Her bir bireyin duygusal "değişkeni" (), sosyokültürel "katsayısı" () ve beynin nörokimyasal "tepkisi" () vardır. Yani bu anlık bağlılık düzeyi gibi bir fonksiyonla gösterilebilir. Bu fonksiyonu, şeklinde modelleyebileceğimizi varsayalım. Burada , ve sabitleri; kişisel duygu, çevresel faktör ve nörobiyolojik etkenlerin sistemde nasıl ağır bastığını gösterir. Bir zanaatkârın kusursuz bir enstrüman yaparken ahşabın damarına, metalin yoğunluğuna ve telin gerginliğine dikkat etmesi gibi yani, insanlar da çevrelerinden ve iç dünyalarından gelen uyaranlar sayesinde o "bağlılık tınısını" yakalarlar. Tarihte bunun en çarpıcı örneğini, büyük imparatorlukları kuran liderlerin çevrelerindeki danışmanları ve destekçileriyle kurdukları o keskin uyumda görebiliriz: Her biri kendi "katsayısını" getirerek, o devasa organizmayı ayakta tutardı. Ne var ki dengelerin en küçük bir değişiminde farklılaşan sonuçlar (tıpkı Roma İmparatorluğu'nun çalkantıları gibi) o bağlılığı da çürütebilirdi.[1]
Tabii, bu bağlılık hep aynı seviyede kalamaz. Yani bir bakıma bir sistemin kararlılığı için türevsel analiz yaptığımızı düşünelim. Belirli bir an için pozitif olabilir ve bağlılık büyür, ama hayata dair stres faktörleri, kişisel dönüşümler ya da duygusal "sınır değerleri" sisteme beklenmedik anlarda ilave terimler katar. Yıllar önce yan yana sohbet eden iki dostun, zamanla iş telaşından birbirine selam bile veremeyecek hâle gelmesi aynı prensiple açıklanabilir. Yüzeyde sakin akan bir nehrin, dibi kayalık ve akıntılı olduğundan üstte hafif salınım göstererek zaman zaman yatağını değiştirmesi gibi, ilişkiler de gizli dinamiklerin etkisiyle bir noktadan sonra "farklı kollara" ayrılabilir.
Kaynaklar
- Verywell Mind. Is It Not A Vibe Or Is It Limbic Resonance? Experts Explain. Alındığı Tarih: 4 Ocak 2025. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı