Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Halil Özcan
Halil Özcan
2,054 UP
Üye
22

Zemzem aslında nedir?

Çoğu dini kaynağa göre zemzem su değil ayrı bir sıvı olarak anılır ve idrar yoluyla vücuttan atılmaz sadece terleme yoluyla atıldığı söylenir bu gibi sahte bilim kaynaklarına karşın bilimsel açıklamalar nelerdir
58,019 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

Evrim Ağacı'nın Facebook'unda biraz eski olsa da bir yazı buldum. Onu aktarıyorum:[1]

Son zamanlarda internette sıklıkla, inanç tüccarlarının pohpohlamaktan pek hoşlandıkları sahte bir haber dolaşıyor: "Alman ve Japon bilim insanları, zemzem suyunun mucizevi olduğunu ispatlamış" güya. Elbette ki bu iddia, komik bir saçmalıktan ve boş bir hayalden fazlası değil. Zira haberdeki dayanakların ve şahısların hiçbiri bilimsel temellere dayanmamakta. İzah edelim:

Tüm Reklamları Kapat

Öncelikle, "zemzem suyu"ndan başlayalım. Ekim 2005 yılında İngiliz Besin Standartları Ajansı'nın yaptığı araştırmaya göre Suudi Arabistan'dan kaçak olarak çıkarıldığı anlaşılan zemzem suyunda son derece zehirli olan arsenik elementinin tehlike limiti olarak kabul edilen 0.01mg/L (10 mikrogram/litre) değerinden 3 kat fazla arsenik bulunuyordu. Benzer şekilde, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği 50 miligram/litrelik maksimum nitrat oranına kıyasla tam 3 kat nitrat tespit edilmiştir. Öncelikle, "kaçakçı sahtekarlar arsenik ve nitrat katmışlar" şeklinde bir savunmayla geçiştirilen bulguların, Mayıs 2011 yılında BBC'nin yaptığı bir araştırma sonucunda, gerçek zemzem kuyularından çıkan suların da aynı derecede zehirli olduğunun keşfedilmesiyle suyun kendisiyle ilgili olduğu gerçeği ispatlandı. Dahası, sonradan "kaçakçılık ürünü" olduğu iddia edilen suların da, gerçekten zemzem kuyularına ait sular olduğu anlaşıldı ve otoriteler, "Suların zemzem kuyusundan çıkarılmış olması, o kuyuların güvenli zemzem kuyuları olduğu anlamına gelmez." şeklinde bir açıklamayla bu gerçeği savuşturmaya çalıştılar.

Üstelik Dünya Sağlık Örgütü'nün 2001 yılında yayınladığı arseniğin öldürücü dozu olarak belirlenmiş 50 mikrogram/litre sınırı, yapılan daha kapsamlı araştırmaların sonuçlarından ötürü 2011 yılında 10 mikrogram/litreye çekilmiş olmasına rağmen halen Suudi Arabistan başta olmak üzere, zemzem suyunun tüketilebildiği çevre ülkelerde güncellenmemiş ve kabul edilmemektedir, çünkü aksi takdirde suyun değerleri sınırın aşırı üzerinde kalacak ve insanların tepkisini çekecektir. Bu şekilde, yasal olarak ve "insanların suyu kutsal olarak görmesi" bahanesi arkasına sığınarak, zemzem suyundaki zehir halka pazarlanabilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Farklı kurumların yaptığı incelemelerde, zemzem suyunda bulunan ortalama 30 mikrogram/litre düzeydeki arseniğin arsenikoz isimli deri hastalığını ve nihayetinde deri kanserini getirdiği ortaya çıkarılmıştır. Ancak arsenikozun belirtileri, 5 ila 20 yıl gibi bir sürede çıkıp, sonradan ölümcül hale geldiği için, zemzem suyu tüketicileri yavaş yavaş öldüklerinin farkında değildirler. Gerçekten de, özellikle Suudi Arabistan'da yapılan araştırmalarda, insanların vücutlarındaki arsenik oranları normalin üzerinde seyretmektedir. Örneğin, kadınların tırnak ve saçlarında yaşayan bakterilerde yapılan araştırmalarda, bünyelerinde yüksek arsenik oranı bulundurdukları belirlenmiştir. 2011 yılında Lynn tarafından yapılan araştırma sonuçları, durumun vehametini göstermektedir. Her yıl, 28.5 milyonluk Suudi Arabistan nüfusunun yoğun göçün görüldüğü hac zamanları haricinde arsenikoz riski altında olanların sayısı 1.7 milyon civarındayken, hac zamanlarında bu sayı yaklaşık 2 kat artarak 3 milyona kadar ulaşmaktadır.

