Evrim teorisi, zayıf ve hayatta kalmaya uyum sağlayamayan türlerin aksine, uyum sağlayabilen türlerin seleksiyon duvarını atlatıp hayatta kaldığında gen aktarımı ile bu özelliklerini sonraki nesillere taşıdığını söyler. Evrim teorisi bir etik sistem değildir ve bireylerin yaşantılarını değerlendirmek veya insan yaşamının değerini belirlemek için kullanılamaz.
Bir bireyin zekasını işleyememesi, etrafına bağımlı olarak yaşaması seçilim sürecinde dezavantajlı olabilir, ama nadir vakalar haricinde modern toplumda insanlar dayanışma ve işbirliği içinde yaşadıkları için, handikaplı bireyler toplumun diğer üyeleri tarafından desteklenerek ve/veya bakım sağlanarak yaşamını sürdürebilir, bu sayede gen aktarımında da bulunabilir.
Özetle, evrim teorisi insan yaşamının uygunluğunu veya değerini belirlemek için bir kriter sağlamazken, uyumlu olmayanların doğal seleksiyon ile gen aktarımında bulunamayacağını belirtir. Ve modern toplumlarda ilkel dönemlerde olduğunun aksine handikaplar bireyler seçilim duvarına net bir şekilde takılmayacaklardır. Uygunluğu hayatta kalabilmeye indirgeyecek olursak; teknoloji, sosyal yapılar, tıp gibi dışsal faktörler geliştikçe, "uygunluk" eşiği azalmaktadır diyebiliriz.[1]
Kaynaklar
- Claire Mérot. Evolution: How Important Is The Dimensionality Of Natural Selection In Local Adaptation?. Alındığı Tarih: 27 Nisan 2024. Alındığı Yer: Science Direct doi: 10.1016/j.cub.2022.02.052. | Arşiv Bağlantısı