Serbest bırakılan topların, elmaların ve diğer cisimlerin yere doğru düştüğünü gördünüz. "Ne oluyor?" diye kendinize sordunuz. "Cisimler, yere doğru düşmeye meyilliler." cevabını verdiniz. Bu, doğal bir kanunun tespiti (gözlem). Kanunlar, doğada kendini tekrar eden örüntülere verdiğimiz isim.
Sonra doğal olarak "Neden düşüyor?" diye sordunuz. Ama bilmiyorsunuz. Dolayısıyla eğitimli bir tahminde bulunup, "cisimlerin üstünden esen rüzgarların onları aşağıya doğru bastırdığını ve o basınç nedeniyle cisimlerin yere doğru düşmeye çalıştığını" ileri sürdünüz. Tebrikler, bir hipotez ürettiniz!
Sonra bunu test ettiniz. Rüzgarsız bir havada, mesela evinizin de içinde cisimleri serbest bıraktınız. Onlar da düştüler. Tebrikler, hipotezinizi çürüttünüz.
Bu durumda yeni bir hipotez üretmeniz gerekiyor: "Tamam, rüzgarlar itmiyor ama; sonuçta evde bıraktığım cisimlerimin üzerinde de pencere ve kapılardaki boşluklardan girebilen hava nedeniyle bütün atmosferin ağırlığı var. Cisimlerin altındaysa o kadar fazla hava yok. Bu durumda üstteki havanın alttaki havadan daha çok itmesinden ötürü cisimler aşağı doğru düşüyor olmalı." dediniz. Tebrikler, yeni bir hipotez ürettiniz!
Bir kabın içindeki bütün havayı emip, vakumlu bir ortam yarattınız. Ve o kap içinde bir cismi bıraktınız. Cisim, yine yere düştü. Tebrikler, az önceki hipotezinizi de çürüttünüz.
Böyle böyle farklı ihtimaller üzerinde durup, onları test edip, bazı doğru hipotezlere ulaşmaya başladınız. Mesela: "Belki de Dünya'nın devasa kütlesi, diğer kütleli cisimleri üzerine çekiyordur?" dediniz. Tebrikler, yine bir hipotez ürettiniz. Eğer bu doğruysa, serbest bırakılan cisimlerin ne hızla, nasıl bir rota izlemesi gerektiğini hesapladınız. Ve test ettiniz: Bovling topu bırakıyorsunuz, hesapladığınız gibi düşüyor. Bir topu çok hızlı fırlatıyorsunuz, tam da hesapladığınız yere düşüyor. Açısını değiştirip tekrar fırlatıyorsunuz, yine tam hesapladığınız yere düşüyor. Tebrikler, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, hipotezinizi çürütemiyorsunuz! Bu oldukça, hipoteziniz güç kazanıyor. Başkaları da sizin hesaplarınızı çürütmeye çalışıyor, onlar da başaramıyor. Bu hipotez giderek güç kazanıyor!
Ama bu hipoteziniz, bazı durumları izah edemiyor. Ağır bir taşı taşıyan bir at arabası, yoldaki bir kaldırıma küt diye çarpıp birden durduğunda, taşıdığı yük üzerinde hiçbir kuvvet olmamasına rağmen, cisim ileri doğru fırlayıveriyor. Bu nasıl oluyor? Yine bir dizi hipotez geliştirip, test edip, yanlışlıyorsunuz ve sonunda, durgun cisimlerin durmaya meyilli olduğuna, hareket eden cisimlerin hareket etmeye meyilli olduğuna kanaat getiriyorsunuz. Bunu ihlal edebilecek deneyler yapıyorsunuz ama bir türlü çürütemiyorsunuz. Tebrikler, bir diğer başarılı hipotez geliştirdiniz!
