadar Runik yazıtlara rastlanmıştır.
Orhun alfabesinin, Soğut (ya da Soğd) diyaloglarının el yazısı olmayan bir versiyonundan türetildiği ya da ilham aldığı düşünülmektedir. MS 9. yüzyılda Orhun ve Yenisey alfabesi artık yerini Uygur alfabesine bırakmıştır. Bu alfabe Soğut (ya da Soğd) diyaloglarının yazılı versiyonundan türetilmiştir.
Soğut alfabesi (Soğd alfabesi) ise Arami yazısının mahalli bir türünden ve muhtemelen Pehlevi yazısından geliştirilmiş bir alfabedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
2. Eski Türk Alfabesi
Uygurca, Çin'in kuzey batısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, 2016 itibariyle yaklaşık 25 milyon kişinin konuştuğu resmi dildir. Kazakistan ve Özbekistan'da da Uygurca konuşan topluluklar vardır.
Uygur alfabesi ilk olarak Sogdian'dan (Soğd) türetilmiş bir alfabedir ama Türk dilinin ses ihtiyaçlarını karşılamak için Sogdian'ın (Soğd) yeni bir versiyonu olarak türetilmiştir. Göktürk Kağanlığı’nın (552–744) yıkılmasından sonra kurulan Uygur Kağanlığı’nın (744–840) bazı hanlıkları Mani, bazıları da Budizm dinini seçmişti. Dolayısıyla eserlerinde de bu dinlerin esaslarını anlatırlar. İlk metin örneklerine 8. yüzyılda rastlanır. Uygurlar kâğıt ve matbaayı kullanan ilk Türk kavmidir; kültürlerinin renkliliği ile edebiyat, sanat ve hukuk alanlarında çok sayıda eser üretmişlerdir. Eski Uygur alfabesi, Uygur Devleti’nin yıkılmasından sonra da kullanılmıştır. Eski Uygur alfabesi 18 harften oluşur ve sağdan sola doğru yazılır.
3. Arap Alfabesi
Türklerin İslamiyeti kabulünden, yani 10. yüzyıldan sonra Türk-İslam devletlerinde Arap alfabesi kullanılmaya başlanmıştır ve zaman içinde bazı değişikliklere uğrayarak 1 Kasım 1928’deki Harf Devrimi’ne kadar kullanılmıştır.
Burada şu önemle vurgulanmalıdır: Arapça harflere dayalı, yüzlerce yıl boyunca kullanılan Osmanlıca isimli dil, aslında ayrı bir dil değildir; Türkçe olarak bilinen dilin, Arap ve Fars alfabesinin harfleriyle yazılması sonucu doğmuştur. Elbette her dil gibi, örneğin 15. yüzyılda kullanılan Türkçe ile 21. yüzyılda kullanılan Türkçe arasında farklar vardır. Çünkü diller, statik değil, dinamik olgulardır. Tıpkı canlılık gibi evrimleşirler, gelişirler, değişirler. Dahası, diğer dillerle akrabalık ilişkileri de vardır; çünkü her toplum kendi dilini yoktan yaratmamış, bulunulan coğrafya ve kültürel evrim süreci çerçevesinde edinmiştir. Dilleri koyan bir yasa koyucu yoktur; diller, kendiliğinden ve doğal süreçlerle evrimleşen yapılardır.
Tarih bilimcilerine göre, Türkler ile Müslüman Araplar arasındaki ilk ittifak, 751 yılında gerçekleşen Talas Savaşı'nda Türkler ile Müslümanların Çinliler'e karşı savaşmalarıdır. Bu ittifak ile Türkler'in İslamiyet’e, dolayısıyla da Arap harflerine yakınlaştığı düşünülür.
Arap alfabesi MS 2-4. yüzyıllar arasında Nebati yazısı kullanılarak geliştirilmiştir. Arap alfabesinin en eski yazı örnekleri MS 6. yüzyıldan kalmadır. Arap alfabesi 28 harften oluşan, sağdan sola ve yatay yazılan bir alfabedir. Arap alfabesinde büyük küçük harf ayrımı ve noktalama işaretleri yoktur. Ayrıca Arap alfabesi sadece üç tane sesli harfe sahiptir. Arap alfabesindeki harflerin 22 tanesi Sami alfabesinden alınmıştır ve geriye kalan 6 harf ise Arapçaya özgü olan seslerdir.
Türklerin kullandıkları Arap alfabesinde 31 ile 36 arası harf vardır. Arap alfabesi Türkçe’deki seslerin çoğunu karşılayamadığı için bazı sesler Farsça’dan alınmıştır: p, ç ve j harfleri. Ayrıca Arap alfabesindeki ünlü sesler Türkçedeki ünlü seslerin hepsini karşılayamamıştır.
4. Latin-Asıllı Türk Alfabesi
1 Kasım 1928 tarihinde ''Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun''un kabulüyle Arap harflerinden oluşan Arap alfabesi kaldırıldı ve yerine Latin alfabesi yürürlüğe kondu. Bu alfabeye, Latin alfabesini birebir kullanmıyor olmasından ötürü kimi zaman Latin-asıllı Türk Alfabesi, Türkçe Latin Alfabesi ya da kısaca Türk Alfabesi de dense de, harflerin büyük çoğunluğunu Latin harfleri oluşturduğu için bunu da Latin alfabesi olarak görmek gerekmektedir. Aşağıda, Klasik Latin Alfabesi görülebilir:
Ancak unutmamak gerekiyor ki, birçok ülke Latin alfabesini esas alarak, üzerine kendine has sesleri de ekleyerek (veya gereksiz olanları çıkararak) kendi alfabelerini üretmiştir. Buna bir örnek olarak Estonya Alfabesi verilebilir:
İşte benzer şekilde, Türkiye de kendine has bir alfabeyi nihayetinde Latin-alfabesini esas alarak inşa edebilmeyi başarmıştır.