Suudi Arabistan'da arsenikozun doğrudan pek bilinmemesinin sebebi ise, arsenikozun (tıpkı AIDS gibi), ölümün ana sebebi olmaması ve hastalık takibinin Arap Yarımadası'nda pek de fazla yapılmaması ve daha fenası, resmi olarak raporlanmamasıdır. Arsenikoz, hücre içi sinyal ve iletişim yolaklarını harap eder ve birçok hastalığın önünü açar. Bunların başında da, elbette, kanser gelmektedir. Ancak sadece kanser değil, arsenikoza bağlı olarak çevresel damar hastalıkları, hipertansiyon, iskemik kalp hastalıkları, vb. hastalıklar oluşmaktadır. Arsenikozun deri üzerindeki etkileriyse, tahmin edilebileceği gibi, deri kanserini beraberinde getirmektedir. Bunun haricinde özellikle akciğer kanseri, idrar kesesi kanseri, vb. diğer iç kanserler de arseniğe bağlı olarak oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar, Suudi Arabistan'daki kanser oranlarının (hem de deri kanserinin göz ardı edilmesine rağmen) her geçen sene katlanarak arttığını ve 2020-2030 yılları arasında, 2004 verilerinin 6 ila 10 katı arasına çıkacağı tahmin edilmektedir. Sadece 2003-2004 yılları arasında hem erkekler, hem kadınlar arasındaki kanser yüzdeleri, 2 ila 5 puan arasında artmıştır. Çevresel sağlık uzmanı Yunes Ramadan Teinaz'ın tespiti ise tehlikenin boyutlarını arttırmaktadır:

"İnsanlar bu suyu kutsal olarak görmektedir. Suyun zehirli (kontamine) olduğunu kabullenmeyi çok zor buluyorlar. Ancak Suudi Arabistan'ın ve İngiliz otoritelerinin derhal önlem alması gerekiyor."

Tüm bunlar, zemzem suyuyla ilgili ufak bilgilerdi. Üstelik burada, zemzem suyunda olması gerekenden fazla bulunan florid ve demirden bahsetmedik bile... Örneğin Dünya Sağlık Örgütü'nün yayınladığı bildirgede, Suudi Arabistan'daki floride bağlı deri ve iskelet florizi hastalığı, çevredeki zemzem suyu tüketen diğer ülkelerle birlikte, oldukça yüksektir. Ancak önemli olan bunlar değil, zaten zemzem suyunun "şifalı" olduğunu iddia etmek bile bir bilim ayıbı, insan canına kasıttır.

"Alman bilim insanı" olarak ileri sürülen isim Dr. Knut Pfeiffer isimli biri. ScienceDirect, SpringerLink, ISI Web of Science gibi hiçbir bilimsel makale arama motorunda adı geçmiyor. Daha fenası, Google Scholar bile şahsa dair herhangi bir içerik tespit edemiyor. Belli ki işin "bilim" tarafında olan biri değil. Google aramamız sonucunda ise, kendisi hakkında hiçbir bilginin yer almadığı sitesine ulaşıyoruz.

