Ülkemizin ekonomi konusunda yapısal sorunları oldukça derindir. Para politikaları, emisyon, faiz, enflasyon, denk bütçe dengeleri ile dalgalanmaların önüne geçebilirsiniz ancak refah seviyesinin artırılması, gelir dağılımı eşitliği gibi majör ekonomik verilerde düzeltme yapamazsınız.
Türkiye'nin on yıllardır katlanmak zorunda kaldığı kısır döngüyü özetlersek: Siyasi irade, istihdam ve ekonomik canlılık yaratmak için kredi musluklarını düşük faizle açar, istihdamın artması ve maliyeti düşük para tüketimi artırır, üretiminiz tarım ve sınırlı sanayi ile kısıtlı ise ithalatınız patlar, talep artışı enflasyonu tetikler, enflasyonun tetiklenmesi yerli üreticiyi dış pazarlarda rekabet edemez hale getirir ve ihracatınız düşer, aşırı dış ticaret açığı dövizi patlatır, döviz artışı enflasyonun artış hızını freni boşalmış kamyona çevirir, devlet enflasyonist etki ile bütçe açığı verir ve ödemeler dengesi bozulur, dış borç açığı patlar, önlem alınmaz ise ülke temerrüte bile düşebilir.
Şimdi filmi başa sarma zamanı, siyasi irade kredi musluklarını kapatır veya yüksek faiz silahını kullanır, vergileri artırır, tüketim harcamaları düşer, ekonomi daralır ve işsizlik patlar bu kararı veren siyasi yapı artık zor durumdadır, muhtemelen bir sonraki seçimlerde havlu atacaktır.
Peki bir ülke bu kısır döngüden nasıl kurtulur.
Katma değeri yüksek ürünler üretmek; ihraç ettiğiniz domates, biberin yanına kar marjı yüksek teknoloji ürünleri eklemek. Söylemesi kolay, uygulaması çok zordur. Üniversitelere, Ar-Ge yatırımlarına, bilime ve kalitesi yüksek eğitime yıllarca karşılığını alamadan kaynak aktarmanız gerekir. Kaynak aktarmakta yetmez, liyakat sahibi, siyasetten bağımsız yöneticiler ile süreci çok iyi yönetmelisiniz.
Sanayi ve teknoloji ürünlerini markalaştırmak; sadece üretmek yetmez, bu ürünleri dış pazarlarda aranan ürünler haline getirmelisiniz, gerekirse yetersiz sermayesi olan başarılı şirketlerin maliyetini sübvanse etmelisiniz.
Şeffaf ve güvenilir ekonomi ve hukuk alt yapısı oluşturmalısınız; yabancı sermaye ve teknoloji yatırımlarını ülkenize çekmenin yolu buradan geçer, hukukun üstünlüğünün olmadığı, demokrasileri bir ileri iki geri giden ülkeler sermaye çekmede çok zorlanır.
Sizin anlayacağınız bizim işimiz çok zor.