Selamlar, sorunuzun cevabı aslında bilimin iki ekolünün, yani görelilik ve kuantum mekaniğinin henüz uzlaşamadığı bir konu. Adım adım gidelim.
1) Birincisi yerçekimi çok yanlış bir ifade olmasa da tam olarak kütleçekim demek daha doğru. Çünkü uzayda her cisim kütleçekim yaratıyor.
2) Alber Einstein'e göre aslında uzayda/evrende birbirini çeken bir şey yok. Her cisim kütlesi kadar uzay/zamanı büküyor, cisimler o bükülmüş uzay zaman yüzünden birbirini çekiyor gibi gözüküyor. Biz bu görüntüye kütleçekim diyoruz. Bir açıklama bu.
3) Ancak burada şöyle bir sorun var. Doğadaki diğer kuvvetlerin (elektromanyetizma, zayıf ve güçlü nükleer kuvetler) birer aracı/güç taşıyıcı parçacığı var. Mesela elektormanyetizma fotonlar vasıtası ile iletiliyor. İşte kütleçekimin de atomaltı ölçekte adına graviton dediğimiz parçalar tarafından iletildiği düşünülüyor. Mesele şu ki bu parçacık henüz keşfedilmedi. İşte kuantum mekaniği kısmı da durumu böyle açıklamaya çalışıyor.
4) Biraz daha basit olarak portakal örneğine döneyim : Siz portakalı havaya attığınızda portakal ile yerkabuğunun kütleçekim merkezi(hakikaten dünyanı çekirdeğine yakın) aslında aynı kuvvetle birbirini çekiyor. Ancak f(kuvvet)=m(kütle)*a(hızlanma) formülünde portakalın kütlesi çok düşük olduğu için hızlanması dünyaya göre kat ve kat fazla olduğundan sanki dünyaya düşüyormuş gibi oluyor. Aslında dünya da portakala doğru düşüyor(bunu hayal etmesi zor ama öyle) fakat portakala göre göremeyeceğimiz kadar yavaş.
Size yine bu siteden bir kaynak ekliyorum.
177 görüntülenme