bu konuyu iki şekilde ele alabiliriz.
birincisi; cümleden de anlaşıldığı gibi zamanın kişiden kişiye göre farklı algılanma durumu: iki kişi düşünün ve birinin çok eğlenceli ve hiç bitmesini istemediği bir işile meşgul olduğunu farz edin. ve bir kişi daha düşünün, çok sıkıcı bir işle uğraşmakta ve bu işin bir an evvel bitmesini istemekte olsun. fazr edelim ki bir saat boyunca bu iki kişi bu işlerle uğraştılar ve sonuçta birincisine göre zaman diğerine oranla çok daha çabuk geçmiş olacaktır.
ikincisi: ve asıl kafa karıştırıcı olanı ise einstein'ın görecelik kuramıyla çok yakından alakalı olan zamanın hılza ve konumla bağlantılı olarak farlı olabilmesiyle ilgili olandır. einstein’a göre bir sistem hızlandıkça o sistem üzerinde zaman yavaşlamaktadır. işık hızına yakın bir hızla hareket eden bir aracın içinde zaman dha ağır akar. her türlü organik, biyolojik ve anatomik yapı daha ağırdan işlemeye başlar. atom düzeyindeki tüm hareketler yavaşlar. zamanın hıza göre olan bu değişimini, uzayda hareket eden bir araçtaki gözlemci, yani bir astronot anlayamaz. çünkü onun da her türlü hücre fonksiyonu, dolaşım ve solunum
sistemi daha ağır işleyecektir. dünyada bildiğimiz 3 saatlik bir zaman geçtiğinde uzay kapsülü içindeki adam için sadece 3 dakika geçmiştir. görecelik kuramı olarak bilinen bu teoriyi açıklamak için kullanılan güzel bir örnek ikizler paradoksudur. bu örnekte aynı yaşlardaki ikizlerden biri dünyada kalırken, diğeri ışık hızına yakın bir hızda uzay yolcuğuna çıkar.geri döndüğünde ikiz kardeşini kendisinden çok daha yaşlı bulacaktır.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Ekşi Sözlük. (27 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 27 Mayıs 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı