Şu ana kadar yaptığımız uzay araçlarının içerisinde en hızlı olanı, Parker Güneş Sondası(Parker Solar Probe). Güneş etrafındaki yörüngesine 2018 yılında fırlatıldı ve amacı Güneş'in Corona tabakasına dair veri toplamak, Güneş rüzgarlarının oluşumunu incelemek ve yüklü parçacıkları hızlandıran mekanizmalara dair bilgi edinmek. 27 Eylül 2023'de PSP Güneşe en yakın konumundan geçerken yaklaşık 635.000km/saat hıza ulaştı ve bu hız ışık hızının sadece %0.064'üne tekabül ediyor. Aracın bu hıza sahip olmasının sebebi ise kullandığımız roket motorları vs. değil, Güneş'in sahip olduğu yüksek kütle çekim ivmesi. Buradan anlaşılır ki, uzayda ışık hızı haricinde bir limit yoktur ve şu ana kadar ürettiğimiz, en yüksek hıza ulaşan araç, ışık hızının %1'ine bile ulaşamamıştır.
Bunun dışında; Ay'a, Mars'a veya başka bir uydu veya gezegene gönderdiğimiz araçların aşırı hızlı olmalarını istemeyiz. Sebebi ise çok basittir; Uzay araçlarının ulaşmak istedikleri objenin etrafında yörüngeye girebilmeleri için hızlarının belirli bir değerin altında olması gerekir. Eğer ki uzay aracımız, hedefine vardığında bu limitin üstünde bir hıza sahipse yörüngeye giremez ve hedefi ıskalamış olur.
Bu noktada uzay araçlarının aynı hızlandıkları gibi yavaşlamak içinde ateşleme gerçekleştirerek fren yapması gibi bir durumdan bahsedilebilir ve hatta çoğu zaman spesifik özelliklere sahip yörüngelere girilmesi için küçük sayılabilecek hız farkları oluşturacak şekilde uygulanır. Fakat bu yöntem aşırı yüksek hızlardan objenin minimum hızına düşmek için kullanılmaz sebebi ise söz konusu aracın beraberinde yakıt taşımasını gerektirir ve bu hem maliyeti arttıran hem de güvenliği düşüren bir durum yaratır. Dolayısıyla genellikle yüksek hızlarda seyahat tercih edilmez.