Spinoza'nın Töz Görüşü, Tanrı'nın Öz Nitelikleri ve İnsan
Spinoza, tözü kendi başına var olan ve kendisiyle tasarlanan, yani kendisini teşkil edecek hiçbir fikrin yardımı olmaksızın hakkında fikir edindiğimiz şey[1] olarak tanımlamaktadır. Tözün tanımından, mantıksal olarak şu sonuçlar çıkarılabilir:
- Töz kendi kendisinin nedenidir, yoksa kendinden başka bir nedenle var olur ve töz olmazdı.
- Töz sonsuzdur, eğer sonlu olsaydı kendisini sınırlayacak olan ve dolayısıyla kendilerine tabi bulunacağı başka tözlerle ilişkide olurdu. Sonluluk, sınırlı olmayı ifade ettiğinden, tözün sınırlı olmadığını onun sonsuz olması ortaya koyar.
- Töz bir tanedir. Çünkü eğer iki töz olsaydı bunlar birbirlerini sınırlar ve bağımsız olmaz, yani töz olmazlardı. Bu yüzden, hiçbir şeye tabi olmayan ve her şeyin kendisine tabi olduğu bir tek töz vardır.
Spinoza'nın felsefesinde, Descartes'ın aksine, iki değil tek töz vardır ve bu töz sonsuzdur. Spinoza’ya göre bu tanımlara uyan tek bir varlık vardır, o da “Tanrı”dır.
Şimdi iki tane töz olduğunu varsayalım. Eğer durum böyleyse, onların özsel doğaları hakkında bir açıklama sağlamak için, onların nasıl bağlantılı olduklarını (ya da olmadıklarını) açıklamak zorundayız. Ancak böyle bir açıklamayı yapmak için, her tözün özsel özelliklerinin ötesine bakmamız gerekir; ama bu durumda da söz konusu nesneler artık töz olmayacaklardır (çünkü baştaki tanıma göre, bir nesneyi töz olarak nitelendirmek için, onun kendine yeter olması, kendiliğinden ve kendisiyle kavranması gerekir). Spinoza'nın baştaki öncüllerinden şu sonuç çıkmaktadır: Yalnızca bir tek töz vardır; bu töz bağımsız, değişmez, sonsuz, nedeni kendinde ve zorunlu olarak ve ebediyen var olması gerekendir.[3]
Tanrı, var olan her şeyi kapsayan bir varlıktır, o olmaksızın hiçbir şey var olamaz ve tasarlanamaz.[1] Tanrı mutlak anlamda ilk nedendir ve aynı zamanda etkindir. Buradan sonuç olarak, her şeyi Tanrı'nın tasarlayıp ortaya koyduğu, onun iradesi dışında hiçbir şeyin olmayacağı sonucu çıkarılabilir. Tanrı, her şeyin biricik nedenidir ancak aşkın bir neden değil, içkin bir nedendir. İçkin bir neden olarak Tanrı, kendi kendisini gerçekleştirendir. Kendi özünden bütün her şeyi zorunlu bir sonuç olarak çıkarır. O kendisinde olan her şeyin nedenidir, onun tüm sıfatları ve özü ezelidir, onun dışında hiçbir şey yoktur, yani Tanrı dışında kendiliğinden var olan hiçbir şey yoktur.[1]
Spinoza metafiziğine bakıldığında, tek töz olan Tanrı’nın sonsuz sayıda öz niteliği vardır; bu öz nitelikler sonsuz sayıda olsalar da birliği bozmamaktadır, onlar sadece bu tek tözün çeşitli yönleridir.[3] Bu sonsuz öz nitelik, bazen yer kaplama kipleri ya da fiziksel kipler olarak, bazen de düşünce kipleri ya da zihinsel kipler olarak kavranabilmektedir.[3] İnsan aklı, Tanrı'nın sonsuz sayıda öz niteliklerinden yalnızca bu iki tanesini bilebilme güç ve kapasitesine sahiptir. Nitekim biz, bu iki öznitelik sayesinde, Tanrı'nın özünü bazen maddi dünyada yani uzamsal olarak, bazen de düşünce dünyasında kendini açığa çıkarmış olarak görürüz. Böylece Tanrı'nın söz konusu iki öz niteliği, onun özünü ve faaliyetlerini ifade etmenin iki farklı yolu gibidir.
