Yalan söylemenin kimi zaman kişinin kendince karşı tarafın iyiliğini düşünerek yaptığı bir eylem olduğunu biliyoruz. Hiçbir art niyeti olmadan, yalnızca doğru olan şeyin bu olduğunu düşünerek birine yalan söylenebiliyor. Tabii böyle bir durumda bu amaçla yalan söylemenin doğru veya yanlış olduğunu tartışmak felsefi bir şey.
İnsan kimi zaman kendisine yalan söyler. İşte bu kimi zaman sorunuzda belirttiğiniz gibi boşlukları kapatmak ya da diğer bir deyişle yarım kalan şeyleri tamamlamak için elden gelen tek şeydir. Ve insan kendisine söylediği yalana inandığında gerisi kolaydır. Karşı tarafa da kendi inandığı yalanı aktarır. Fakat bu artık onun doğrusu olmuş durumdadır. Yalan söylediğini kabul bile etmeyebilir. Doğru olduğuna inandığı yalanı başkasına aktarırken de art niyet barındırması olanaksızdır çünkü o, doğru olduğuna inandığı bir şeyden bahsederken yalan söylediğini görmüyordur bile.
Bu tarz bir olayın sonu pişmanlıkla bitebilir. Yıllar sonra, önceden söylenen yalanların sonuçlarının vardığı nokta, kişinin kendisine söylediği yalanları sorgulamasına neden olabilir. Boşlukları kaptmak için kendi kendine söylediği yalanların gerçeğini en sonunda görme cesareti gösterebildiğinde her şey için geç olmuş olabilir maalesef.