Öncelikle görselin bu durumla bir alakası olmadığını açıklığa kavuşturmak gerek. Görselde gerçekleşen olay, bulutların arasından sızan ışık. Dolayısıyla bulutun oluşturduğu aralık ne yöne doğruysa ışınlar da o yöne doğru olacaktır. Sanırım buradaki kafa karışıklığı bunları delik olarak düşünmekten geliyor, fakat bunlar kalınlığı da olan yapılar. Yatık bir silindir gibi düşünürseniz ve buna üstünden ışık verirseniz, o silindirin doğrultusu boyunca ışık çıkacak, geri kalanlar silindire çarpıp soğurulacaktır.
Bir diğer durum da atmosferde ışığın kırılması. 90 derece olan da vardır olmayan da vardır. Burada iki temel faktörü ele almak gerek. Birincisi Güneş'ten gelen ışınların açısı ki bu bildiğiniz üzere mevsimler ve bulunduğunuz enlem ile alakalı bir durum.
Bir diğer faktör de ışığın kırılması ve saçılması. Özellikle Rayleigh ve Mie saçılmalarını ele almak gerekiyor. Atmosfere giren ışık, sadece şu olur şeklinde basit bir işlemden geçmiyor. Aynı zamanda saçılıyor ki bu gökyüzünü mavi görmemizi sağlayan olaydır. Dolayısıyla aslında ışıklar her yöne dağılabiliyor. Bunların hangi yönde ne kadar olacağını hesaplamak bu iki faktöre temelde bağlı olsa da o kadar kolay değil. Bunun yanında atmosferin sürekli aynı yapıda olmadığını (bazen bulutlar, tozlar vb. karıştığını) göz önüne almak gerek.
Özetle, doksan derece gelmesini şart kılacak bir durum yok ama doksan derece de geliyor, herhangi bir derece de geliyor. Gün içinde bile bu değişiyor, aynı saatte bile atmosfere göre değişebilir. Eğer tek bir yönden gelecek olsaydı, sadece Güneş'i görür, atmosferin o maviliğini göremezdik. Zira mavi görebiliyoruz, çünkü oradan da ışık geliyor. Sadece Güneş'in olduğu yönden değil. Bunu biraz düşünecek olursak aksi istikamette çok farklı açılar, yakın istikamette çok farklı açılar olduğunu fark edebiliriz.
343 görüntülenme