Ülkemizin ekonomik anlamda ciddi açmazları vardır. Bunların en başında, verimsizlik, katma değeri düşük üretimin ağırlıklı olması ve global marka yaratma sorunlarımız gelir.
Sanayi ve tarım üretiminin %20 sinin, Sanayi 5.0 gibi otomasyanlarla desteklenerek, robotik üretim bantlarının kurulabilmesi muhteşem bir şey olur. Şimdi kafalarda şu soru elbette oluşuyor; otomasyon ve robotik üretim yüzünden, işinden olacak olan milyonlar ne yapacak?
Sorunuzdaki var sayım eğer gerçekleşirse, sırasıyla neler olabilir, değerlendirelim. Elbette en başta verimlilik artar; iç ve dış pazarlarda fiyat rekabet şansınız yükselir, dolayısı ile daha hacimli pazarlara ürün satabilmeniz, o sanayi koluna hizmet götüren, hammadde veya yan mamül tedariki sağlayan firmaların büyümesine neden olur. Bu tarz yatırımların altyapı imkanları sayesinde, katma değeri yüksek ürünlerin sayısı artar. Bu durum, pazar paylarınızı artırmakla kalmaz, bu ürünlere ihtiyaç duyan dış sermaye yatırımcılarını ülkenizde kalıcı yatırım yapmaya teşfik eder. Eğer başarabilirseniz global marka yaratabilme kabiliyetinizi de artırmış olursunuz.
Yukarıda sayılan tüm nedenler istihdam yaratacağından, olumsuz etikeden daha çok, olumlu etkiye sebep olur. Müthiş bir pembe tablo çizdik ve kafamızda şu soru ister istemez doğmuş oldu "Özel sektör, tüm bu olumlu avantajlarına rağmen, varını yoğunu ortaya koyarak bu tarz yatırımlar yapma konusunda neden çok çekimser?" Bu sorunun cavbını "Ulusların Çöküşü" isimli kitabıya Daron Acemoğlu çok güzel yanıtlıyor. Özetle: Bir ülkede siyaset ve devlet kurumlarının sağlıksız işleyişi, ulusların ekonomik büyüme sağlamasının önünde bir duvar gibi duruyor. Son cümle, sanırım pek çok şeyin cevabı olmuştur.