İkisi arasında bazı temel/köklü farklar var:
- Teistik evrimci biri, (genellikle 1 adet) tanrının var olduğuna inanır ve aynı zamanda (genellikle insan da dahil bütün) canlıların evrimleşerek var olduğunu kabul eder. Teistik evrimciler, çoğu durumda evrimsel biyolojinin hemen her bulgusunu (özellikle de genellikle teistler tarafından reddedilen ortak köken gerçeğini; Yeni Dünya Yaratılışçıları tarafından reddedilen Dünya'nın 4.5 milyar yaşında olduğu gerçeğini ve mikroevrimin makroevrime sebep olmak zorunda olduğu gerçeğini) kabul ederler. Teistik evrimcilere göre doğada var olan evrim yasası, tanrının yaratma biçimlerinden biridir.
- Akıllı tasarımcılar evrimi belli sınırlar dahilinde kabul ediyormuş gibi gözüken, aslen yaratılışçı olan kişilerdir (zaten "akıllı tasarım" lafı, ABD mahkemelerinde "yaratılışçılık" akımının okullardaki fen derslerine sokulamayacağı netleştikten sonra uydurulmuş bir tabirdir). Akıllı tasarımcılar görünürde herhangi bir spesifik tanrıdan bahsetmezler; ancak tabii ki her akıllı tasarımcı, içten içe ve hatta birçok durumda açıkça, yaşadığı coğrafyanın tanrısına inanır. Akıllı tasarımcıların ana argümanı, canlılardaki karmaşıklığın doğal seçilim yoluyla evrimleşemeyeceği, bir tasarımcı/yaratıcı tarafından akıllıca var edildiği yönündedir: ama belirttiğim gibi, birçoğu bunun hangi yaratıcı olduğunun detaylarına pek girmek istemez - ki bu, onların "yaratılışçılık" akımının aldığı darbeleri hafifletmenin kendilerince bir yoludur. Her ne kadar akıllı tasarım, çok düzgün tanımlanmamış ve farklı kişiler tarafından farklı biçimlerde savunulsa da özünde böyle özetlenebilir. Örneğin bazı akıllı tasarımcılar, evrim yasasının tür, cins ve bazen familya bazında değişim yaratabileceğini kabul ederler; ancak takım, sınıf, şube, alem gibi daha üst taksonomik seviyelerde çeşitlenmeler yaratamayacağını iddia ederler (bu, tamamen hatalıdır). Bazıları mikroevrimi kabul edip makroevrimi reddetmektedir. Akıllı tasarım inancı içinde bu tür çeşniler bulunmaktadır.
Bu bakımdan teistik evrim görüşü, akıllı tasarıma nazaran bilimsel gerçeklerle çok daha uyumludur. Ancak her halükarda, bilimin bir yaratıcının varlığı/yokluğu hakkında herhangi bir sonuç/bulgu bildirmediği hatırlanmalıdır.
Tüm Reklamları Kapat