Biraz daha araştırmayla, kendisinin bir "dahiliyeci" ve "fizyoterapist" tıp doktoru olduğunu görüyoruz. Evet, bir mesleği var yani ve o kadar da alakasız gözükmüyor. Ancak uzmanlık alanının "atımlı sinyal terapisi" isimli bir terapi olduğunu görüyoruz. Bir biyokimyager olmadığı gibi, herhangi bir kimyasalla ilgili analiz yapabilecek teknik arkaplana da sahip değil. Zaten açıklamalarından da bunu anlıyoruz. Doktorumuz, zemzem suyu içtikten "35 dakika sonra rahatladığını" iddia ediyor ve buradan, suyun "mucizevi olduğunu düşündüğünü" ileri sürüyor. İyi de ne alaka? 35 dakika gibi büyük bir sürenin, suyun etkisinden ötürü gevşeme yarattığını nereden anladınız? Dahası, suyun gevşemenizle ilişkisini deneysel olarak ortaya koydunuz mu? Elbette hayır. Sahte bilimin güzel örneklerinden birini yapıyor ve edinilmiş unvanının arkasına sığınarak hiçbir bilimsel arka plana ne haberde, ne de sitelerde yer veriyor.

Sonrası ise daha da komik: "1 damla zemzem suyu, 100 ve 1000 damla normal suyu kendisine (zemzem suyuna) çevirmiş." Doktorumuz, bir anda simyager kimliği kazanıyor. "Suyu dönüştürmek" ne demek? Örneğin kırmızı bir boyadan 1 damla damlatırsanız, koca bir tank suyu kırmızıya boyayabilirsiniz. Bu durumda kırmızı işaretleyici boyalar da "mucizevi" midir? Bu, ilkokuldan beri öğretilen basit bir difüzyon konusudur. Üstelik, "suyun dönüşümü" açıklanmamıştır. Kimyasal derişimi mi değişmektedir? Zemzem suyuna dönüşmek ne demektir? Herhalde kastettiği, 1 damla zemzemin, 1 kova suyu arseniğe bulaması, dolayısıyla zehirlemesidir. Bu açıdan bakınca, gerçekten de zemzem suyunun, normal ve içilebilir suları "değiştirdiği" söylenebilir. Zehirli olacakları şekilde... Veya açık bir şekilde, analizi ortaya konulmalıdır.

Her neyse, zaten Dr. Pfeiffer'dan herhangi bir bilgi alınamayacağı, konuya yaklaşımdan ve haberin sunuşundan belli. Ancak zaten haberin sahtekarlığı, bir sonraki paragrafta daha da net ortaya çıkıyor. Her ne kadar adını yazamayacak kadar araştırmadan, sağdan soldan duyma, kulaktan dolma şekilde aktarıldığı gün kadar açık olsa da, "Masura Emot" dedikleri şahsın adı aslında "Masaru Emoto". Haberciler, o kadar umursamaz bir şekilde yalan uydurmaktalar ki, isimlere bile dikkat etmiyorlar, "Ne de olsa hepsi yutacak." diye düşündükleri için.

Tüm Reklamları Kapat

Emoto'nun sahtebilim serüveni daha da eğlenceli. Kendisi, kitaplarında ve internet sitesinde yazanın aksine, esasında bir "doktor" ünvanına sahip dahi değil. Lisans eğitimini Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde almış, ikinci bir lisans olaraksa bir "Alternatif Tıp Lisansı"na sahip. Yani doktor olmadığı gibi, biyokimya, tıp, biyoloji, kimya, fizik ve herhangi bir ilgili bilim hakkında hiçbir eğitime sahip değil. Kısaca, "doktor" ünvanını kendi kafasından üretmiş bir şarlatan. Onlarca defa bilim camiasına rezil olmuş, suyla yaptığı deneylerle "bilim" ürettiğini, argümanlarını ispatladığını sanarak her seferinde popülerlik kazanmaya çalışmış, her seferinde diğer bilim insanlarınca tekrar edilen deneyleri başarısızlıkla sonuçlanmış, en son olaraksa "deneyle test ettiği mucizevi sular"ı şişesi 150 dolara ulaşan fiyatlardan satarak, bilimsel "amacını" belli etmiştir. Şahısla ilgili açıklamalarımızı şuradan okuyabilirsiniz.

