İkisinde de çözünmüş halde bol miktarda gaz var. Gazların çözünürlüğü basınçla doğru orantılıdır. Kapalı kaptaki gazın basıncı ne kadar yüksekse çözünmüş gaz miktarı da o kadar fazladır. Örneğin kola yaklaşık 30 atm basınçlı CO2 ile doldurulur. Deniz seviyesinde ortalama hava basıncı 1 atm olmakla birlikte bu basıncın %1'den çok azı CO2'tir. Yani kapağı açtığınız zaman içinde çözünmüş CO2 havaya karışmak ister. Ama bunu ancak sıvı yüzeyinden yapabilir. Siz sıvıyı çalkaladığınız zaman kısa süreliğine sıvının içini mikrokabarcıklarla doldurursunuz. Bu kabarcıkların her biri çok küçüktür elbette.çoğunu gözle göremezsiniz bile. Ama toplamda o kadar çok sayıda kabarcık vardır ki bu kabarcıklar içinde hava-sıvı yüzey alanı (bir şişe gazlı içecek için) belki bir futbol sahasının alanından fazla olur. Bu da o çözülmüş CO2 için sıvıdan kurtulacak devasa bir alan demek. O kabarcıklar sıvı içinde doluyken kapağı açarsanız basınç birden düşeceği için çözünürlük azalır, içinde çözünmüş gaz serbest hâle geçecek bolca da yüzey bulur. Birden sıvının içindeki kabarcıkların içi gazla dolmaya ve kabarcığı balon gibi şişirmeye başlar. Bu baloncuklar CO2 ile şiştikçe içinde bulunduğu kabın hacmine sığmaz olur ve dışarı çıkar. Ama sakin bir yüzeyden değil de sıvının içindeki kabarcıktan dışarı çıktığı için kendisi ile birlikte sıvıyı da sürükleyerek kaptan püskürerek taşar