Sonra bir gün buz pateni gösterisi izliyorsunuz. Aşk ve ihtiras dolu gösterilerinde, buz patencilerinden biri, diğerini hayal kırıklığı içinde itiyor! Ama sadece itilen değil, iten de geriye doğru kaymaya başlıyor. Bunu, önceki 2 hipoteziniz izah edemiyor. Tekrar izah etmek için olasılıklar üzerinde duruyorsunuz: Acaba yerdeki sürtünme mi buna sebep oluyor? Ya görmediğimiz gizli kuvvetler varsa? Acaba itmeden kaynaklı gerilimler mi buna sebep oluyor? Hayır, hayır, hayır. Hepsini tek tek eleyebilecek testler yaptığında her biri tek tek eleniyor. Ve nihayetinde bir hipotez daha geliştiriyorsunuz: Her kuvvet, kendine zıt yönde tepki kuvvetleri doğuruyor olmalı ve sürtünmenin çok düşük olduğu ortamlarda, bu tepki kuvveti, etki kuvvetine sebep olan şeyin de itilmesine neden oluyor olmalı! Çürütmeye çalışıyorsunuz ama nafile. Açıklamanız, gerçekten de başarılı! Tebrikler, bir başarılı hipotez daha ürettiniz!
İşte bu çürütülemeyen hipotezler, bir araya gelerek Newton'un Yerçekimi Teorisi dediğimiz şeyi yaratıyor. Buna yıllarca "Newton kanunları" dendi, çünkü bilim tarihinde o güne kadar görülmüş, gelmiş geçmiş en başarılı açıklama oydu - ve "teori" sözcüğü o dönemde pek yer etmemişti. Ama bugün, bu teorinin teknik olarak "yanlış" veya "kısıtlı" olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bir bütün olarak "kanun" olması zaten imkansız; ama kalbinde "atalet" gibi bazı doğa yasalarını içeriyor (ve onları izah ediyor), evet.
Bu teorinin hatalı olduğunu nereden anladık? Daha fazla gözlem yapıp, teorinin çalışmadığı yerleri fark etmeye başlayarak. Aslında ilk başta tamamen teorik yöntemlerle; ama gezegen biliminden gelen deneysel veri bunu çok güzel destekliyor: Merkür'ün yörüngesi, Newton'un öngördüğüne uymuyordu. Halbuki teori doğru ise, Merkür istisna olmamalıydı. Sonradan anlaşıldı ki bu sapmanın nedeni Güneş'e olan yakınlığından kaynaklı olan görelilik etkileriydi. Böylece Newton'un açıkladığı her şeyi açıklayabilen, üstüne Newton'un teorisinin açıklayamadığı şeyleri de açıklayabilen (yani Newton'un teorisinden daha fazla sayıda doğru/yanlışlanamayan hipotezi içeren) Görelilik Teorisi, daha doğru ve daha çok kabul gören kütleçekim teorisi haline geldi (tabii Merkür'e ek olarak yüzlerce diğer gözlemden ötürü).
İşte hipotezlerle teoriler arasındaki ilişki bu. Görebileceğiniz gibi, hiçbir noktada bir kanun bir hipoteze dönüşmedi; hiçbir noktada bir hipotez bir teoriye dönüşmedi. Ama üçü de birbiriyle ilişkili:
- Kanunlar, "doğa yasaları" demek. Anca gözleyerek fark edebileceğimiz şeyler.
- Hipotezler, "eğitimli tahminler" demek. Anca konu hakkında yeterince donanıma sahipsek makul şekilde türetebileceğimiz şeyler.
- Teoriler, "bilimsel açıklamalar" demek. Anca çok sayıda hipotezi test edip, yanlışlayıp, yanlışlayamadıklarımızı bir bütün olarak birbirine bağlamayı başaracak kadar bilime ve literatüre hakimsek geliştirebileceğimiz şeyler (o nedenle milletin oturduğu yerden uydurduğu ve haber kanallarına çıkan "sözde fiziksel açıklamalar", aslında "teori" falan değiller, "dandik/cahilce hipotez" kategorisine giriyorlar).
Daha fazla bilgiyi buradaki ve buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
290 görüntülenme