Buradan da görebileceğiniz gibi, suya okuyup üflemenin, güzel şeyler söylemenin, su kristallerine hiçbir anlamlı etkisi olmadığı gibi, zaten olamaz da. Zira su ve molekülleri tamamen bilinçsizdir. İnsan için "güzel" olan sözler, diğer varlıklar için aynı ahlaki değeri taşımaz. Bonobolar için eşcinsel ilişki sıradan bir sosyal aktivite iken, çoğu insan toplumunda halen "ahlaksızlık" olarak algılanır. Bu ahlak kime göre, hangi türe göre, neye göre belirlenir ve nasıl evrensel kabul edilebilir? Hiçbir zaman bu sorulara net cevaplar verilemez ve verilemeyecektir de. Bu durumda, hiçbir insani değer yargısının evrensel olamayacağı anlaşılmalıdır. Hele ki canlılar ile cansızlar arasındaki algı boyutuna girersek, bu sözde "bilim insanlarının" ve dolayısıyla habercilerin iyice zırvaladıkları anlaşılır. Suya istediğiniz kadar iyi ya da kötü söz söyleyin, sizi asla anlamayacak ve tepki vermeyecektir.

İşin garip tarafıysa, internette Emoto'nun din kitapları veya dini sözler ile ilgili birçok alıntısı yer almaktayken, bu kaynakların hiçbirinde orjinal kaynaklara yer verilmemiştir. Dolayısıyla Emoto'nun gerçekten böyle bir araştırma yapıp yapmadığı bile bilinmemektedir. Öte yandan, yapmış olsa bile bunu 5. sınıf haber siteleri ve forumlarında değil, bilimsel dergilerde yayınlaması gerekmektedir ki, diğer bilim insanları da sonuçları tekrar edip, kontrol edebilsinler. Ancak yukarıdaki bağlantıdan da görebileceğiniz gibi, Emoto gibi bir sahtekarın amacı bilim üretmek değil, şarlatanlıkla popülerite ve para kazanmaktır.

Dolayısıyla, bu sahtebilimcilerin, yobazların ve bilim düşmanlarının izinden giderek haber üreten kaynaklara itibar etmemenizi tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat

Unutmayın: Doğadaki her suyun kimyasal yapısı aynıdır. Hepsi iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. Suları farklı kılansa, içlerine sonradan, bulundukları çevreden katılan elementler ve minerallerdir. Dolayısıyla bir suyun "mucizevi" olmasının bilimüstü bir anlamı olamaz. Tek olacak olan, kimyasal derişiminin farklı olmasıdır (ki zemzem suyu için, olumsuz farklılıklardan fazlasını göremiyoruz). Bazı sular, diğerlerine göre kimyasal derişim açısından daha sağlıklı olabilir ve bu, suyun kaynağına göre değişebilir. Bunun da ne kadar "mucizevi" olduğunu düşünmeyi size bırakıyoruz. Ayrıca sular, insanların değer yargılarına tepki veremezler, bu bilince sahip değildirler. Yukarıdaki diğer yazılarımızdan göreceğiniz gibi, suların kristal yapısına rastlantısallık faktörleri ve uygulanan sesin frekansı etki etmektedir. Zaten hiçbir araştırmada, söylenen sözler ile su kristalleri arasında bilimsel ve mantıklı bir ilişki bulunamamıştır. Bunlar, basit ve çocuksu, bilimden anlamayanların kanacağı hayallerdir. Daha fenası, ülkelerin ekonomilerine ve şirketlerine katkı sağlayan, para tuzağı yalanlardır.

Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)

Not: Bu arada bu bilimdir. Elbette buradaki veriler güncel araştırmalarla değişebilir. Ancak şu anda veriler bu yönde sonuçlar göstermektedir. Bilimi güzel ve güvenilir yapan şey de budur. Bilim, hatalarından ders alır ve kendini düzelterek ilerler. Ancak ortada bu sularla ilgili bu kadar geniş bir sis varken ve elimizde zemzem suyunun alternatifi olan doğal kaynak suları varken, inadına şansı zorlamanın bir anlamı olmadığını düşünüyoruz. Hele ki buna, şarlatanların haberleri üzerinden halkı zehirlemek için kullanan medya kaynakları varken sessiz kalmamız olanaksızdır.

