Açıklamanızdaki kısımla ilgili olarak şunu sormak lazım: "Ne fark eder?" Bunu ne kadar erken anlarsanız o kadar iyi: Bu tür sorular soran kişilerin öğrenmeye açık olma ihtimalleri sıfıra yakın ve dolayısıyla vaktinizi harcamaya değmezler. Yani suyun nereden geldiğini eksiksiz bir şekilde açıklasanız, "Ah evet, ben haksızmışım, bundan sonra bu tür iddialarda bulunmayacağım." diyeceğini düşünüyor musunuz? Eğer düşünüyorsanız, tabii ki uğraşın. Ama tahmin ettiğim üzere, muhtemelen yağ gibi üste çıkmaya çalışacaksa, onun yerine enerjinizi öğrenmeye açık gençleri eğitmeye harcamak her zaman daha avantajlı olacaktır.
Şimdi, özünde çok güzel olan sorunun cevabına geçelim: Dünya'nın (ve diğer tüm gezegenlerin) oluşumu sırasında Güneş Sistemi'nde zaten su vardı ve Dünya da bundan kendi payına düşeni aldı. Diğer gezegenler de aldı - ve bir kısmında su halen var; ancak çoğu, atmosfer yapısı veya jeokimyasal özellikleri nedeniyle bu suyu yitirdiler. İkinci kaynaksa, şu anda da Dünya'ya düşmeye devam eden ama bundan 4.5-4 milyar yıl önce inanılmaz miktarda düşen kuyruklu yıldızlardı. Bunların bünyesinde bol miktarda su bulunuyor ve bu su, çarptıkları yerlere taşınıyor. Dünya da bu şekilde bol miktarda su aldı. Son bir kaynaksa, kuyruklu yıldızlar yerine ön-gezegen çarpışmaları sırasında alınan su. Bunlar da Güneş Sistemi'nin başka yerlerinde oluşan ama gezegen olamadan Güneş'e veya diğer gök cisimlerine çarparak parçalanan kayaların içindeki sular. Bunların da bir kısmı Dünya'ya geldi (ve bu çarpışmalardan birinde Ay oluştu).
Peki Evren'deki su nereden geliyor? Çünkü Evren'deki en bol bulunan 3 elementten birincisi hidrojen, üçüncüsü oksijen. Su da 2 hidrojen ve 1 oksijenin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Ancak genelde bu atomların 3'ü bir araya gelip de suyu oluşturmuyorlar, daha ziyade, daha kolay oluşabilen karbonmonoksit ile hidrojenin tepkimeye girmesiyle su oluşuyor. Bu hidrojen ve oksijen de yıldızların çekirdeklerinde, füzyon tepkimesiyle oluşuyor. Sanılanın aksine su, Dünya'ya özgü bir şey değil: Evren, su ile dolup taşıyor; sadece yaşamın oluşabilmesi için ekstra koşullar gerekiyor, o nedenle su olan her yerde yaşamın olması garanti değil.