Günümüz Anadolu toplumunun gen hazinesine ilk insanların Afrika'dan çıkışından beri yeni genetik çeşitlilikler eklenmektedir. Anadolu'nun hem verimli topraklara sahip olması hem Asya ile Avrupa arasında bir koridor görevi görmesi hem de antik ticaret yollarının üzerinde bulunması bu genetik çeşitliliğin oluşmasında büyük oranda etkilidir. Diğer yandan Türklüğe özgü bir genetik yapı bulunmamakla birlikte tarih sahnesine çıkışlarından beri Türk toplumu genetik olarak farklı birçok insan barındırmıştır. Aslında bu yalnızca Türkler için değil diğer tüm toplumlar için geçerlidir. İşte bu yüzden insan türü içerisinde genetik olarak saf bir ırktan söz etmek mümkün değildir. Bundan 10.000 yıl önce yeryüzünde ne Türkler diye bir topluluk vardı, ne Ermeniler, ne Araplar ne Yunanlılar ne de Kürtler. Homo sapiensler küçük gruplar halinde gezen ve genetik yapısı birbirinden farklı olan avcı-toplayıcı insanlardan ibaretti. Bu grupların ortak amaçlar doğrultusunda bir araya gelip ortak bir kültür oluşturmasıyla milletler ortaya çıktı.