Zaman; tam tanımı yapılamayan ancak tüm hayatımız boyunca en iyi bildiğimiz ve adını en çok duyduğumuz kelimedir. Onun tanımı, sorduğunu kişinin eğitim durumuna, mesleğine, statüsüne vs. bağlı olarak değişecektir.
Gündelik yaşamımızda onunla etkili bir şekilde başa çıkabiliriz fakat onun anlamını kelimelere dökmekte zorlanırız. ''Zaman geçmişi gelecekten ayıran şeydir'' ya da ''Zaman, şeylerin olageldiğini nasıl anladığımızdır'' minvalinde birçok tanım yapabiliriz.
Peki, zaman evrenin kendine has bir özelliği midir yoksa onu biz mi icat ettik sorusu birçok kez kafa karıştırıcı olabilir. İşte bilim tam olarak bu konu üzerinde çalışmaktadır. Konu, zaman gibi ilkel bir fikir olduğunda sezgisel düşünmeye meyilliyizdir ancak modern bilim zaman kavramını somutlaştırma çabası içerisindedir. 1905 yılında Einstein'in çalışmalarıyla bu konuda ilerlemeler kaydedilse de hala birçok soru işareti vardır. Ben bu cevapta zamanı somut bir şekilde, bilimsel açıdan ele alacağım.
Zamanın bizim için çok önemli 3 özelliği vardır:
- Zaman evrendeki anları işaretler. (Zaman koordinattır, şeylerin yerini belirlememizi sağlar)
- Zaman olaylar arasında geçen süreyi ölçer. (Zaman saatin ölçtüğü şeydir)
- Zaman , içinde hareket ettiğimiz ortamdır. (Zaman değişmemizin sebebidir, geçmişten geleceğe doğru akar.) not: doğruluğundan emin değiliz.
Zaman evrendeki anları işaretler çünkü dünya ve olaylar arka arkaya var olur. Doğa, her şeyin aynı anda olmaması için zamanı kullanır.
Zaman olaylar arasında geçen süreyi ölçer. Zamanı ölçmenin anahtarı, senkronize tekrarlamalardır yani dünyanın güneşin etrafındaki bir turuna bir yıl deriz. Bu şekilde zamanı belirli aralıklara bölebiliriz.
Zaman, içinde hareket ettiğimiz ortamdır. İnsanlar olarak biz zamanın geçişini hissederiz. Bunun nedeni kendi metabolizmamızda döngüsel süreçlerin olmasıdır. Zaman geçmişten gelir, şimdiyi aşar ve geleceğe doğru hareket ve bu durum tersinmezdir. Zaman, geleceğe doğru akar ve geçmişe gitmeniz mümkün değildir.
Zaman hakkındaki en esrarengiz şey bir yönünün olmasıdır. Geçmiş, gelecekten farklıdır. Bu zaman okudur. Zamanın tek yönünün olmasının sebebi evrenin tersinmez süreçlerle dolu olmasıdır. Yani siz bir yumurtayı omlet yapabilirsiniz fakat bir omleti tekrar yumurta haline getiremezsiniz. Zaman oku; evrilmemizin, metobolize olmamızın, nedenlerin sonuçlarından önce gelmesinin, yaşayıp sonunda ölmemizin ve en önemlisi özgür iradeye sahip olabilmemizin en önemli sebebidir.
Zaman oku, entropi sayesinde var olur. Entropi kapalı sistemlerde ya sabit kalmak ya da artmak zorundadır. Entropi evren üzerine en çok güvenebileceğimiz doğa yasalarından bir tanesidir. Entropi kısaca, bir sistemin makroskobik görünümünde değişiklik yaratmayacak şekilde yapılabilecek mikroskobik düzenlemelerin sayısıdır. Yani kısaca düzensizliğin istatistiki ölçümüdür diyebiliriz. Sistemler düzensizliğe gitmeye eğilimlidirler. Çünkü düzensiz sistemlerin makroskobik görüntülerinde değişim olmadan yapılabilecek mikroskobik değişim sayısı çok daha fazladır. Bu yüzden yüksek entropili durumlar, düşük entropili durumlardan sonra olagelir. Bir fincan kahve ve bir bardak süt düşük entropilidir ancak ikisinin karışımıyla sütlü kahve oluşur ve yüksek entropili durum olagelir. İşte bu da bizim geçmiş ve gelecek mefhumlarımızı meydana getirir.
= Entropi
= Boltzmann sabiti
= Bir sistemin makroskobik olarak fark edilmeden mikroskobik olarak girebileceği düzenlemelerin sayısı
Bu kuşkusuz bilimimizin en önemli denklemlerinden biridir. Newton'un dinamiği formülize etmesi ya da görelilik ve kuantum devrimleriyle eşdeğer bir zaferdir. Bilimin zaferidir!
Entropinin arttığı yön bize zamanın yönünü verir. İşte biz bu yöne zaman oku deriz. Zamanın seçilmiş yönü de çevremizdeki özelliklerin bir sonucudur. Zaman, bizim dünya gibi etkili bir nesnede bulunmamızdan ötürü değil, etkili bir zamansal olay olan büyük patlamanın zamansal yakınında yaşıyor olmamızdan dolayı deneyimlediğimiz şeydir. Evrenimiz, büyük patlama dediğimiz, çok düşük entropili bir olayla başlar ve bu olay bizi zamanda yönlendirir.