8,069 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Evrim Ağacı. Zemzem Suyunun Mucizesi: Arsenikoz. (10 Ekim 2013). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Facebook | Arşiv Bağlantısı
  2. I. Arıcan. Suyun Gizli Mesajı. (5 Temmuz 2011). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Yalansavar | Arşiv Bağlantısı
  3. A. R. Hashem, et al. (2002). Arsenic, Lead And Microorganisms In Hair And Nails Of Some Women From Saudi Arabia. Journal of Medical Sciences, sf: 82-84. doi: 10.3923/jms.2002.82.84. | Arşiv Bağlantısı
  4. World Health Organization. Fluoride And Arsenic In Drinking Water. (1 Ocak 2004). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Wayback Machine | Arşiv Bağlantısı
  5. World Health Organization. Health Effects Of Arsenic In Drinking Water. (1 Ocak 2000). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Wayback Machine | Arşiv Bağlantısı
  6. N. A. Zuhair, et al. A Comparative Study Between The Chemical Composition Of Potable Water And Zamzam Water In Saudi Arabia. (1 Ocak 2006). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Wayback Machine | Arşiv Bağlantısı
  7. B. Shomar. (2012). Zamzam Water: Concentration Of Trace Elements And Other Characteristics. Chemosphere, sf: 600-605. doi: 10.1016/j.chemosphere.2011.10.025. | Arşiv Bağlantısı
  8. I. Ezzeldin, et al. (2008). Current And Future Cancer Burden In Saudi Arabia: Meeting The Challenge. Hematol Oncol Stem Cell Ther, sf: 210-215. doi: 10.1016/s1658-3876(08)50006-9. | Arşiv Bağlantısı
  9. Chelation Therapy Online. Arsenic Poisoning Symptoms And Treatments. (22 Temmuz 2002). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Wayback Machine | Arşiv Bağlantısı
  10. S. Murcott. (2012). Arsenic Contamination In The World: An International Sourcebook.
  11. Food Standards Agency. Zam Zam Water Warning. (20 Ekim 2005). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Wayback Machine | Arşiv Bağlantısı
  12. G. Lynn. Contaminated 'Zam Zam' Holy Water From Mecca Sold In Uk. (5 Mayıs 2011). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: BBC News | Arşiv Bağlantısı
  13. C. Peikari. Fighting Fire With Fire: Designing A "Good" Computer Virus. (15 Ekim 2004). Alındığı Tarih: 30 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Wayback Machine | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Serdar Serdar
Arkeolog ve araştırmacıyım.

İnanç ile ilişkili bir mesele olduğu için hakkında çok fazla yanlış iddia söz konusu. Suyun içilebilir olup olmaması konusunda ScienceDirect adlı kaynakta bulduğum makalede hem şişelenmiş hem de direkt musluktan akan zemzemler üzerinde araştırma yapmışlar. Örnekleri nasıl aldıkları ve değerleri paylaşmışlar. Sonuç olarak içilebilir değerlerde olduğunu belirtmişler. Özellikle arsenik zehirlemesi gibi ciddi bir şey yapsaydı hiç olmadı modern tıp zamanında bu kolaylıkla tespit edilebilirdi. Çünkü içme sularından insana geçen arsenik ciddi kanserler yapıyor. Suudi Arabistan kanser kaynaklı ölümlerin listesinde alt sıralarda. İyi okumalar.

958 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Wael I. Mortada, Ahmed F.Donia, et al. (2021). Chemical Composition Of Zamzam Water: A Comparative Study With International Standards Of Drinking Water. Heliyon. doi: 10.1016/j.heliyon.2021.e06038. | Arşiv Bağlantısı
  2. Anwar A. Aly, Fahad N. Al-Barakah, Abdurahman M. Al-jassas, et al. (2017). Water Quality Assessment And Hydrochemical Characterization Of Zamzam Groundwater, Saudi Arabia. Springer Link. doi: 10.1007/s13201-017-0549-x. | Arşiv Bağlantısı
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close