Sözüm ona kâinatı var eden, sonsuz merhamet sahibi bir varlık, bize "irade gücü" adı altında bir özgürlük sunuyor. Yani özgürce karar verebileceksek, azıcık da olsun aklımızla hareket edebileceğiz demektir. Ama sonra diyor ki, "Bana inanmazsanız, hadi güle güle—ödülünüz ebediyen yanmak!" Kulağa çelişkili gelmiyor mu? Hem özgürce seçim yap, hem de yanlış seçince sonsuza kadar cezalandırıl. Bu, sanki önüne iki yol koyup, birine "Seçebildiğin için tebrikler ama o yoldan gideni çiğ çiğ yiyorum" demek gibi. Hani sevgisi neredeydi bu sonsuz gücün? Bir de üstüne, eğer her şeyi o kadar detaylı tasarladıysa, bizi "inanmama potansiyeli" ile yarattığını da unutmamak gerek. Hani bu işin sorumlusu kimdi?
Bu düzen epey "korku imparatorluğu" çağrışımı yapıyor. Sırf aksini seçti diye bir varlığı yakmak, insanı sevgiyle sınamaktan çok, korkuyla hizaya sokmak gibi duruyor. Bir CEO düşünün: Çalışanına istediğini seçme özgürlüğü veriyor ama patronun fikrinden en ufak sapma olursa doğrudan işten kovuyor, hatta üzerine insan kaynakları departmanını göndertip ömür boyu kara listeye yazdırıyor. E öyle özgürlük mü olur? Bu hikâye de aynı hesap değil mi? Hem akıl vereceksin hem de aklını kullananı "sen bunu niye seçtin" diye ateşe atmakla tehdit edeceksin. İşin garibi, bu kozmik ceza sistemine inandırmak için de bol bol "mucize ve kutsal kitap" reklamı dönüyor, ama seçme şansı hâlâ (!) bizim elimizdeymiş gibi davranılıyor. Bana kalırsa bu tabloyu "sonsuz merhamet" yerine "sonsuz çelişki" başlığıyla sunmak daha doğru olurdu.
Özgür irade bir kukla ipine bağlıysa, bu sahnede 'merhamet' denen gösterinin gerçek yüzü sadece tiranlıktır.
Özgür: Her türlü kısıtlamadan bağımsız, tam serbest.
irade: Kişinin kendi kararlarını verme gücü, seçim yapabilme yetisi.
bir: Tek sayı, yalnızlığı veya tekilliği vurguluyor.
kukla: İpleri başkası tarafından çekilen, kendi başına hareket edemeyen varlık.
ipine: Kuklayı kontrol etmekte kullanılan bağ, esaretin sembolü.
bağlıysa: İp ile kısıtlı veya bağımlı durumda olma hali.
bu: Vurgulanan duruma dikkat çeken işaret sözcüğü.
sahnede: Gösterinin, hayatın veya oyunun sergilendiği yer.
merhamet: Burada sözde şefkat ve anlayış gibi görünen ama sorgulanan kavram.
denen: O şekilde isimlendirilen, öyle anılan.
gösterinin: Sunulan, sergilenen oyunun veya düzenin.
gerçek: Öz, saklı olmayan, maskenin altındaki hakikat.
yüzü: O gerçeğin görünen tarafı, asıl yüz.
sadece: Başka bir ihtimal bırakmayacak şekilde, tek seçenekte.
tiranlıktır: Baskıcı, zalim, korkuya dayalı bir yönetim veya düzen.