Latin alfabesi, Türkçedeki sesleri neredeyse kusursuz bir şekilde karşıladığı için Türkçenin ifadesini fazlasıyla kolaylaştırmaktadır. Bu alfabeye geçilmesi sonrasında, Arapçanın Türkçeyi tam olarak ifade edememesinden kaynaklı sorunların birçoğu son bulmuştur. Ayrıca Türk alfabesinin kullanılmasıyla birlikte imlâ kargaşaları da ortadan kalkmıştır. Belki de en önemlisi, Latin alfabesi sayesinde Türkçenin fonetik bir şekilde yazılması; yani yazıldığı şekilde okunması (veya okunduğu gibi yazılması) mümkün olmuştur. Bu, günümüzde pek az sayıda dilin başarabildiği bir durumdur.
Yeni alfabeye geçiş, 1900'lerin başında Türkiye'deki okuma-yazma oranları son derece düşük olduğu için hiç de zor olmamıştır. Geçiş sürecinde aileler evlerinde kimi zaman Arapça alfabeyi kullanmayı sürdürmüş olsalar da, resmî işler kısa bir sürede yeni alfabeye dönüştürülmüştür. Bu süreçte diğer dillerden (özellikle de Farsça ve Arapçadan) ödünç alınan çok sayıda sözcüğün yerine Türkçeleri getirilmiştir. Osmanlıcanın halk dilindeki etkisi, özellikle 1960'lardan sonra halk arasında hissedilemeyecek kadar azalmıştır.
5. Kiril Alfabesi
Kiril alfabesi yaygın olarak Slav dillerinin yazımında kullanılan, Yunan alfabesinden geliştirilmiş Rus alfabesidir. İlk Kiril yazısı, Aziz Kiril ve kardeşi Metodius tarafından 9. yüzyılın başlarında yazılmıştır. Hâlen Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Bosna, Sırbistan ve diğer ülkelerde kullanılmaktadır.
1917’deki Rus devriminden sonra kurulan Sovyetler Birliği’nde yaşayan Türkler’in 1930’lu yıllarda Kiril alfabesini kullanması yasalaştırılarak zorunlu kılınmıştır. Kiril alfabesi sembollerden oluşur ve 38 harf içerir. Alfabede 11 tane sesli harf bulunmaktadır ve aynı zamanda soldan sağa doğru yazılıp okunmaktadır.
Sonuç
Bütün diğer toplumlarda olduğu gibi Türk topluluklarında ve devletlerinde kullanılan diller ve alfabeler değişikliklere uğramıştır. Bazen isteyerek bazense zorunlu kılınarak bazı geçişler sağlanmıştır.
Türkler, bugüne kadar birçok göç yolundan geçip, çok sayıda toplumla karıştığı için, dilleri de coğrafyalarına bağlı olarak evrimleşmiş, değişmiş, gelişmiştir. Yapılan incelemeler, Türkik (Türk-kökenli) dilleri aşağıdaki gibi sınıflandırmaktadır:
Yukarıdaki aile arasında en sık kullanılan dilleri, en sık konuşuldukları ülkeleri, kullandıkları alfabeyi ve toplam konuşan kişi sayısını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
- Türkiye Türkçesi (Türkiye, Kıbrıs, Yunanistan, Makedonya): Latin Alfabesi, 85 milyon
- Azerbaycan Türkçesi (Azerbaycan, İran): Latin ve Arap Alfabesi, 29 milyon
- Özbek Türkçesi (Özbekistan, Afganistan, Tacikistan): Latin, Kiril ve Arap Alfabesi, 27 milyon
- Uygur Türkçesi (Çin, Kazakistan): Arap Alfabesi, 11 milyon
- Kazak Türkçesi (Kazakistan): Kiril, Latin ve Arap Alfabesi, 10 milyon
- Türkmen Türkçesi (Türkmenistan, Azerbaycan, İran): Latin Alfabesi, 9 milyon
- Kırgız Türkçesi (Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Çin): Kiril ve Latin Alfabesi, 4 milyon
Bu dillerin bir kıyasını aşağıda görebilirsiniz:
Bu dillerin ve Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabelerin her biri kültüre bir şeyler katmış, bazı şeyleri çıkarmıştır. Ne olursa olsun, bulunulan şartlara en uygun ve en etkili çözümleri üretmek, toplumun ilerlemesi ve gelişmesi açısından tarihe yönelik nostalji duymaktan daha etkilidir. Bu nedenle, günümüzde Türk dilini en iyi ifade eden alfabenin Türk alfabesi olduğunu söylemek mümkündür.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 91
- 27
- 16
- 15
- 8
- 8
- 7
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Utah State University. The History Of Alphabet. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Utah State University | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Egyptian Hieroglyphs. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- LAURA SCHUMM. Who Created The First Alphabet?. (22 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: History | Arşiv Bağlantısı
- Omniglot. Old Turkic / Orkhon. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Omniglot | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Soğut Alfabesi. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- Omniglot. Uyghur. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Omniglot | Arşiv Bağlantısı
- Türk Edebiyatı. Osmanlı Türkçesinin Özellikleri. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Türk Edebiyatı | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Orhun Yazıtları. (16 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 08/12/2024 12:15:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7798
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.