Tekinsiz Vadiyi Geçmek: Androidler Gerçekçi Mimiklere Kavuşabilir!

İnsansı robotların bazı hareketleri, insanlara garip bir güvensizlik hissettirebilir. Gülümsemeleri, kaşlarını çatmaları veya günlük hayatta sıkça karşılaştığımız mimikleri sergilerken bile bunların arkasında saklanmış bir duygusuzluk varmış gibi gelebilir. Bu belirsizlik de biz insanlara rahatsız hissettiren şeydir.

Mevcut androidlerin en insansı versiyonları bile, duygusal tutarlılığı yansıtan mimikler gösteremediğinden Tekinsiz Vadi'ye düşmemize neden olabilir. Beynimiz bir şekilde gördüğümüz şeyin gerçek bir insan olmadığını, büyük oranda insan gibi görünse de "bizden" olmadığını algılayabilir.

Bugüne kadar robotların yüz ifadeleri için genellikle "yama yöntemi" denen bir metot kullanılıyordu, ancak bu yöntemin bazı sınırlamaları var. Bu sınırlamaları aşmak için bir ekip gerçek zamanlı, karmaşık mimikleri garip ve keskin geçişler olmadan yansıtabilmek adına "dalgalı hareket" adı verilen yeni bir yöntem geliştirdi. Bu sistem içsel durumları yansıtarak insan-robot etkileşimini iyileştiriyor ve Tekinsiz Vadi hissinden kurtulmamıza yardımcı olabilir.

Osaka Üniversitesi'ndeki bu ekip, "heyecanlı" veya "uykulu" gibi farklı duygusal durumları yansıtmak için farklı dalgaların katman katman sentezlenmesini sağlıyor. Bu yöntemde, farklı duygular arasındaki geçişlerde gördüğümüz o garip duygusuzluğun önlenmesi için önceden belirlenmiş aksiyon senaryoları hazırlanmış. Ancak böyle bir yol izlemenin de bazı zorlukları var: Mesela birçok önceden planlanmış karmaşık senaryonun belirlenmesi ve karşıya aktarılan duygunun doğru şekilde ifade edilebilmesi için robotun "yüz kaslarının" hassas hareketler yapabilecek şekilde ayarlanması gerekiyor. Ek olarak, bu "dalgalı kontrol" metodunu kullandığınızda robotun içsel durumunun, yani içsel dalgalanmalarındaki değişikliklerin yüz ifadelerine anlık olarak yansıması sağlanabiliyor. Makalenin ilk yazarı Koichi Osuka, çalışmadan şöyle bahsediyor:

Robotlarda dinamik yüz ifadelerini sentezlemeye odaklandığımız bu çalışma, robotların daha canlı mimikler kullanabilmesini ve insanlarla etkileşimler de dahil olmak üzere çevresel etkenlere duygusal tepkiler verebilmelerini sağlayacak. Bu da insanlarla robotlar arasındaki etkileşimi zenginleştirecektir.

Araştırmanın bir diğer yazarı Ishihara da şunları ekliyor:

Yapay jest ve mimikler yaratmaktansa robotun her hareketinde içsel durumunu yansıtan bir sistem geliştirmek, robotları gerçekten bir ruhları varmış gibi algılamamızı sağlayabilir.

Çevredeki etkenlere göre duygu durumunu düzenleme ve yansıtabilme özelliği, robotlarla iletişimimizi daha değerli hale getirmesini ve robotların etkileşimde daha doğal ve insansı davranmasını sağlayacak.