Eğer ışık uzayda sonlu bir hızla yol alıyorsa ve evrenin yaşı da sonluysa -uzay sonsuz olsa bile- ancak belirli bir hacmin içindeki yıldızlardan gelen ışığın Dünya’ya ulaşması mümkündür. Poe’ya göre bu hacmin içindeki yıldızların yoğunluğu geceleri de gökyüzünün aydınlık olması için yeterli değildi. Bu düşünce doğrudur, ancak Olbers paradoksunun çözümü için tek başına yeterli değildir.
Büyük Patlama’nın varlığı yeni bir paradoks doğmasına yol açar. Büyük Patlama’dan kısa süre sonra tüm evren çok sıcaktı ve ışıkla doluydu. Öyle ki uzaydaki her nokta yıldızların yüzeyi kadar parlaktı. Bu durumda bugün uzayda herhangi bir yöne baktığımız zaman Büyük Patlama’dan arta kalan ışığı görmemiz gerekmez mi? Bu paradoksun çözümü ise evrenin genişlemekte olduğu gerçeğinde yatar. Esasen uzayda her yönde Büyük Patlama’dan arta kalan ışık vardır. Ancak evrenin genişlemesi sebebiyle, kozmik mikrodalga artalan ışıması olarak adlandırılan bu ışığın dalga boyu uzamıştır. İnsan gözü, ışık tayfının mikrodalga kısmında kalan artalan ışımasını algılayamaz.
Özetle geceleri gökyüzünün karanlık olmasının en önemli nedenleri, evrenin genişlemekte olması ve yaşının sonlu olmasıdır.
Eğer konuya daha fazla hakim olmak isterseniz aşağıya bıraktım kaynağa tıklayıp erişebilirsiniz. Yararım dokunduysa ne mutlu bana...
Kaynaklar
- Dr. Mahir, et al. Uzay Neden Karanlıktır?. (22 Ocak 2018). Alındığı Tarih: 23 Kasım 2022. Alındığı Yer: bilimgenc.tubitak | Arşiv Bağlantısı