Spinoza’ya göre, öznitelik olarak ruh ve beden ikiliği kabul edilmekle birlikte, bu ikisi arasında bir paralellik vardır. Yani bu ikisi tamamen birbirinden ayrı tözler olmayıp, bir ve aynı gerçekliğin, yani Tanrı’nın öznitelikleridir.[4]
Bu yüzden Spinoza’ya göre tek bir töz vardır. Töz kendi cinsinden üstün olarak mükemmeldir ve doğası gereği sonsuzdur. Tözün öz niteliklerinden her biri görece sonsuzdur. Töz, mutlak olarak sonsuzdur. Şu anlamda ki onun dışında hiçbir şey yoktur, sıfat ise ancak kendi cinsinde sonsuzdur. Yer kaplama, yer kaplama olarak, düşünce de düşünce olarak sonsuzdur. Ama ne yer kaplama ne de düşünce mutlak olarak sonsuzdur. Çünkü tözün bizim bilmediğimiz sıfatlarını hesaba katmasak bile, yer kaplamanın yanında düşünce, düşüncenin yanında yer kaplama vardır.[4] Töze bakıldığında ise o, var olan şeylerin bütünüdür.
Tanrı'nın Öz Nitelikleri ve İnsan
İnsan ruh ve bedenden oluşan bir varlıktır. Tözün kiplerinden oluşan insan, ruh ve bedenden bir araya gelmiş bir varlıktır. İnsan, ruh ve bedenden oluşan bir varlık olduğu için tözün kipidir.
İnsan ruh ve bedenden oluşmuş, Tanrı tarafından belirlenmiş bir varlıktır. İnsanın belirlenmiş olmasını şu şekilde açıklamak mümkündür: İnsan, tanrısal özün parçasıdır ve zorunluluktan varlığa gelmiş, belirlenen bir varlıktır. İnsan bedeni birleşik bir varlıktır. İnsan, ruhu ile algılar; bedeni ile etkilenir. İnsan bedeni dışsal şeylerden etkilenir ve etkilenen bedene olan her şeyi ruh algılar. Çünkü ruh algılamaya beden ise etkilenmeye yatkındır.[2]
Spinoza’da ruh ve beden birbirine muhtaçtır. Ruhun tek başına düşünmesi olanaksızdır. Çünkü ruhun düşünmesi için bedenin dışsal şeylerden etkilenmesi gerekmektedir. Ruhun nesnesi, bedendir. Ancak bu, ruhun gücü olduğu anlamına gelmez. Çünkü ruh algılamak için bedenin etkilenimlerine ihtiyaç duyar. Spinoza felsefesinde ruh ve beden arasındaki bu birlik paralellik ile açıklandığında buradan çıkan sonuç, bu iki yüklemin birleşirken aynı kaldıklarıdır.[2] Bedenin etkilenimleri olmadan ruh kendini bilememektedir. Aynı şekilde algılayan ruh olmadan beden kendini bilememektedir. Ruh bedeni sadece etkilendiği sürece bilebilir. İnsanda, ruh düşünmeyi beden ise yer kaplamayı ifade etmektedir. Bu iki yüklem ile oluşan insan, hem düşünen hem de yer kaplayan bir varlık olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnsanın özü Tanrı'nın bir değişkisidir. Öyle ki insan, özü gereği Tanrı'nın bir parçasıdır. Ancak Tanrı, insanın özüne ait bir varlık değildir. İnsan, oluştuğu yüklemlerden dolayı Tanrının bir parçasıdır.[2]
Spinoza’nın ruh ve bedenin birlikteliğini nasıl sağladığı sorusuna bakarsak, onların bir arada olmasının, yani birlikteliğinin koşulu, birbirlerini etkilemeleridir. İnsan bedeni, dışsal şeylerden etkilenmekte, ruh ise bu etkilenimleri algılamaktadır. Buradan hareketle beden etkilenir, ruh algılar demek mümkündür. Spinoza’da ruhun bedene, bedenin de ruha bir üstünlüğü söz konusu değildir. İnsan, ruh ve bedenden oluşmuş birleşik bir varlıktır; ruh ve beden bir ve aynı yoldadır. [2] Bu etkilemenin nedeni ise Spinoza’ya göre Tanrı'dır, yani ruh ve bedenin birlikteliğini Tanrı sağlamaktadır.
Özetle; Spinoza, Descartes gibi tözü ikiye ayırmamış, tek bir töz olduğunu söyleyerek bu tözün yalnızca Tanrı olabileceğini dile getirmiştir. Ruh ve bedenden oluşan insan ise Tanrı'nın öz niteliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Ruh ve beden birbirini etkilemektedir, bu yolla birliktelikleri sağlanmaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 25
- 8
- 4
- 4
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b c B. Spinoza. (2011). Etika. Yayınevi: Dost Kitabevi.
- ^ a b c d E. Tarhan. (Yüksek Lisans Tezi, 2020). Descartes Ve Spinoza Felsefesinde Ruh-Beden İlişkisi. Not: Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi.
- ^ a b c J. Cottingham. (2003). Akılcılık. Yayınevi: Doruk Yayıncılık.
- ^ a b Y. Bayrak. (2015). Spinoza’nın Metafiziğinde Üç Ana Kavram: Töz, Sıfat Ve Tavır. Erzurum Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sf: 187-197. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:50:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9310
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.